İHD Ankara Şubesi İç Anadolu Cezaevlerine dair raporu tamamlayıp açıkladı. 20 tutuklunun sağlık hakkı ihlaline maruz kaldığı belirtilerek, Türkiye’deki tüm cezaevlerinde son üç ayda 17 tutuklunun yaşamını yitirdiği kaydedildi: Bağımsız ulusal denetim mekanizmaları oluşturulması gerekir. Hasta mahpusların acilen infazları durdurulmalı
İnsan Hakları Derneği (İHD) Ankara Şubesi, 2022 yılı Ocak-Mart aylarında İç Anadolu Bölgesi Cezaevleri’ne ilişkin hazırladığı 3 aylık raporunu açıkladı. İHD Ankara Şube’de yapılan basın toplantısına, İHD Ankara Şubesi Hapishaneler Komisyonu üyeleri Ömer Faruk Yazmacı ve Ümitcan Akbulut katıldı. Raporu, İHD Ankara Şubesi Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyesi Nuray Çevirmen okudu.
Raporda, İHD Ankara Şubesi Hapishaneler Komisyonu’na gelen başvurular, avukatların cezaevlerine yaptıkları ziyaretler, tutsakların İHD’ye gönderdiği mektuplar ve tutukluların aileleri ile yaptığı görüşmeler yer aldı. Raporda ayrıca, İç Anadolu Bölgesi’nde 79 kişi, diğer cezaevleri için 7 kişi olmak üzere toplam 86 kişinin başvuru yaptığı belirtildi.
Raporda, 20 tutuklunun sağlık hakkı ihlaline maruz kaldığı belirtilerek, Türkiye’deki tüm cezaevlerinde son üç ayda 17 tutuklunun yaşamını yitirdiği kaydedildi.
Ölüm orucu
Sincan Cezaevi’nde bulunan ve ölüm orucuna devam eden Sibel Balaç’ın durumuna da dikkat çekilen raporda, tutukluların sağlık haklarına dikkat çekildi. Yine İç Anadolu Bölgesi’nde bulunan cezaevlerinde ise 40 tutuklunun sağlık haklarının ihlal edildiği vurgulandı.
Raporun öne çıkan kısımları şöyle:
Afyon 1 No’lu
* M.S.K. isimli tutsağın 10 Ocak 2022 tarihinde İHD’ye gönderildiği mektuba yer verilen raporda, M.S.K. isimli tutsağın, 2 yıldır diş sorunları için hastaneye götürülmediklerini, ağrıyan dişlerini cezaevi revirinde çekmek zorunda kaldıklarını yada geçici dolguyla dişin çürümesini bekledikleri aktarıldı. İ.Ç . isimli tutsağın 10 Ocak 2022 tarihinde İHD’ye gönderdiği mektupta aşı zorunluluğunun kalkmasında ve normalleşmeyle birlikte kısıtlamaların bir kısmı kaldırılmasına rağmen kendilerinin aşı olmadığı için haklarından yararlanamadığını bilgisini paylaşıldı.
* M.S. isimli tutsağın 10 Ocak’ta gönderdiği mektupta yüzde 84 engelli olduğu, 14 çeşit hastalığının olduğu, bu hastalıklar nedeniyle diyet yemeği yemesi gerekirken, kurum tarafından normal yemekler gönderildiği belirtildi.
Bolu F Tipi
* 2 Şubat 2022 tarihinde İHD’ye mektup gönderen L.Y. isimli tutsak, yaşamını yitiren Hanifi Bilgin’in A. C. P., A. A.İ.’in 28 Ocak 2022 gününde kusma, ishal, ateş, nefes zorluğu vb. şikâyetlerden ötürü cezaevi idaresine başvurup hastaneye gitme talebinde bulunduklarını, fakat cezaevi idaresi hastaneye götürmediği gibi revire de çıkarmadığını, sadece personelle odaya ateş düşürücü ilaç gönderildiğini aktardı. 10 Ocak günü Hanifi Bilgin’in lavaboya kustuğunu ve bilincini kaybetmiş bir şekilde bulduğunu belirten L.Y., Hanifi Bilgin’in 2 saat sonra kalp krizi yaşamını yitirdiğini ve kalp ve böbrek rahatsızlığının olduğunu kaydetti.
