AKP-KDP’nin sınır ötesine yönelik saldırılarına karşı Vanlılar sokağa çıktı: ‘Kullanılan kimyasallar ve diğer silahlar ile doğal yaşam tamamen yok edilmektedir. AKP-MHP’ye rağmen, KDP’ye rağmen biz kazanacağız’ denildi
Türkiye’nin, Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) ortaklığıyla 17 Nisan’da Zap, Avaşîn ve Metîna bölgelerine yönelik saldırılarına tepkiler büyüyor. Halkların Demokratik Partisi (HDP) Van İl Örgütü öncülüğünde HDP Edremit İlçe Örgütü önünde kitlesel açıklama yapıldı. “Savaşa karşı barışı, ölüme karşı yaşamı savunuyoruz” pankartı açıldı.
Açıklamayı okuyan HDP Erciş İlçe Eşbaşkanı Bayram Çiçek, KDP’nin de AKP-MHP iktidarı gibi halka hesap vereceğini söyledi.
‘Kullanılan kimyasallar ile yaşam tamamen yok edilmekte’
Kendi iktidarının bekasını, ülkenin bekasına eş değer tutan AKP-MHP iktidarının ülkeyi felaketlere sürüklediğini söyleyen Bayram Çiçek şunları söyledi: “Yeniden başlayan çatışmalı süreç ve ülkenin tüm kaynaklarını sömüren güvenlikçi politikalar, her evdeki sofrayı küçültürken ülkeyi de daha karanlık bir faşizm alanına dönüştürmektedir. Barış sürecinin terk edilmesi savaş politikalarına hizmet etmiştir. Geldiğimiz aşamada Kürdistan Bölgesel Yönetimi topraklarına yapılan saldırılar sadece can kayıplarına değil her geçen gün artacak şekilde sivil ölümlere, doğal tahribata ve yerleşim yerlerinin yerinden edilmesine neden olmaktadır. Kamuoyuna yansıyan bilgilere göre, kullanılan kimyasallar ve diğer silahlar ile doğal yaşam tamamen yok edilmektedir. İnsansız hava araçlarının saldırıları ile sivil yerleşim yerleri, hastaneler vurulmakta ve bu saldırılar yaşam hakkını ihlal eden suikastlara dönüşmektedir.”
İnkar, ırkçılık, asimilasyon ve sömürgecilikğe karşıyız
Güvenlikçi politikaların, Kürt halkını yoksul bırakırken, bu bölgedeki diğer halkları ise anti-demokratik, ırkçı ve komprador rejimlere teslim ettiğini ifade eden Çiçek, “Kendi halklarından topladıkları vergileri, kamu hizmetleri yerine, darbe-kayyum sistemleri ile güvenlikçi politikalara harcayan bu rejimler, halkın tek talebi olan barışı yok saymaktadır. Tüm halkların ve inançların eşitliği üzerine kurulacak onurlu bir barış, tüm Ortadoğu’yu kurtaracak tek formüldür. Irkçılık, asimilasyon ve sömürgecilik içeren politikalar ne Kürt halkının kabulü olacaktır ne de Ortadoğu’daki herhangi bir halkın onayını alacaktır. Emperyalistlerin ve egemen ulus devletlerin çizdiği sınırlar, uyguladığı politikalar halklarımızın gerçekliği ile örtüşmemektedir. Bugün Türkiye’de, Irak’ta, İran’da ve Suriye’de devam eden tüm krizlerin temelinde, Kürt halkının en esas haklarının inkarı bulunmaktadır” diye konuştu.
Savaşa 3 trilyon harcandı
Türkiye’nin 2016-2022 yılları arasında sadece güvenlikçi harcamalara, bugünün hesabıyla yaklaşık 3 trilyon lira harcama yaptığına dikkat çeken Çiçek, “Bu harcama halkın istihdamına, ulaşımına, eğitimine, sosyal güvencesine yapılmalıydı. Görüldüğü üzere barışın alternatif maliyeti çok ağırdır. Barış yoksa refah yoktur. Barış yoksa işsizlik, enflasyon, zam, zulüm, işkence düzeni vardır. Türkiye’de devam eden derin ekonomik krizin en temel nedenlerinden birisi kamudaki AKP yolsuzluk düzeni ise diğeri de ifade edilen bu güvenlikçi politikalardır. AKP-MHP iktidarı ilk sandık kurulduğunda halklarımız tarafından iktidardan alaşağı edileceğini görmüş durumdadır. Kendi iktidarının düşüşünü durdurmak için, ipine sarıldığı güvenlikçi politikalar onu kurtaramayacaktır. Ne Kürt halkı ne de bu ülkenin tüm halkları, savaş politikalarını onaylıyor. Hiçbir anne, hiçbir baba, hiçbir insan bu çatışmaların, yaşam kayıplarının sürmesini istemiyor” diye belirtti.
