Tarım ve Orman Bakanlığınca, genetiği değiştirilmiş bazı mısır çeşitleri ve ürünlerin hayvan yemlerinde kullanılmasına onay verildi
Tarım ve Orman Bakanlığı, Beyaz Et Sananicileri ve Damızlıkçıları Birliği Derneğinin (BESD-BİR) başvurusu üzerine genetiği değiştirilmiş bazı mısır çeşitleri ve ürünlerinin hayvan yemlerinde kullanılmasını onayladı.
Konuya ilişkin biyogüvenlik kararları Resmi Gazete’de yayımlandı.
Buna göre, Bakanlık, BESD-BİR’in başvurusu üzerine, komite tarafından hazırlanan raporları değerlendirerek, genetiği değiştirilmiş MON87751 ve DAS-81419-2 soya çeşidi ve ürünlerinin yanı sıra MON87411 ve MZIR098 mısır çeşidi ve ürünlerinin hayvan yemlerinde belirlenen şartlara uyulması kaydıyla kullanılmasına onay verdi.
10 yıl geçerli olacak
Genetiği değiştirilmiş söz konusu ürünlerin sadece hayvan yemlerinde, yem ya da yem ham maddesi olarak kullanılması gerekiyor. Kararların geçerlilik süresi 10 yıl olarak belirlendi.
Kararlarla, bu ürünlere ilişkin “ayırt edici kimlik, geçerlilik süresi, ithalatta uygulanacak işlemler, kullanım amacı, risk yönetimi ve piyasa denetimi için gerekli veriler, izleme, belgeleme ve etiketleme koşulları, ambalajlama, taşıma, muhafaza ve nakil kuralları, işleme, atık, artık arıtım ve imha koşulları, güvenlik ve acil durum tedbirleri, yıllık raporlamanın nasıl yapılacağı” başlıklarındaki hususlara uyulması zorunlu tutuldu.
GDO’lu ürün nedir?
GMO ya da GDO (Genetically Modified Organisms-Genetiği Değiştirilmiş Organizmalar), genetik müdahale yöntemleriyle genetik yapısına bitki, bakteri, virüs vb. herhangi bir başka canlıdan alınan gen veya genlerin aktarılmasıyla elde edilen yeni organizmalardır. GDO’lu ürünlerde en çok tartışılan bir konu ise ülkemizde yeteri kadar denetleme mekanizmasının olmamasıdır. Gümrüklerde ya da diğer bölgelerde GDO analizi yapabilecek alt yapıya sahip akredite bir laboratuvar olmadığından, ithal edilen ürünler kontrolsüz olarak sınırlarımızdan girmekte. Bugüne kadar sık olarak duyduğumuz GDO’lu ürünler ise şöyle: Mısır ve soyadan elde edilen yağ un, nişasta, früktoz bazlı şeker ve bunlardan üretilen bisküvi, çerez, çikolata, puding, gofret, şekerlemeler, hazır çorbalar, ketçap ve soslar…
GDO’nun zararları
GDO’lu ürünlerin zararları uzmanlar tarafından sıkça dile getirilen ve insanda birçok hastalığa neden olduğu ifade ediliyor. GDO’lu ürünlerin alerjik ve toksik olmasından kaynaklı olarak gen aktarımıyla birlikte yeni genin özellikleri alerjik ve toksik etkilere yol açtığı biliniyor. İngiltere’de GDO’lu soya nedeniyle 1998 yılında soya alerjisi sıklığı yüzde 50 arttı. İngiltere, ABD ve Rusya’daki alerji vakalarının artışı GDO’lu ürünlerle ilişkilendirilmekte. Alerjik reaksiyonların artmasında glifosat önemli bir faktör olarak gösteriliyor. Ayrıca Glifosatın bağırsaklardaki yararlı bakterileri öldürmesi, besin değerlerini azaltması ve bağışıklık sistemini baskılaması alerji nedenleri arasında yer almakta.
GDO’nun başka bir etkisi ise çevreye verdiği zararlar. GDO’lu ürün üretimi sonucu, zirai ilaçlamaya çok dayanıklı zararlı bitki türü ve böcekler oluşur. Bu böcekleri yok etmek zor olduğundan tarım için büyük tehdit teşkil eder. Tozlaşma mevsiminde, tozlaşma yoluyla GDO’lar doğal türlere bulaşırlar, biyoçeşitliliği yok etmeye başlarlar.
HABER MERKEZİ