Rusya, İdlib’e dönük hava saldırılarına ara verirken, Suriye ordusunun top atışları sürüyor. İdlib konusunda önerileri kabul edilmeyen Türkiye ise görüşme trafiğini hızlandırdı. Erdoğan, konuyu Putin ile görüşecek
El Kaide bağlantılı Heyet Tahrir Şam (El Nusra) öncülüğündeki silahlı grupların elinde kalan son büyük vilayet olan İdlib’e yönelik Rusya ve Suriye’nin olası operasyonuna dair tartışmalar devam ediyor. Rusya kente dönük havadan saldırılarına son birkaç gündür ara verirken, Suriye rejiminin bölgeye yönelik top atışları devam ediyor. Suriye ordusu son olarak önceki gün düzenlediği saldırıda Hama ve İdlib arasındaki Heyet Tahrir Şam mevzilerini hedef aldı. Sahada durum buyken Tahran’da yapılan 3’lü zirvede önerileri kabul görmeyen Türkiye’nin operasyona karşı arayışları sürüyor.
Çavuşoğlu’ndan açıklama
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Pakistan’a gerçekleştirdiği ziyaret sonrası basın toplantısı düzenledi. Rusya ile Suriye rejiminin olası İdlib operasyonuna ilişkin konuşan Çavuşoğlu, ateşkes sağlamaya çalıştıklarını söyledi. Çavuşoğlu, konuya ilişkin şunları belirtti: “En son Tahran zirvesinde de çabalar sarf ettik. Son günlerde farklı ülkeler ve Suriye’deki aktörlerle temastayız. Siyasi çözüm istiyoruz, işbirliğine hazırız. Ama burada terörle mücadele kisvesi altında, kadın, çocuk, sivil kim varsa saldırılmasına karşıyız.” Öte yandan Çavuşoğlu, New York Times gazetesi için “Suriye’de beliren felaket” başlığıyla bir yazı kaleme aldı. Çavuşoğlu yazısında “Türkiye sınırının birkaç kilometre ötesinde YPG kuvvetlerinin Suriye’de faaliyet göstermesinin savunulacak hiçbir tarafı yok. Washington için gerçek müttefikinin kim olduğuna karar verme zamanı” ifadelerini kullandı.
Erdoğan Putin görüşmesi
Çavuşoğlu, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın pazartesi günü Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile Suriye konusunda görüşeceğini de açıkladı.
İdlib’de ne oluyor?
İdlib’de çok sayıda farklı örgüt bulunmakta. Ancak El Kaide üyelerinin kurduğu Heyet Tahrir Şam, Türkiye sınırındaki İdlib’in yüzde 60’ını kontrol ediyor. Türkiye, Rusya ve İran, Astana süreci kapsamında Suriye’de çatışmasızlık bölgeleri mutabakatı imzalamıştı. Bu kapsamda Türkiye’nin İdlib’de kurduğu 12 gözlem noktası bulunuyor. İdlib, bir haftadır aralıklarla Rusya ve Suriye’ye ait savaş uçakları tarafından bombalanıyor. Türkiye operasyona karşı çıkarken, Rusya,İran ve Suriye ise bunun ülkenin “terör örgütleriyle” mücadelesinde kritik önem taşıdığını söylüyor. İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 7 Eylül’de Tahran’da yaptığı zirvede de Türkiye’nin “ateşkes” önerisi kabul görmemiş ve bu öneri tartışma yaratmıştı. Toplantıda Erdoğan, İdlib ile ilgili 12 maddelik bildiriye ateşkes ifadesinin de eklenmesini istemişti. Ancak Rusya Devlet Başkanı Putin, bu öneriye “Gerçek şu ki, bu masada silahlı muhalefetin temsilcileri yer almıyor. Dahası, Nusra Cephesi,IŞİD ve Suriye ordusunun temsilcileri de yok. Evet iyi olurdu. Ama biz onların adına konuşamayız” diye tepki göstermişti.