* Aynı cezaevinde bulunan R.K. M.İ, S.D, D.Ç, isimli tutsaklar ise 2 Şubat’ta gönderdikleri mektupta, Hanifi Bilgin’in A.A.İ. ve C.P.’nin üçünün de şiddetli ishal, kusma, yüksek ateş, titreme nöbetleri başladığını tüm girişimlerine rağmen ne doktora çıkarıldıklarını nede hastaneye götürüldüklerine dikkat çekildi. C.P., ve Ş.E., İ.D., S.K.’nin İHD’ye gönderdiği mektupta aynı bilgiler yer aldı.
Bolu T Tipi
*Cezaevinde tutulan D.K.’nin babası S.K.’nin 28 Şubat’ta İHD’ye yaptığı başvurularda, babasının kalbinde pil takılı olduğunu, şeker hastalığı olduğunu ve şeker hastalığının ayağına vurduğu kaydedildi. D.K.’nin cezaevinde felç geçirdiğini ve sol kolunun fazla tutmadığı aktarılan raporda, D.K’nin yaşadığı kalp krizinin ardından İzzet Baysal Devlet Hastanesi Merkez Ünitesine kaldırıldığını ve yoğun bakıma alındığını, doktor tarafından ‘kalbinin 3’te 1’i çalışıyor, yapacağımız bir şey kalmadı, her şeye hazırlıklı olun’ şeklinde bilgi verildiğini’ ifade edildi.
Kayseri-Bünyan Kadın Kapalı Cezaevi
*21 Şubat G.T. isimli tutsağın avukatı ile yaptığı görüşmede, G.T. sara hastası olduğunu, kol dirseğinde hem mermi hem de şarapnel olduğunu, sırtında şarapnel parçası ve 1 mermi olduğunu, sağ ayağında 3 mermi çekirdeği, sol ayağında 2 mermi çekirdeği, sırtında ve ayağında şarapnel parçaları olduğunu ameliyat olması gerektiğini ancak doktorların tedaviden sonra bünyesi kaldıramayacağı için ameliyat olmaması gerektiğini söylediğini, sadece kan tahlillerinin yapıldığını 1 kere de dikişlerinin açıldığını bunun dışında herhangi bir tedavi yapılmadığını aktardı.
* D.Ş. ile yapılan avukat görüşmesinde, 2016 tarihinde çatışmada sırtından yararlandığını, kalp ve akciğerlerinde zedelenmeler yaşadığını ve yemek borusunun parçalandığını ve yemek yiyemediğini belirtti. D.Ş. ayrıca hasta sevklerinde ve kapalı görüşlerde askerlerin arama yaptığını ve elbiselerinin çıkarılmasını istediğini aktararak, saçlarının aranmaya çalışıldığını kaydetti.
* 27 yıldır cezaevinde tutulan N.E. isimli tutsakla yapılan avukat görüşmesinde, 3 hücre cezası olduğu için infazının keyfi olarak yakıldığını, gözlerinde katarakt ve tümör olduğunu kaydetti. Bir çok sağlık sorunlarının olduğunu ifade eden N.E., Havva Bayram isimli tutsağın kelepçeli muayeneye maruz kaldığını ve muayene sırasında doktorun Havva Bayram’a, “kelepçeli de olsan elbiselerini indirebilirsin, eğer indiremiyorsan asker gelsin elbiselerini açsın” dediğini söyledi.
Sincan Kadın Kapalı Cezaevi
*S.İ, R.K.Ö. isimli iki tutsakla görüşme yapıldı. Cezaevleri koşullarının çok kötü olduğunu ve sağlık sorunlarında sorunlar yaşadığını aktaran R.K.Ö, memesinde kitle olduğunu ve zehirli hipertriod hastalığının bulunduğunu kaydetti.