KDP hesap verecek
Çiçek, şöyle devam etti: “Bizler bu ülkenin demokratik ve barışçıl bir ülke olması için çalışıyoruz. Savaştan ve çatışmadan, bu ülkenin halklarının bir çıkarı yoktur. Savaş ve çatışmada ısrar eden, güvenlikçi politikaları uygulamaya devam eden tüm iktidarlar bu ülkenin halkları tarafından görevden alınmıştır. AKP iktidarının çöküşü de bu nedenle olacaktır. Umudunu savaşa ve güvenlikçi politikalara bağlayan, milliyetçiliği körükleyerek halkın rızasını alacağını sanan AKP iktidarı, büyük bir yanılgı içindedir. Halklar barış ve çözüm talep etmektedir. Halkın bu talebini görmeyenler ilk sandıkta hesap verecektir. Bu durum sadece AKP-MHP iktidarı için değil, onun saldırılarının işbirlikçisi olan KDP için de böyle olacaktır. Bu politikalarda ısrar eden iktidara ve yandaşlarına, gereken tarihi dersi vermek için bizler de bugünden itibaren daha güçlü bir çalışma yürüteceğimizin sözünü veriyoruz. Kişi kişi, ev ev, sokak sokak, bu politikanın teşhiri için tüm halkımızın vicdanına sesleniyoruz; gelin bu savaşa karşı barışı, ölüme karşı yaşamı savunalım.”
Kürde dair ne varsa yok etmek istiyorlar
Ardından konuşan HDP Van Milletvekili Murat Sarısaç, Zilan’dan Roboskî’ye kadar Kürtler üzerinden denenmeyen katliamın kalmadığını belirterek, “Her seferinde, devlet aklını sadece Kürtleri yok etme üzerine kullanıyor. Bugün de aynı aklı Kürtlerin yaşadıkları her yerde devreye soktular. Bu akıl şimdi de işbirlikçileri ile birlikte Kürtlerin çocuklarına, topraklarına ve doğasına kimyasal silahlarla saldırıyor. Her hafta bazı aileleri il binamızın önüne getirip ‘Çocuklarınızı HDP gönderdi’ diyerek bize karşı kışkırtıyorlar. Buradan Diyarbakır ve Van’daki ailelere sesleniyoruz; maden siz anneleri ve çocukları düşünüyorsunuz, o zaman neden onların çocuklarına şu an bomba yağdırıyor, onları kimyasallarla yok etmeye çalışıyorsunuz? Neden Kürtlerin doğasından insanına kadar her şeyi katlediyorsunuz?” diye sordu.
‘Kürdistan’da tüm halkların birlikte yaşamı için mücadele edeceğiz’
Devlet aklının sürükle Kürtleri yok etme üzerine kurgulandığını söyleyen Sarısaç, “Bu devlet aklı hangi Kürdün duygusu kullanışlıysa onu kullanıyor. Van’da bu aileleri kullanan devlet aklı, Başur’da da KDP’yi kullanıyor. Yıllardır verdiğimiz mücadele aynı zamanda Kürtlerin ulusal birliği içindi. Çünkü biz biliyoruz ki, Kürtler bu kadar katliam ve zulme uğramışsa, iradeleri yok edilmişse Kürtler güçsüz olduğu için değil ittifakları olmamasından kaynaklanıyordu. KDP, işte bu ittifaksızlığın en büyük nedenidir. KDP anlayışı yenilgiyi kabul eden, kendi insanına güvenmeyen Kürdün resmidir. AKP, MHP ve KDP’ye sesleniyoruz; hangi teknikle saldırırsanız saldırın, hangi oyunlar oynuyorsanız oynayın, biz hepsine rağmen Kürdistan’da tüm halkların birlikte yaşamı için mücadele edeceğiz. Ne bedel olursa olsun bunu ödemeye hazırız. AKP-MHP’ye rağmen, KDP’ye rağmen biz kazanacağız. Kahrolsun AKP-MHP faşizmi, kahrolsun işbirlikçiler” dedi.
Açıklama, “Kahrolsun AKP, işbirlikçi KDP” sloganıyla sona erdi.,
VAN