BM hastanelerin yerini paylaştı
BM’den de konuya ilişkin açıklama geldi. Birleşmiş Milletler’in verdiği bilgilere göre eylül ayı başından beri yaklaşık 38 bin 300 kişiİdlib’i terk etti. Birleşmiş Milletler İnsaniİşler Koordinasyon Ofisi(OCHA) sığınmacıların büyük çoğunluğunun Türkiye sınırına doğru kaçtığını açıkladı. BM’nin Suriye İnsani Yardım Koordinatörü Panos Moumtzis,İdlib’deki 235 hastane, okul ve sivil yerleşim yerinin GPS bilgilerini Rusya, ABD ve Türkiye’ye ilettiğini söyledi. “Koordinatları paylaşıyoruz ki bir hastanenin hastane olduğu konusunda şüphe oluşmasın” diyen BM yetkilisi “Sivillerin hedef olmamasını, hastanelerin bombalanmamasını, insanların sürülmemesini istiyoruz” dedi.
Rusya ve Suriye’nin başlatacağı muhtemel operasyon Almanya’nın da gündeminde. DW editörlerinden Nina Werkhäuser’in Berlin’de yaşanan tartışmaları yazdı. Habere göre Hristiyan Birlik (CDU/CSU) partili politikacılar Almanya silahlı kuvvetlerinin olası bir operasyona katılmasının ciddi bir şekilde gözden geçirilmesini istiyorlar. Koalisyon ortağı Sosyal Demokrat Parti sert bir şekilde karşı çıkıyor ve onay vermeyeceğini söylüyor. Bir kısım muhalefet spekülasyon yapmanın yararsız ve hatta ayıp olduğunu ileri sürüyor. Savunma Bakanlığı muğlak ifadelerle varsayımlara dayalı farklı senaryolar üzerinde durulduğunu duyuruyor.
‘ÖSO’ya silah yardımı büyük risk içerir
Rusya uzmanı Dr. Kerim Has, Ankara-Moskova hattında İdlib’e operasyonla ilgili tırmanan gerilimi değerlendirdi. DW Türkçe’nin sorularını yanıtlayan Has, taraflar arasında güvensizliğin hakim olduğuna dikkat çekti, tek bir krizle “zorunlu ortaklığın çat diye kırılabileceğini” söyledi. Has, “İdlib’de askeri çatışmalar arttıkça Türk askeri bir yol ayrımı ile karşı karşıya kalacak. Çünkü Türkiye Rus tarafını seçerse, silahlandırdığı muhaliflerin hedefi olabilir, Rus tarafını seçmezse de, ne Astana kalır, ne başka bir şey kalır, yeniden bir kriz ortamına girilir” dedi. RusyaTürkiye ilişkilerinin üzerinde birden fazla Demokles’in kılıcı olduğunu belirten Has, “İdlib meselesi aşılsa bile sonrasında Suriye bağlamında Kürt meselesi ve AfrinAzez-Cerablus hattında Türk ordusunun mevcudiyeti konuları var” değerlendirmesini yaptı.
Türkiye’nin İdlib’teki ÖSO gruplarına silah desteğini arttırdığına ilişkin iddiaları da değerlendiren Has, şunları söyledi: “Eğer bu haberler gerçekten doğruysa Moskova Türk -Rus ilişkilerini bir dondurucuya atıp, İdlib dosyasını bir an önce kapatmak için operasyonu gerçekleştirir. Çünkü bugün daha dar kapsamlı bir operasyon, altı ay sonra daha büyük kapsamlı olmak durumunda kalabilir, hele Türkiye, nihayetinde kimin eline geçeceği bilinmeyen bir şekilde silah yardımı yapıyorsa, çatışmaların yol açacağı insani trajedi de artar. Bu Türkiye açısından büyük riskler içerir. İdlib’de askeri çatışmalar arttıkça Türk askeri bir yol ayrımı ile karşı karşıya kalacak.”
HABER MERKEZİ