*Adil yargılanma hakkı için ölüm orucunda olan Sibel Balaç’ın 11 Mart’ta avukatı ile yaptığı görüşmede, kilo kaybının yüzde 20’nin üzerine çıktığını, zorla müdahaleden kaynaklı hastaneye sevkini istemediği belirtildi. Ankara Tabip Odası’ndan (ATO) gelecek bağımsız bir heyetin müdahalesini kabul edebileceğini aktardı.
Sincan 1 No’lu F Tipi
A.K. ile 11 Mart’ta yapılan avukat görüşmesinde ise, A.K.’nin kulaklarında işitme kaybı olduğunu, söylenenleri dudak okumayla anlayabildiği belirtildi. Sağlık sorunlarının günden güne arttığını kaydeden A.K., 2017 yılında yargılama sırasında geçirdiği rahatsızlık üzerine mahkeme kararıyla sağlık kurulu raporu alındığını, aort kapakçığının yüzde 67 oranında dejenere olduğunun tespit edildiğini, mahkeme kararına göre adli tıp kurumuna da sevk edilmesi gerekirken, adli tıp kurumuna gönderilmediğini, bu hastalıkla ilgili herhangi bir ilaç uygulaması da olmadığı belirtti.
İşkence yaptılar
* Bazı mahpuslar “ağırlaştırılmış müebbet” hükümlüsü olmadıkları halde tekli odalarda tutulmuştur.
* Afyonkarahisar 1 Nolu T Tipi Kapalı Hapishanesinde bir mahpus, gardiyanlar tarafından tehdit edildiğini aktarmıştır.
* Afyonkarahisar/Bolvadin T Tipi Kapalı Hapishanesinde 4 mahpus; 23 Şubat 2022 tarihinde o gün görevli başgardiyan ve 50 gardiyan tarafından odalarından alındığını ve ‘biz devletiz, sizin kafanızı keseriz’ gibi tehditlere maruz kaldıklarını, bunun dışında zorla ayakta sayım uygulamasına maruz kaldıklarını; koridora ve revire çıktıklarında askeri nizamda tek sıra halinde yürümeye zorlandıklarını aktarmıştır.
* İki mahpus, Urfa 1 Nolu T Tipinden, Çorum/Sungurlu T Tipi Kapalı Hapishanesine sevk esnasında yolda fiziki, psikolojik ve sözlü saldırılara maruz kaldıkları, kurumu girişinde hem infaz koruma memurları hem de kolluk güçleri tarafından fiziksel saldırıya uğradıkları, cezaevi girişinde çıplak arama dayatıldığı, çıplak aramayı reddedince ise bir grup infaz koruma memuru tarafından darp edildikleri, işkenceye varan uygulamaya maruz kaldıkları ve kıyafetlerinin yırtıldığını belirtti.
‘Devletin gücünü göreceksiniz’
* Kayseri 1 Nol’u T Tipinde bir mahpus, sayıma gelen görevlilerin kendilerini darp ettiklerini, kendilerine “hepiniz öleceksiniz, devletin gücünü göreceksiniz” şeklinde tehditlerde bulunduklarını, bazı memurların nefes borularına parmaklarıyla bastırdıklarını, bahçede tekmelenerek boğazının sıkıldığını, sağlık sorunun olduğunu bilinmesine rağmen darp edildiğini aktarmıştır.
* Kayseri 1 Nolu T Tipinde bir mahpus, yan koğuşunda bulunan birinin ayağının gardiyanlar tarafından kırıldığını, tedavi edilmediğini aktarmıştır.
*Kayseri 1 Nolu T Tipinde bir mahpus, kendilerine ayakta sayımın dayatıldığını, 19 Ocak- 7 Şubat tarihleri arasında yerlerde sürüklendiklerini, kimi arkadaşlarının ağzının yüzünün kan içinde kaldığını, 4 Şubat’ta avludaki alanda kendilerine şiddet uygulandığını, bir arkadaşının kafasına darbe aldığını, 4 Şubat’taki olaylardan sonra revire çıkarılmalarının 1 saat kadar geç olduğunu, 7 Şubat’tan sonraki ayakta sayımlarda ise sadece kollarından tutup ayağa kaldırtarak sayım yapıldığını, görevlilerin sayım için tehditlerde bulunduğunu söyledi.
