Türkiye’nin Federe Kürdistan Bölgesi’ne yönelik operasyon startının İmralı’da başladığını belirten gazeteci Beritan Sarya: Helikopterlerle, sınır bölgelerinde tank ve toplarla alanları vurdular. 17 Nisan gecesi Zap’ın önemli alanlarından olan Kurojahro, Şikeftêbrindara, Çiyayê Reş yine Avaşin bölgesine birer kez indirmeler yaptılar. HPG’liler indirimleri geri püskürttü.”
Türkiye ve KDP işbirliğiyle Federe Kürdistan Bölgesi’ne yönelik 14 Nisan’da gerçekleştirdiği bombardıman sonrasında 17 Nisan akşamı ise karadan Zap, Metîna ve Avaşîn alanlarına geniş saldırı harekatı başlatıldı. Şengal ile Kuzey ve Doğu Suriye’ye de saldırılar sürerken, bölgelerdeki güçler ve halklar, buna karşı direnmekte kararlı. Türkiye’nin bir yıl boyunca bu alanlara dönük operasyonlar yaptığını ifade eden gazeteci Beritan Sarya, Türkiye’nin o bölgelerde hayata geçirmek istediği planları hayata geçiremediğini kaydetti. Türkiye’nin 3 ay içerisinde planlamasını gerçekleştirip Garê ve Kandil’e yürümek istediğine vurgu yapan Sarya, bunu gerçekleştirememesine rağmen ısrarla operasyonlarına devam ettiğinin altını çizdi. 14 Nisan’da hava saldırılarının yoğunlaştığına vurgu yapan Sarya, “Helikopterlerle, sınır bölgelerinde tank ve toplarla alanları vurdular. 17 Nisan gecesi Zap’ın önemli alanlarından olan Kurojahro, Şikeftêbrindara, Çiyayê Reş yine Avaşin bölgesine birer kez indirmeler yaptılar. HPG’liler indirimleri geri püskürttü. Bugüne kadar yoğun bir savaş devam ediyor. Türkiye 5 gün boyunca bu alanlara indirmeler yapamadı, hatta indirdiği askerler zor durumda olmasına rağmen çekmedi ve erzaklarını da indirmedi” dedi.
‘Barzaniler işgalin merkezinde’
Operasyondaki TSK-KDP işbirliğine de dikkat çeken Sarya, geçtiğimiz yılki saldırılarda da aynı tablonun yaşandığını hatırlattı. Sarya, “Kurojahro’ya yakın olan Şêladizê bölgesine KDP’ye bağlı zerevan güçleri gönderildi ve hala oradalar. Bu defa askerler Türkiye’den değil, Türk devletinin Güney Kürdistan’daki üslerinden Zap bölgesine sevk edilmeye çalışıldı. Türk devletinin Bamernê’deki askeri üssünden helikopterlerle Amediyê üzerinden Şêladizê hattına getirildi. Şêladizê’deki bir üssü aslında Türk devleti açısından savaş koordinesi rolünü oynadı. Askerlerin Güney Kürdistan’daki Türk devleti üslerinden getirilmesi, KDP’nin işgal harekatına daha fazla dahil olduğunu gösteriyor. Peşmerge açıktan bir savaşa girmiş değil ama HPG’lilerin etrafını kuşatıyorlar hem de Güney Kürdistan hükümetinin KDP ayağı olan Barzaniler bu işgal hareketinin merkezinde yer aldıklarını gösteriyor” diye belirtti.
Kurojahro’nun önemi
Avaşîn, Metîna ve Zap’ın Irak’ın bir parçası olduğunu ve 40 yıldır HPG’lilerin kullandığı bölgeler olduğunu kaydeden Sarya, “Türkiye devleti PKK’nin ana üs alanlarını vurarak, PKK’yi tasfiye etmek ve Kürt halkını savunmasız bırakmak ve Kürt soykırım planını tamamlamak istiyor. Bunun beraberinde Lozan Antlaşması’nın 100’üncü yıldönümü geliyor. Türk devletinin misak-ı milli planı biliniyor. Musul ve Kerkük’e kadar yeniden işgal etmek istiyor. Özellikle Zap bölgesi ve bu bölge içerisinde bulunan Kurojahro çok önemli rol oynuyor. O yüzden Türk devleti bu operasyonu ‘Pençe-kilit’ olarak adlandırılıyor. Güney’de Garê, Metîna, Zap bunları birbirine bağlayan yollar Kurjahro hattından geçiyor. Eğer bu bölgedeki işgali istediği gibi geliştirebilirse Garê ve Kandil’e dönük işgal hareketleri gerçekleştirecek” ifadelerini kullandı.
Startı İmralı’da verildi
Yaşanan saldırıların startının PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin ağırlaştırılmasıyla başlatıldığına vurgu yapan Sarya, 1 yıldan uzun bir süredir Öcalan’dan haber alınamama durumunu hatırlattı. KDP’nin savaştaki tutumuna da dikkati çeken Sarya, “KDP’de uzun süredir PKK’ye karşı bir saldırı konumunda bulunuyor. KDP Kürtlere karşı tüm soykırım planlarının içerisinde oldu. KDP içerisinde bazılarının rahatsızlıkları olabilir ama KDP yönetimi bu saldırıların hep içerisinde oldu. 2013’te Öcalan ulusal birliği geliştirmek için kongreyi toplamak istedi. Bu konuda Mesut Barzani’ye eşbaşkanlık rolünü verdi ama eşbaşkanlık sistemi ve Kuzey Kürdistan’ın kotası gerekçe yapılarak Mesut Barzani tarafından reddedildi. Asıl neden ulusal birliğe gelmek istememeleri. Rolleri ve misyonları AKP gibi Kürt karşıtı. Bugüne kadar hemen hemen Kürt devrimci hareketini tasfiye etmeyi başarmışlar, YNK bir devrimci hareket olmamasına rağmen küçültmeyi başarmışlar ve bunların tasfiyesinden kurtulmayı başaran tek örgüt PKK. Tüm işbirlikçi saldırılarına rağmen PKK’de bunu başaramadılar. KDP ulusal birliğe gelmez, rolü ve misyonu belli. Kürtlerin kendi ulusal birliğini oluşturması gerekiyor” dedi.
Dilan Babat / Ankara-JINNEWS