Şenyaşarlar davasında 4 kişi tutuklanırken yeni ayrıntılar ortaya çıktı. Tanık, hastaneyi basan yaklaşık 30 kişinin, ‘Burada canlı kalmayacak’ diyerek katliamı gerçekleştirdiğini söyledi. Şenyaşar ailesinin avukatı Hidayet Enmek dosyaya 3 kez müdahale edildiğini belirterek AYM taşıyacaklarını söyledi. Anne Emine Şenyaşar ise ‘dayanışma” çağrısında bulundu
Urfa’nın Suruç ilçesinde 14 Haziran 2018 tarihinde AKP Milletvekili İbrahim Halil Yıldız’ın korumaları ve yakınları seçim çalışmaları sırasında işyerlerini ziyaret ettiği Şenyaşar ailesine saldırmış, başlayan olaylarda Celal, Adil, Mehmet, Fadıl ve Ferit Şenyaşar kardeşler çeşitli yerlerinden yaralanmıştı. AKP’li Yıldız’ın yakınları Suruç Devlet Hastanesi’nde de saldırılarını sürdürmüş, ağır yaralı Celal ve Adil Şenyaşar ile hastaneye çocuklarını ziyarete giden baba Hacı Esvet Şenyaşar eşi Emine Şenyaşar’ın gözleri önünde linç edilerek katledilmişti. Yaşanan olaylarda AKP’li milletvekilinin ağabeyi Mehmet Şah Yıldız da bulunamayan bir silahtan çıkan mermi ile yaşamını yitirmişti.
4 yıl sonra 4 kişi tutuklandı
Yaklaşık 4 yıldır yürütülen soruşturmada gizlilik kararı konulan Suruç Devlet Hastanesi’ne yaşanan katliama dair açılan dosya kapsamında, 22 Nisan 2022 tarihinde olay ile ilgili AKP Milletvekili İbrahim Halil Yıldız’ın babası Osman Yıldız, ağabeyi Celal Yıldız, yeğenleri Osman Şah, Şeğsin Yıldız ve danışmanı Mustafa Amaç’ın da aralarında olduğu 11 kişi gözaltına alındı. Dosya savcısının talimatıyla 43 kişi hakkında gözaltı kararı olduğu öğrenildi. Bir gün gözaltına tutulan 10 kişi, emniyet ifadelerinin ardından dün adliyeye sevk edildi. Polis ablukası altında Urfa Adliyesi’ne getirilerek, savcılık ifadeleri alınan Osman Yıldız (İbrahim Halil Yıldız’ın babası) ve Osman Şah Yıldız (İbrahim Halil Yıldız’ın yeğeni) savcılık ifadesinin ardından serbest bırakıldı. 8 kişi tutuklama talebiyle mahkemeye sevk edildi. Gece geç saatlere kadar süren duruşma sonucunda, AKP’li Yıldız’ın ağabeyi Celal Yıldız, İbrahim Şimşek, Mikail Şimşek ve Müslüm Yıldız, “Kasten öldürme”, “Kasten yaralama”, “Delil karartma” nedeniyle tutuklandı. Mahkeme, tutuklama talebiyle sevk edilen diğer 4 kişiyi ise “Adli kontrol şartı” ile serbest bıraktı.
Deliller yok edildi
Katliamın gerçekleştiği hastanede güvenlik kamera kayıtlarının çalındığı, 3 Mart 2022 tarihinde MA’nın “Şenyaşar ailesinin katledildiği hastanenin görüntüleri çalınmış!” başlıklı haberiyle ortaya çıktmıştı. Hastanede yaşanan linç ve ölümler esnasında Urfa Valisi Abdullah Erin, Suruç Kaymakamı Tarık Açıkgöz ve dönemin Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Ahmet Eşref Fakıbaba hastane bahçesinde bulunuyordu. Hastanedeki devlet erkanı ve üst düzey güvenlik durumuna rağmen hastane kameraları tahrip edildi, hastanede sarı alanda saldırılan Esvet Şenyaşar’ın etrafa saçılan kanı boyanarak deliller temizlendi.
Otopsi raporları katliamın boyutunu gözler önüne serdi
Otopsi raporlarında, Celal Şenyaşar’ın vücuduna 6 adet farklı ateşli silahın mermi çekirdeği, Adil Şenyaşar’ın vücudunun 14 bölgesinde kesici, delici alet ve sert cisim yarası ile 17 farklı silahın mermi yarası tespit edildi. Baba Hacı Esvet Şenyaşar’ın vücudunun 7 hayati bölgesinde kesici aletlerle büyük çapta yaralar oluşturularak yaralandığı ve 7 ciddi yaranın yanı sıra vücutta 23 noktada öldürücü nitelikte olmayan yaranın olduğu tespit edildi.