*Afyon’da mahpusların tuttukları defterler toplatılmış, yayınlardan yapmış oldukları alıntılar gerekçe gösterilerek 2 mahpusa 13 günlük hücre cezası verilmiştir.
*Afyon/Bolvadin T Tipine sevk edilen bir mahpusun cezaevine götürüldüğü günden beri tek kişilik hücre tipi bir koğuşta tutulduğu, diğer mahpuslarla görüştürülmediği öğrenilmiştir.
*Ayakta sayım uygulaması devam etmekte, kabul etmeyen mahpuslara disiplin cezaları verilmektedir.
*Şartlı tahliye koşulları sağlanmasına rağmen keyfi gerekçelerle tahliyeler uzatılmakta ve bu uygulama gözlem kurulu kararıyla gerçekleşmektedir.
*Kayseri Kadın Kapalı hapishanesinde iki kadın mahpusun denetimli serbestlik ve koşullu salıverilme haklarının engellendiği öğrenilmiştir.
*Sincan Kadın Kapalı Hapishanesinde Jiyan Ateş, Hanım Yıldırım, Rojda Erez ve Berrin Sarı’nın idare gözlem kurulu tarafından başka odalarda bulunan mahpuslarla sosyal faaliyetlerde bulunmaması gerekçesiyle infazı yakılmıştı.
*Sincan Kadın Kapalı Hapishanesindeki mahpuslardan Alev Yarar, Mukaddes Kubilay, Rozerin Kurt, Dilek Hatipoğlu, Sariye Taşkesen, Selver İspir hakkında üzümden reçel yapılması nedeniyle disiplin soruşturması başlatıldı.
Gazete ve tv yasakları
*Yeni Yaşam, Evrensel, BirGün gazeteleri mahpuslara verilmiyor.
*İdarece belirlenen kanallar dışında hiçbir TV kanalının televizyonda verilmediği, Meclis Tv ve Kürtçe Kanal İzlenmesine izin verilmediği aktarılmıştır.
*Kendi istekleri dışında sevk ve sürgün edilen mahpusların eşyalarını göndermek için kargo ücreti mahpuslardan alınmaya çalışılmaktadır.
*Kayseri’de telefon hakları haftada iki defa kullandırılırken bire düşürülmüştür.
*Mahpuslara gönderilen Kürtçe kitapların verilmediği, bu konuyla ilgili idareye dilekçe ile başvurulduğunda ‘Kürtçe kitapları kontrol edecek memurun bulunmadığı, çevirmen ücretini kendisinin karşılaması durumunda çevirmene gönderileceğini, uygun bulunması durumunda kitapların kendilerine verileceği’ söylenmiştir.
*Kürtçe mektuplar tercüman yokluğu gerekçesi ile aylarca bekletilip geri gönderiliyor.
Raporun, son kısmında öneriler sıralanırken, cezaevine giden heyetler ve İHD’nin cezaevi rejimi, fiziki koşullar ve uygulanan muameleler hakkında etkili bir idari ve yargısal denetim sağlanması gerektiğine işaret edildi. “İşkence ve Diğer Zalimane, İnsanlık Dışı ya da Onur Kırıcı Muamele ya da Cezanın Önlenmesi Sözleşmesi Seçmeli Protokolü”ne uygun şekilde, bağımsız ulusal denetim mekanizmalarının oluşturulması gerektiği belirtilen raporda, “Tüm cezaevlerinde yaşananlara, hak ihlallerine, sağlığa erişim engellerine karşı Adalet Bakanlığı’nı, ilgili tüm kurum ve kuruluşları göreve davet ediyoruz” denildi.
Raporun son bölümünde, “Türkiye hapishanelerinde bulunan hasta mahpusların acil ve kalıcı tedavileri yapılmalı, hapishane koşullarında tedavisi yapılamayan yapılmayan hasta mahpusların da acilen infazları durdurulmalıdır” diye belirtildi.
ANKARA