Kobanê Davası’nda Kürt kadın siyasetçi Zeynep Ölbeci, belediyelerdeki kadın çalışmalarını anlatarak, ‘Yaptıklarımızın arkasındayız, Demokratik, ekolojik ve kadın özgürlükçü paradigma kadınların tüm üretim alanlarda eşit olarak yer almasını esas alır’ dedi
IŞİD’in Kobanê’ye yönelik saldırılarına karşı 6-8 Ekim 2014’te gerçekleşen protesto eylemleri gerekçe gösterilerek Halkların Demokratik Partisi (HDP) eski Eşbaşkanları, Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyelerinin de aralarında bulunduğu 21’i tutuklu 108 ismin yargılandığı Kobanê Davası’nın 12. duruşması, 28 Nisan’da 3. gününde Sincan Cezaevi Kampüsü’nde devam etti.
Sincan Cezaevi’nde tutulan siyasetçiler ile çok sayıda avukatın hazır bulunduğu duruşmaya, farklı cezaevlerinde tutulanlar siyasetçiler ise, Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla bağlandı. Duruşmayı, İnsan Hakları Derneği (İHD) Eşbaşkanı Öztürk Türkdoğan, HDP Ankara il yöneticileri ile birçok kişi izleyici olarak katıldı.
Yaptıklarımızın arkasındayız
Duruşma mahkeme heyetinin salona gelmesiyle başladı. Duruşma, gelen evrakların okunması ardından tutuklu siyasetçi Zeynep Ölbeci’nin savunmasıyla devam etti. Kürtçe tercüman eşliğinde savunmasını sürdüren Ölbeci, siyasi çalışmalarından kaynaklı yargılandığını belirtti. Ölbeci, kayyumların sadece kadınların kazanımlarını baskılamadığını, aynı zamanda tüm halkın iradesini baskı altına aldığını söyledi.
Kayyum politikasını işgal olarak tanımlayan Ölbeci, “Demokratik Bölgeler Partisi’nde yer alıyorum. Ondan önce de DTP’de yer almıştım. Bunlar aynı siyasi geleneğin temsilcileridir. Bütün çalışmalarda benim de emeğim var. Parti çalışmalarımdan kaynaklı gizli tanık getirmelerine gerek yok. Biz bunları açık ve aleni şekilde yapıyoruz, bunlar çalışmalarımızdır. Biz yaptıklarımızın arkasındayız” dedi.
Eşit temsiliyet için eşbaşkanlık sistemi
Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) 30 Mart 2014 seçimlerinde demokratik, özgürlükçü yerel yönetimler anlayışlarıyla seçimlere girdiğini ve 3’ü büyükşehir olmak üzere 102 belediyeyi kazandığını hatırlatan Ölbeci, “BDP’nin 2014 Temmuz’dan sonra ismini DBP olarak değiştirdi. BDP o seçimlerde sonra eşit temsiliyeti esas aldı. 96 belediye meclisinde, eşbaşkanlık yönetmeliği oylamaya sunuldu, kabul edildi. Kadınlar eşitlikçi ve özgürlükçü mücadeleleriyle ataerkil sisteme karşı kazanımlarını elde etti. Bundan dolayı demokratik mücadelenin doğrudan öncüleri oldular. 102 belediyeden 96’sı eşbaşkanlık sistemini kabul ederek, eşit temsil hakkı elde etti. Yerel yönetimler tarihinde dünya da ilk kez böyle bir uygulama uygulandı. 2014 seçimlerinden sonra yerel yönetimlerde eşbaşkanlık, eşit temsiliyette Meclis üyelerini de etkiledi. Belediye Meclis üyelerinde de fermuar sistemi uygulandı. Bu şekilde kadın adaylar eşit bir şekilde seçildiler. Kadın Meclis üyelerinin sayısı 363 oldu” ifadelerini kullandı.
Kadınlar esas alındı
Eşbaşkanlık sisteminin seçim süresince kampanyalarla halka tanıtıldığını hatırlatan Ölbeci, “Demokrat gruplar, kadın çalışmalarında belediye çalışmalarında yer aldılar. Halka eşbaşkanlık sistemi anlatıldı. Halk bu sisteme oy verdi. Seçim sonrasında kadınların etkili bir şekilde kararlar alması için belediyelerde Kadın Meclisleri kuruldu. Belediye Meclisleri’nin pratik çalışmalarının yürütülmesi için de kadın kurulları, kadın koordinasyonları oluşturuldu. Belediye çatısı altında Kadın Müdürlükleri ve kadın politikaları esas alındı. Van, Diyarbakır ve Mardin’de kadın politika daire başkanlıkları, şehir ve ilçelerde kadın müdürlükleri kuruldu. Belediyelerde kadının ekonomik olarak güçlendirilmesi, kadınların eğitimi, kadına yönelik şiddete karşı mücadele esas alınmıştı. 2014 seçimleri ardından kadın çalışmaları yeni bir aşamaya ulaştırılmıştı” ifadelerini kullandı.
