Diyarbakır, Batman, Mardin ve Urfa’da susuzluk bu dönem tarım yapmayı neredeyse imkansız kılacak
Yusuf Gürsucu / İstanbul
Kürt coğrafyasında iktidarın bir sopası işlevini gören DEDAŞ’ın zulmü bu yıl çiftçiyi toprağından koparacak. Bölgede bir yandan kuraklığın giderek artması diğer yandan suya olan ihtiyacın kamusal yolla ve ücretsiz çözmek yerine yüksek su bedelleri ile çiftçinin yüz yüze kalması üretimleri yapılamaz hale getirdi. İnşa edilmiş devasa büyüklükteki barajlara rağmen bölgenin büyük bir bölümüne suların taşınmamış olması çiftçiyi yeraltı suyuna mahkum ederken, DEDAŞ’ın çok yüksek elektrik faturaları ödenemez boyutlara ulaşmış ve ödenmediği iddia edilen faturalar nedeniyle çiftçiler ve köyler susuz bırakılırken, çiftçi destekleri DEDAŞ’a aktarılıyor.
DEDAŞ örneği başka yerde yok
2022 yılı başından bu yana suya ve elektiriğe gelen anormal zamlardan sonra bölgede özellikle küçük çiftçinin üretim yapması adeta tamamen yasaklanıyor. İktidarın sınırsız desteğine sahip DEDAŞ, halkın zaten ödeyemediği elektrik fiyatının yüzde 125 artmasıyla birlikte bölgede başkesen edasıyla faturaları halka yollarken, üretimin önünde büyük bir engel olarak duracak. Su ve enerji sorunu sadece bölge halkının sorunu değil ancak DEDAŞ’ın uygulamalarına diğer bölgelerde karşılaşılmıyor olması manidar. Sulama kooperatifleri elektrik fiyatlarındaki artış nedeniyle şalter kapatmak zorunda kalacaklarını belirtiyor. Ziraat odaları ise sulama ücretlerinin sübvanse edilmemesi halinde üretimin yapılamayacağını ve dolayısıyla gıda enflasyonunun daha da artacağını söylüyorlar.
Birlikler su basamayacak!
Türkiye’nin dört bir yanında bulunan Sulama Kooperatifleri, elektrik fiyatları nedeniyle tarımsal üretimde sulamanın zorlaşacağını ifade ediyor. Sulama kooperatiflerinin temsilcileri, geçen yıl tonunu 2 liradan sattıkları suyun faturasını tahsil etmekte zorlandıklarını, bu yıl ise fiyatın 5 lira olsa da maliyeti kurtarmayacağını ve 5 TL’nin altında da suyu veremeyeceklerini söylüyor. Diyarbakır Yenişehir Ziraat Odası Başkanı Süleyman İskenderoğlu Dünya’ya verdiği demeçte, Diyarbakır’daki sulama birliklerine enerjisiz sulamada geçen yıl 60 TL ödüyorken, şimdilik 90 TL ödediklerini belirtti. Su birliklerinin elektrik kullanılarak ilettiği su ise geçen yıl dönüm başına pamuk için 240 TL iken 525 TL’ye çıktığını söyledi.
Enerji maliyeti yüzde 300 arttı
İskenderoğlu, “Mısır için geçtiğimiz yıl dönüm başına 270 TL ödüyorduk. Şimdi bu tutar 620 TL’ye çıktı. Ama bazı illerde coğrafi şartlardan dolayı su birliklerinin enerji ile sulamadaki maliyetleri yüzde 300 artmış durumda. Böyle olunca çiftçiye yeteri derecede su veremeyecek. İstediğimiz ürün verimi olmayacak” diye belirtiyor. Hatay MKÜ Ziraat Fakültesi Biyosistem Mühendisliği Arazi ve Su Kaynakları Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Berkant Ödemiş yaptığı açıklamada, “İklim değişikliğinin etkisiyle Akdeniz iklim kuşağı içerisinde yaz mevsimlerinin uzunluğu giderek artacak. Bu konuda yapılan araştırmalar güneyin sıcak ikliminin her 10 yılda bir 40 kilometre kuzeye ilerlediğini göstermektedir yani gelecek yıllarda Afrika sıcaklarına maruz kalacağız, uzun bir yaz mevsimi bizi bekliyor olabilir” diye uyarıyor.