Korucu da katliama rol aldı!
Hastanede yaşanan vahşet, gözaltına alınan kişilerin emniyet ifadelerine de yansıdı. Dosya kapsamında gözaltına alınan ve tutuklanan, katliamdan bir yıl sonra 2019 yılında Suruç Jandarma Komutanlığı’nda korucu Müslüm Yıldız’ın (30), KOM Şube Müdürlüğü’nde “Kasten öldürme-Kasten Yaralama” nedeniyle alınan ifade tutanağında, hastanede bulunan kimi tanık ifadeleri de yer aldı.
‘Buradan canlı kimse çıkmayacak diye bağırdılar’
Savcılık tarafından tanık olarak ifadesi alınan Mert Y., hastanede saldırı yaşandığı esnada “kamera odaları nerede” diye bağrışmalar duyduğunu ve bir kameranın sökülmüş olduğunu belirtti. Hastanenin sarı alanına geçtiğinde, çocukları için hastaneye giden baba Hacı Esvet Şenyaşar’ı sedyede yaralı bir vaziyette gördüğünü ifade eden Mert Y., hastanenin duvarlarında ise kan izleri olduğunu vurguladı. Hastanede bulunan kalabalığın yaralıları taşıyan ambulanslara zarar verdiğini, yaralıları taşımasına engel olduğunu kaydeden Mert Y., sevk esnasında kalabalık grubun “Buradan kimse canlı çıkmayacak” diye bağırmaya başladığını aktardı.
Kameraları söktüler
Kamil K. isimli tanık ise, emniyetin talebi ile hastaneye gittiğini, kayıt sistemi ile ilgili bir bulgu bulamadığını söyledi. Kayıt cihazlarının bulunduğu odanın camlarının kırıldığını belirten Kamil K., “400 kadar kamera ucu tek tek sökülerek kayıt cihazı çıkarılmış. Her biri 10 kilogram olan 8 adet DVR, 15 kilogram olan 3 adet matriks götürülmüş. Yaklaşık 100 kilogram üzerinde bir eşya pencereden çıkarılarak profesyonel şekilde götürülmüş. Bu işlem yaklaşık 1 saat alır. Olay günü görüntülerinin yeniden getirilme ihtimali bildiğim kadarı ile mümkün değil” diye belirtti.
Yaklaşık 30 kişi katliam için hastaneye gelmişti
Gözaltına alınan ve devamında “Haftada iki gün imza atma şartı ile adli kontrol” ve “Yurt dışı yasağı” kararı ile serbest bırakılan Mustafa Durmaz’ın (43) alınan emniyet ifadesinde tanık olarak gösterilen, hastanede bulunan Serkan Ş. de, “Hastanede bulunan yaralı bir kişiye saldırıldığını gördüm. Bunun üzerine yaralı şahsı alıp müşahede odasına aldık. Yaklaşık 30 dakika sonra hastane içinden silah sesi duyduk. İçeri girdiğimizde müşahede odasında yaklaşık 30 kişilik bir grup vardı. Dışarıya doğru bu grup kaçtı” şeklinde konuştu.
Emine Şenyaşar ile Ferit Şenyaşar anlatıyor: 4 kişi değillerdi
Urfa Adliyesi önünde karşı karşıya kaldıkları kolluk engellemesi ve mevsimsel zorluklara rağmen 413 gündür saldırıdan yaralı kurtulan oğlu Ferit Şenyaşar ile birlikte Adalet Nöbeti eylemini sürdüren Emine Şenyaşar, 4 yıl sonra dosyada yaşanan gelişmeyi Mezopotamya Ajansı’ndan (MA) Emrullah Acar’a değerlendirdi.
İşyerleri ve devamında devlet hastanesinde ailesine dönük saldırıda yer alan kişi sayısının 4 olmadığını belirten Şenyaşar, “Sayıları çok kalabalıktı. Çocuklarımı vahşice katlettiler. Çok kişi vardı. Hepsi çocuklarımı öldürdüler. Hepsi tutuklansın. Yaşlıları, gençleri ile birlikte saldırdılar. İşyerinde yaralayıp, hastanede öldürdüler. Vekil (İbrahim Halil Yıldız) ‘hepsini hastaneye getirin’ dedi. Hastaneye götürüp öldürdüler. Celal Yıldız (İbrahim Halil Yıldız’ın ağabeyi) ve vekil çocuklarımı öldürdüler. Partisi (AKP) bunun peşini bıraksınlar, bu halkın vekili olamaz” dedi.
