Türkiye’nin KDP desteğiyle başlattığı operasyona ilişkin konuşan DTK Eşbaşkanı Berdan Öztürk, “AKP-MHP’nin işgal politikalarının içinde Osmanlıcılık hayali var. Bu planlar çerçevesinde Kürdistan’ın işgal edilmeye çalışıyor, Kürt yok ediliyor. Kürt halkının özelliklede Güney Kürdistan halkımızın bu anlamda ciddi tepki ortaya koyması gerekiyor”
Türkiye’nin Kürdistan Demokrat Partisi’nin (KDP) desteğiyle 17 Nisan’da Federe Kürdistan Bölgesi’nde bulunan Zap, Avaşîn ve Metîna’ya yönelik askeri operasyon başlattı. Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) de dahil oldu. Hem KDP’nin tutumu hem de operasyon Kürtlerin tepkisini çekti. Başur, Bakur, Rojhilat, Rojava ve Avrupa’da siyasi partiler, sivil toplum örgütleri ve milyonlarca Kürt, bulundukları yerlerde alanlara çıkarak bunu protesto etti. Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı Berdan Öztürk, Türkiye’nin Kürtlerin varlığına dönük başlattığı sınır ötesi operasyonunda KDP’nin tutumundaki hedefleri Mezopotamya Ajansı’ndan Ergin Çağlar’a değerlendirdi.
‘KDP’nin vermiş olduğu görüntü kabul edilemez’
Öztürk, öncelikle KDP ve TSK’nin başlattığı askeri harekatı “Kürdistan’ın işgali” olarak yorumlanması gerektiğinin altını çizdi. Türkiye’nin işgal politikalarının 2014 yılında hayata geçirdiğini ve bu politikanın ilk ayağının İmralı’da bulunan PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerinde yürütülen tecridin ağırlaştırılması sonrası devreye konulduğunu “Çöktürme Planı” vurguladı. İşgal girişimine emperyalist devletlerin ciddi anlamda destek verdiğini kaydeden Öztürk, yürütülen bu kapsamlı saldırının hedefini, “Uzun zamandır, özellikle Kürt halkının üzerindeki tecridin ağırlaştırılmasıyla birlikte devlet, hazırladığı çöktürme planı içerisinde dört parça Kürdistan’a yönelik hem statüsünü hem de kazanımlarını ortadan kaldırmak adına bu işgal saldırılarına başlattı. Bugün Kürt kazanımların olduğu parçalardaki devletlerde destek veriyor. İşgal operasyonunda KDP’nin vermiş olduğu görüntü gerçekten kabul edilebilir değildir” sözleriyle değerlendirdi.
‘Kürdistan’ın işgal edilmeye çalışıyor’
Kürt halkının yıllardan beridir ortaya çıkardığı her kazanımın dökülen kanlarla oluştuğunun altını çizen Öztürk şöyle devam etti: “4 parça Kürdistan’da yaşayan tüm halkımız ağır bedellerle bu statüleri, bu kazanımları elde etti. Her kazanımda on binlerce, yüzbinlerce insanımızın kanı var. Kürt siyasi hareketleri olsun, sivil toplum kuruluşları olsun tüm Kürt halkının özelliklede Güney Kürdistan halkımızın bu anlamda ciddi tepki ortaya koyması gerekiyor. Bu işgal saldırılarında PKK bahane ediliyor. AKP-MHP’nin işgal politikalarının içinde Osmanlıcılık hayali var. Bu planlar çerçevesinde Kürdistan’ın işgal edilmeye çalışıyor, Kürt yok ediliyor.”
İngiltere’nin rolü
İşgal girişiminin arkasında İngiltere gibi küresel güçlerin olduğunu kaydeden Öztürk, Federe Kürdistan Bölgesi Başbakanı Mesrur Barzani’nin İngiltere ziyaretine dikkat çekti. Öztürk, “Bugüne kadar Kürtlere en büyük zulmü yapan, bütün Ortadoğu politikalarını perde arkasında destekleyen de, bu planları güçlendiren de İngiltere oldu. Kürdistan yönetiminin başkanının tarafından bu şekilde ziyaret edilmesi de gerçekten bütün Kürtlerin içini acıtmıştır. Irak’ta Kürtleri bombalayan, parçalayan aklın, zihniyetin nereden geldiği bellidir. Ben Türkiye’deki son görüntülerden bahsederken şunu kastetmiştim: Sayın Neçirvan Barzani’de, Mahmur ve Şengal bombalandı, ardından 24 saat geçmeden gelip Erdoğan’dan görüşme alabildi. Bu mesajı Kürt halkı çok doğru bir şekilde anlıyor. Ama yine de söylüyoruz, yanlıştır, hatadır” diye konuştu.
‘İşgal girişimini başlatanlar kaybedecek’
10 yıllardır sınır ötesi operasyonları sürdürenlerin kaybettiğini ifade eden Öztürk, “Bu işgal girişimini başlatanlar da ortak olanlar da kaybedecek” dedi. KDP’nin operasyona dahil olmasını sert sözlerle eleştiren Öztürk, “Kürt’ün kanına girmiş olan bu Kürt elinin, zihniyetin, bu sistemin ortağı olmasından kaybedeceklerdir. Kazanacak olan yine Kürtler ve savaş karşıtı halklar olacak. Başta Kürtler olmak üzere herkes bu yönetimin duruşunu, açık net bir şekilde görüyor. Ve ne olduğunu açıkça söylüyor. Bunu ‘kardeş kavgası’ olarak nitelendirmemek gerekiyor. Güney Kürdistan halkının saldırılara karşı tepkilerini görüyorsunuz. Halk KDP’nin işgal girişiminde ortaklaşmasını başından beri yanlış buldu. İşte, bu tepkilerin artması lazım. Tekrar ediyorum kim bunlarla hareket ederse kaybedecek.”