Su birliklerine kayyum
Daha önce DSİ eliyle yapılan su dağıtımlarının ardından köy muhtarlarının başında olduğu su birlikleri yönetimlerine devredilmesiyle birlikte, bu birliklerin tamamı batak duruma getirildi. Bugün ise su birliklerine iktidar tarafından kendi memurunun kayyum olarak atanmış olması dahi durumu değiştirmedi. Çünkü enerji bedelleri olması gerekenden çok daha pahalı hale getirilmiş olması bu durumu yaratan en önemli olgu. Ancak sorun su birliklerine enerji verilmemesiyle de bitmiyor. Coğrafyanın büyük çoğunluğu birliklerden zaten su alamıyor. Çünkü su dağıtım kanalatleri uzun yıllardır verilen sözlere karşın inşa edilmiş değil.
Birlikler borçlandırıldı
Türkiye’de bulunan tüm su birlikleri enerji borç batağındayken hiçbirisinin enerjisi kesilmiyor. DEDAŞ’ın elektrik sattığı Urfa, Mardin, Diyarbakır ve Batman’da ki su birlikleri ise borçları nedeniyle uzun süredir enerjileri kesilmiş durumda. Yetersiz olan kanaletlere sular barajlardan doğal akış biçiminde salınmaması sonucu su birlikleri kanaletlere suyu dev elektrik pompaları ile basıyor. Çok az sayıda çiftçiye ulaşabilen bu sular ise çıkarılan yüksek bedelli faturalardan kaynaklı borç miktarlarının artmış olması çiftçinin borçlarını ödeyememesi sonucunu ortaya çıkarıyor.
Urfa’da 900 bin dekar susuz
Urfa’da Topçu Gündaş Sulama Birliği’nin elektrik enerjisi 10 gün önce DEDAŞ tarafından borcu olduğu gerekçesiyle kesildi. Bu nedenle Topçu Gündaş Sulama Birliği’ne bağlı RY 2 ve RY 5 hatları Çengelli , Molla hamza, Mert ismail, Çoğul tümsekli , Gökan mahalleleri başta olmak üzere 42 mahallede sulama sıkıntısı yaşanmaya başlandı. Birliğe bağlı yüzlerce çiftçinin, sulamadan faydalanamadığından dolayı tarımsal faaliyeti tamamen durma noktasına geldi. 600 bin dönüm araziye su sağlayan bölgede 250 bin hububat, 300 bin Pamuk ,50 bin dönüm diğer ürünler için su sağlayan Topçu Gündaş Sulama Birliği 2 gruba ayrılıyor. DEDAŞ bir grubun elektriğini keserken bölge rotasyon sistemiyle sulanıyor. Çiftçimize 3 günde bir su verilirken, acil olarak buğday ve pamuk tavı için can suyu dahi verilemiyor.
Kanal var 10 yıldır su yok!
GAP kapsamında DSİ tarafından, Urfa merkez Karaköprü ilçesi Cilman (Akziyaret) Mahallesi’nde 2009 yılında yapılmaya başlanan su kanalları çürüyor. AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın 12 Aralık 2012 tarihinde açılışını yaptığı kanallara, aradan geçen 10 yılda su hiç bırakılmadı. Sulama kanalının fiziki yapısının bitmesine rağmen suyun bırakılmaması bölgede geçimini çiftçilik yaparak sağlayan binlerce kişinin üretim yapamamasına veya DEDAŞ’a mahkum olmasına yol açıyor. Su kanalının yanı başında ekilen arpa, mercimek, buğday ve mısır gibi ürünler yağışların yetersizliğinden dolayı kurumaya başlaması ise halk için büyük bir felaket.