‘Oğlumu yarlı halde hapse attılar’
Adalet sağlanması talebiyle Urfa Adliyesi önünde 413 gündür Adalet Nöbeti tuttuklarını hatırlatan Şenyaşar, “Ben oğlumu (Fadıl Şenyaşar) bırakılsınlar diye adliye binası önünde oturdum. Oğlum bırakılana kadar da oturmaya devam edeceğim. Oğlum yaklaşık 4 yıldır tek kişilik bir hücrede tutuluyor. Tutuklandığında yaralıydı, yaralı halde hapse attılar. Onunda ölmesini istiyorlardı. Hepimizi öldürmek istediler. Çocuklarım ve çocuklarımın babasını yaraladılar, hepsini öldürmek istediler. 3 oğlum şans eseri kurtuldu. Artık yeter, oğlum eve gelsin. Oğlum kimseyi öldürmedi, bıraksınlar. Bende torunlarım arasında oturmak istiyorum. Artık bizde gelecekte neler yapacağız hayalleri kurmak istiyoruz. Oğlum bırakılana kadar mücadele etmeye devam edeceğiz” diye konuştu.
Adalet gelince taziye kuracağım
Oğlu Fadıl Şenyaşar’ın bırakılana kadar adliye binası önünde nöbet eylemini devam ettireceğini vurgulayan Şenyaşar, “Ben herkes için adalet istiyorum, sadece kendim için istemiyorum. Cezaevinde suçsuz yere tutulan herkes için adalet istiyorum” dedi. Katliamın üzerinden yaklaşık 4 yıl geçmesine rağmen hala taziye kurup, yas tutamadıklarını dile getiren Şenyaşar, “Adalet gelirse, taziye kuracağız. Fadıl’ım geldiğinde taziyemizi kuracağız. Çocuklarımın fotoğraflarını gördüğümde ağlıyorum. Evde torunlarımı gördüğümde ağlıyorum. Artık gözlerim görmüyor. Sağlık durumum iyi değil. Erdoğan çocuklarımın bir suçunun olmadığını biliyor. Umarım Emine ve Tayyip Erdoğan’ın rüyalarına gireriz, bu çektiğim acıları görsünler artık” dedi.
‘Dayanışmaya ihtiyacımız var’
Adalet Nöbeti boyunca kendilerine destek ziyaretinde bulunan herkese teşekkür eden Şenyaşar, “Destek ziyaretlerinin artmasını, daha fazla kişinin yanımıza gelmesini istiyoruz. Her zamankinden daha çok dayanışmaya ihtiyacımız var” diyerek çağrıda bulundu.
Dava AYM’ye taşınacak
Suruç’ta yaşanan katliamla ilgili 4 yıl sonra 4 kişinin tutuklanmasını değerlendiren Şenyaşar ailesi avukatı Hidayet Enmek de dosyalara 3 kez müdahale edildiğini ve bu hukuksuzluklara karşı Anayasa Mahkemesi’ne başvuracaklarını söyledi. Av. Enmek, gözaltıların Emine Şenyaşar ve oğlu Ferit Şenyaşar’ın 413 gündür Urfa Adliyesi önünde sürdürdüğü Adalet Nöbeti’nin bir sonucu olduğunun altını çizdi.
Tarihin en büyük sivil itaatsizlik eylemi
Adalet Nöbeti’ne birçok kurum ve kuruluştan destek ziyaretleri yapıldığına değinen Enmek, sözlerini şöyle sürdürdü: “Adalet Nöbeti birçok sivil toplum kuruluşu, baroların desteklemesi ile güçlendi. Bu desteklerini yeniden dile getirmeleri ve ailenin yanında durmaları çok önemlidir. Bu nöbet son dönemlerde tarihe yazılan Türkiye’deki en büyük sivil itaatsizlik eylemidir. Bu bir adalet çığlığıdır. Bu konuda adalet talep eden, bunun mücadelesini veren bütün kurum ve kuruluşların tekrardan ailenin yanında olmaları belki davanın seyrini başka bir aşamaya taşıyacaktır. Ailenin talepleri henüz karşılanmadığı için adalet mücadeleleri devam ediyor. Biz aile avukatları olarak bu mücadeleye hukuki yardımımızı devam ettireceğiz. Ailenin devam eden Adalet Nöbeti’ne herkesin destek ziyaretinde bulunması çağrımızı yenileriz.”
HABER MERKEZİ