Kapı kapı gezildi
Yerel yönetimlerde özgürlükçü anlayış temelinde eşbaşkanlık sisteminin önemli olduğunu ifade eden Ölbeci, şunları söyledi: “Toplumsal cinsiyet eşitliğinin oluşması için ataerkil siyasete karşı kendi renkleriyle siyaset yapabilmesi için belediyelerde kadın merkezleri için çalışmalar yapıldı. 3 şehirde kadın başkanlar seçildi. Pilot olarak seçilen bu 3 bölgede demokratik, kadın özgün çalışmalar yapıldı. Şehir, ilçeler ve köylerde kadın çalışmaları güçlendirildi. Erkek şiddetine karşı kurulan kadın merkezleri önemli bir yere sahipti. Doğubayazıt Belediyesi de seçilen pilot bölgelerden biriydi. Kurulan kadın merkezlerinde şiddete karşı danışma veriliyordu. Kadınları bilinçlendirmek için eğitim çalışmaları yürütüldü. Köy köy, mahalle mahalle, kapı kapı gezildi. Kadın çalışmaları ve kadın merkezleri tanıtıldı. Ev gezmeleri, mahalle ziyaretleriyle danışma merkezine gelmeyen kadınlara ulaşmak için çabaladılar. Elde edilen sonuçlara göre eğitimler verildi. Kadın mücadelesiyle elde edilen büyük kazanımlardan biri de imece usulü bir ortaklaşma kurmaları oldular.”
Şiddet için telefon hatları kuruldu
Türkiye’de kadın mücadelesi yürüten kadınlarla bir araya geldiklerini ve tecrübelerini paylaştıklarını aktaran Ölbeci, dünyada kadın mücadelesi yürüten kadın örgütleriyle de yardımlaşma ve dayanışma ağları kurulduğunu söyledi. Bağımsız kadın örgütleriyle de ortak çalışmalar yürütüldüğünü de sözlerine ekleyen Ölbeci şöyle devam etti: “Her ne kadar kadın sığınma evleri, kadın erkek egemenliğine karşı kadınların kazanımlarıydı. Bu bilinçle iki büyükşehir ve iki tane de ilçelerde olmak üzere 4 sığınma evi kuruldu. Diyarbakır’ın Diclekent ilçesinde de sığınma evi açılması için çalışmalar yapılmıştı. Çalışacaklar işe alınmıştı. Bir yıl boyunca bakanlığın izni için beklendi. Belediye çatısı altında kadın kurum ve çalışmaları yürütüldü. Sığınma evlerinin eksikliklerinin ortadan kaldırılması için hem kendi aralarında hem de Türkiye kadın kurumları ile çeşitli tartışmalar yürütüldü. Sığınma evlerinden çıkılması ardından alternatif bir yaşam oluşturulması için çalışmalar yürütüldü. Tehlike altında olan, şiddete maruz kalan kadınların üretime katılması için çalışmalar yapıldı. Sığınma Evleri’nin özgür yaşam alanları olması için çalışmalar yapıldı. Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi başkanlığında Kadına Yönelik Şiddet İçin Acil Telefon hattı kuruldu. Türkiye’de yerel yönetimler de bu uygulama ilkti.”
Belediyeciliğimiz dönüştürmeyi esas alı
Kadınların çalışma alanlarında erkeklerden düşük ücrete çalıştırıldığını ve farklı uygulamalara maruz kaldığını söyleyen Ölbeci, “Kadın ücretli üretime katıldığı zamanda ev işlerinden kurtulamaz. Kadınlar düşük ücretle çalıştırılır. Kadınlar çalışma alanlarında cinsiyetçi yaklaşımlarla karşılaşır. Kadınlar her türlü taciz, şiddetle karşı karşıya kalır. Demokratik, ekolojik ve kadın özgürlükçü paradigmaya göre, kadınlar tüm üretim alanlarda eşit olarak yer almasını esas alır. Belediyecilik anlayışında kadın emeğini görünür kılarak, toplumu da bu şekilde dönüştürmeyi esas alır. Bu çalışmalarla erkek egemen kapitalist sisteme karşı kadınların alternatif olarak örgütlenmesi, bütün ekonomik çalışmalara, projelere kadınların örgütlü bir şekilde katılmasını esas alır. Belediyelerde, kadınların ekonomik özgürlüklerini kazanması, komünal ekonomi oluşturabilmesi ve güçlendirilmesi için çalışmalar yürütülmüştür” ifadelerini kullandı.
Ölbeci, Kürt illerinde kayyum atanmadan önce belediyelerde kadınlara ve çocuklara yönelik yaptıkları çalışmaları anlattı. Ölbeci, kayyum atanması sonrası kadın kazanımlarına yönelik saldırıları da aktardı.
ANKARA