18 köyün elektriği kesildi
Geçtiğimiz günlerde DEDAŞ ekipleri, jandarma kontrolünde Diyarbakır’ın Hazro ilçesine bağlı 18 köyünde , ‘kaçak elektrik’ kullanıldığı iddiasıyla 1000 aileye 7 bin ile 25 bin TL arasında para cezası kestiğini SMS (mesaj) yoluyla bildirildi. DEDAŞ’ın devlet destekli zulmü, köylülerin bu cezaları ödeme olasılığının olmaması nedeniyle halk hem elektriksizliğe hem de susuzluğa mahkum ediliyor. Böyle bir uygulamayla Türkiye’nin diğer bölgelerinde hiçbir biçimde karşılaşılmıyor olması ise bölgeye dair özel bir sürecin işletildiğine işaret ediyor.
50’den fazla baraj var su yok!
Düne kadar su zengini olan Kürt coğrafyasında nerede akan akarsu, nehir, dere varsa önüne bentler kurup inşa edilen 50’yi aşkın barajın ardına hapsedilen suya halkın erişemi engellenirken, halk ise kuraklık ve susuzlukla yüz yüze bırakılmış durumda. Burnunun dibindeki barajlardan su alamayan halk suya ulaşmak için yeraltına sondaj yaparak enerji ile çalışan pompalar aracılığıyla hem susuzluğunu hem de tarımsal suyu elde etmeye çalışıyor. Ancak bu pahalı yol DEDAŞ eliyle çok daha pahalı hale getirilirken 2022 yılıyla birlikte su ve elektrik sorunu halkın büyük bir öfkesine yol açması muhtemel. Susuz hayat olmayacağı gibi susuz tarım ise tohum bedelini bile karşılamıyor.
Halkın malına da çöküyor
Çiftçiler suya erişmek için yeraltına sondaj vurdurarak enerji ile elde ettikleri suyu kullanmaya mahkumlar. Sondaj kuyularından su çekmek için DEDAŞ’tan elektrik talebinde bulunduklarında ise DEDAŞ elektrik vermiyor. DEDAŞ, elektrik talep eden çiftçiye elektriği kendisinin inşa edeceği direkleri temin edip dikmesi gerektiğini ve kendi trafo tesisi ile enerji nakil hattını kendisinin yaptırmasını istiyor. DEDAŞ bu şekilde enerjiyi kilometrelerce uzaktan getirmeleri halinde elektrik abonesi yapmayı taahhüt ediyor. Çok büyük masraflara katlanarak enerjiye ve suya ulaşan çiftçiler ise DEDAŞ’ın anormal faturalarıyla yüz yüze kalırken, elektrik parasını ödemeyen çiftçilerin kendi imkanlarıyla yaptıkları elektrik hattına ve trafolarına el koyarken çiftçilere verilmesi gerek destekler ise hükümet eliyle DEDAŞ’a aktarılıyor.
Su ve enerji kullanmayana da borç!
Ayrıca bölgede ekim sahasının büyüklüğüne göre belirlenen enerji (su) bedelleri ise yeraltı suyu kullananlara veya yeraltından su kullanmayanlara dekar başına enerji bedelleri yollanıyor olması bölgede büyük bir yağmanın yaşandığını gösteriyor. Bunun en belirgin örneği ise Urfa’da yaşandı. Elektrik bedellerinden yılan bir çiftçi arazisinin uygun bir yerine mebranlar sererek oluşturduğu havuzda yağmurlarla biriktirdiği ve benzinli motorla tarlalarını suladığı su için DEDAŞ tarafından fatura gönderilmiş ve kesilen yüksek miktardaki elektrik bedeline itirazı eden çiftçinin itirazı kabul edilmeyerek icraya verilmişti.