Türkiye’de hayat pahalılığı karşısında en çok zorlanan kesim öğrenciler. Ders notlarından, bakliyata her şeye zam geldiğini söyleyen üniversiteliler bu duruma karşı çözüm arıyor
İktidarın faiz sebep, enflasyon sonuç diyerek ekonomide rota değiştirmesinin sonucu olarak döviz kuru ve enflasyon artışı ile yüz yüze bırakılan yurttaşlar yaşamak için tam anlamıyla savaş veriyor.
Enflasyonun son 20 yılın rekorunu kırması tüm kalemlerde zamma neden oldu ve bu durum karşısında en çok zorlanan kesim ise üniversite öğrencileri.
Öğrenciler, gıda, ulaşım, barınma ve okul malzemeleri gibi temel ihtiyaçlara erişmekte zorluk yaşıyor. Devletin öğrencilere verdiği burs ve krediler temel ihtiyaçları karşılamakta yetersiz kalıyor.
MA’da konuşan üniversiteliler ders notlarının bile zamlandığını menemenin lüks olduğunu ifade etti. Öğrencilerin beklentisi ise siyasilerin bu duruma karşı bir çözüm geliştirmesi
Krediler düşük
Öğrenci evinde kaldığını ve gelen zamlarla beraber geçinmekte zorluk yaşadığını anlatan Hacettepe Üniversitesi öğrencisi Çağla Çakır, “Öğrenci evinde, kira doğalgaz ve elektrik işin içerisine girince yaklaşık bin TL’lik bir gider ödemek zorunda kalıyoruz. Mutfağı da dâhil ettiğimizde, çok fahiş fiyatlarla karşılaşıyoruz. Zaman zaman çalışıyoruz ama bu yeterli olmuyor çünkü okula devam etmemiz gerekiyor. Devletin kredisi, ihtiyaçlarımızı karşılayabilecek bir miktar değil. Okulda hocaların verdiği notlara kadar zam gelmiş. İkinci el ders notları ve önceki yıllarda bu dersleri görmüş arkadaşlardan not ya da materyalleri alıyoruz. Ders notlarını yeniden almak, günümüz koşullarında oldukça maliyetli bir durum haline gelmiş” dedi.
Evde yemek yapmıyoruz
Evde yemek yapmanın maddi imkanları olmadığı için genelde yemekhaneden yemek yediklerini belirten Çakır, “Evde yapacağımız her yemeğin maliyeti bize pahalıya geliyor. Bir kilo domates aldığım zaman,15 liradan az vermiyorum ve gelen domates sayısı da en fazla 5 tane oluyor. Bakliyatlar zaten çok pahalı. Ailelerimizin destekleriyle ya da arkadaşlarımızın gönderdikleriyle geçinmeye çalışıyoruz. Eskiden yemekhanedeki yemek fiyatları 2,65 TL iken şimdi 4,75 TL oldu. Porsiyonları da oldukça küçülttüler. Yediğimiz yemeğin bir niteliği yok, doymuyoruz. Dışarıdan yemek yeme şansımız yok. Marketten alıp, evde yapabilme şansımız yok. Yemekhane yemeğine mahkûmuz. Hayat bu kadar pahalıyken, öğrencilere herhangi bir indirim de yapılmıyor” diye konuştu.
Ders notlarını almakta zorluk çekiyoruz
Ankara Üniversitesi öğrencisi Selma Tokaç, öğrenci evinde kaldığını, geçen yıllarda 500 TL verdiği kira fiyatının bin 500 TL’yi bulduğunu söyledi. Tokaç, “Elektrik ve doğalgaza son aylarda inanılmaz zamlar geldi. Doğalgazı yakarsak ne ailemizin gönderdiği paralarla ne de bize verilen burslarla geçinebiliriz. Şu anda yarı zamanlı işlerde çalışıyorum. Bu da okula gitmeme engel oluyor. Aldığım para, beni en fazla bir hafta götürüyor” şeklinde konuştu.
Verilen ders notlarının ve kaynaklarının dahi zamlandığını dile getiren Tokaç, “Geçen dönem aynı sayfada aldığım notu, 20 TL ye alıyordum. Şimdi ise 55 TL’ye alıyorum. Bunlar hocalar tarafından verilen ders notları. Ama tamamen sermaye aracına dönüştürülmüş” dedi.
Enflasyonun yansıması
Yemek yapmakta zorlandıklarını sözlerine ekleyen Tokaç, “Bir kilo biber 40 TL olunca evde yemek yapamıyoruz, dışarıda da yemek yeme olanağımız yok. Yemek ihtiyacımızı, belediyeden ve okul yemekhanelerinden gidermeye çalışıyoruz. Her şeyimizi çok sınırlı tutuyoruz. Marketlere girdiğimiz zaman, enflasyonu iliklerimize kadar hissedebiliyoruz. Özel bir vakıftan burs alıyorum ama geçinemiyorum. Haftada iki gün çalıştığım yerler oluyor. Doğalgazı hiç yakmamıza rağmen, 200 TL’yi bulan faturalarla karşılaşıyorum” diye anlattı.
Menemen bile lüks
Ankara Üniversitesi’nden Doğukan Ertan da yaşadıkları sorunları, “Ailemle beraber evde kalıyorum, ekonomik krizden bütün öğrenciler gibi, bende etkileniyorum. Tek başına evlerde ve yurtlarda kalamayan arkadaşlarımız var, onlar için hayat çok daha korkunç bir durumda. Çok fahiş fiyatlarda yemekler satılıyor. Bugün fakir yemeği dediğimiz menemen bile, bir lüks haline gelmiş” şeklinde anlattı.
Bir araya gelerek dur denilmeli
“Sebze-meyve başta olmak üzere bakliyat ürünlerine bile erişemiyoruz” diyen Ertan, şunları söyledi: “Siyasal ve ekonomik süreç değerlendirildiğinde devlet hiçbir şey yapamayacakmış gibi geliyor. Şu anda da herhangi bir yerde çalışmıyorum ve para yetmiyor. Ailemin desteği oluyor. Pandemi öncesinde yemekhanelerdeki yemekler, 2 ve 3 TL arasındaydı. Şimdi ise yemekler 4,5 TL. Yemekhanelerde, öğrencilerin yiyebileceği bir yemek sunulmuyor, bizlere sundukları yemeklerde sokağa atsan yenilmez. Toplumun çeşitli kesimleri, bir araya gelerek bu düzene bir an önce dur demeliler.”