Demokratik Birlik Partisi (PYD) Eşbaşkanlık Komitesi Aldar Xelîl: ‘KDP, Türk devletiyle bir savaş anlaşması imzaladı. Ne şekilde olursa olsun seyirci kalmayacağız. Herkesin direniş için ayağa kalkması önemli’
Hawar Haber Ajansı’nın (ANHA) sorularını yanıtlayan Kürtlere Demokratik Birlik Partisi (PYD) Eşbaşkanlık Komitesi Aldar Xelîl, saldırılara karşı çözümün direnişten geçtiğini söyledi.
Rusya-Ukrayna Savaşı’nın etkilerine dikkat çeken Aldar Xelîl, Türkiye gibi ülkelerin bundan yararlanmaya çalıştığını söyledi. Aldar Xelîl şöyle konuştu: “Ukrayna’da yaşananlar hegemonik sistemin güçleri arasındaki savaş, Ukrayna savaşı adı altında yürütülüyor. Nasıl ki Suriye’de bu güçler arasında gerçekleşen savaş halk arasında yaşanan savaş olarak gösteriliyordu, Ukrayna’da da savaş adı altında farklı savaşlar yürütülüyor. Bu, dünyanın genel olarak bir savaşa girdiğini kanıtlıyor. Tabii ki herkes bundan yararlanmak isteyecek. Bir yerde bir olay meydana geldiğinde, devlet gücünü ve çıkarlarını korumak için bundan yararlanmak istiyor. Bu savaştan yararlanmak isteyen devletlerden biri de Türk devleti. Şu an Türk devleti, Arap ülkeleriyle ilişkilerini güçlendirmek ve İsrail ile olan ilişkilerini yeniden tesis etmek istiyor. Türk devleti, savaşan Rusya ve Ukrayna ile ilişkilerini sürdürüyor. Ukraynalılara insansız keşif uçağı ve savaş uçağı verdi, ancak şifrelerini Ruslara da verdi. İki tarafı da tatmin etmek için bunu yaptı. Türk devleti bir yandan Ukrayna’nın, tıpkı ABD gibi, kendisine karşı tavır almamasını, onlardan bir şeyler isteyebileceğinden memnun olmasını istiyor.Bu durum üzerinden pazarlıklar yapıyor. Ayrıca Ruslarla da bazı temasları var, böylece Ruslardan da istediğini alabiliyor. Türk devletinin bu güçlerden taviz beklediği konulardan biri de ‘varoluş ve yok oluş’ meselesi olarak gördüğü Kürt sorunudur.
Türk devletinin hesapların başında, Kürdistan Özgürlük Hareketi’nin merkezine nasıl saldıracağı, gerillayı nasıl yok edeceği, Rojava’daki mevcut durumu kurulan yönetimi ve kazanımları nasıl kıracağı ve ihlal edeceği bulunuyor. Bunları yapabilmek için Rusya ve ABD’den yeşil ışık alması gerekiyor. ‘Ukrayna savaşı gerçekleşti ve sonuç olarak istediğimi yapana kadar bu konuda ne yapmak istiyorsam onu yapacağım’ dedi. Irak’a müdahale etti ve Irak cumhurbaşkanının gösterilmesine neden oldu. Bu durum Irak hükümetinin zayıflamasına yol açtı. Parçalanmış ve zayıf Irak hükümeti, Türk devletinin Irak’ta istediğini yapıyor ve yapmasına hizmet ediyor. Bu sayede artık Irak’a istediği yerden saldırabilecek. Bu aynı zamanda KDP ve zayıf olan Bağdat ile iş birliği içinde yapılıyor. Bu da planlarını kolayca sürdürmesinin önünü açıyor.”
‘KDP aracılığıyla Türkler Kazımi’yi ikna etti’
Türkiye’nin Şengal, Kuzey ve Doğu Suriye’ye dair planları olduğunu belirten Aldar Xelîl, Şengal ile Kuzey ve Doğu Suriye arasına örülen duvara işaret etti. Aldar Xelîl şunları kaydetti: “Özünde Şengal’deki bu duvar, işgalci Türk devletinin planı yani Irak hükümetinin planı olarak okunmamalı. Çünkü ortada hükümet yok ve böyle bir duvar inşa etmeyi akıl etmesi mümkün değil. KDP aracılığıyla Türkler Kazımi’yi Rojava ile Şengal arasına duvar inşa etmeye ikna etti. İki hedefleri var; birincisi, Rojava’yı kuşatma. Türkler inşa ettiği duvarla Suriye dışındaki imkanlarla tüm Rojava’yı kuşatmaya devam etmek istiyor. Bir yandan çete grupları, bir yandan Türk devletinin duvarı, diğer yandan Şam hükümeti ve DAİŞ. Böylece Rojava’yı kuşatma altına aldılar. İkincisi, Şengal’in kendisi. Bu, Şengal’in gerçek sahibi olan halkı sınır dışı etme ve Türklere teslim olma sözü veren KDP’ye, yaptığı çağrının sonucu. Bu, KDP, Türkler ve Irak hükümeti içindeki bazı güçler arasındaki ortak bir plan. Irak hükümeti henüz kurulmadığı için, şimdi bu gecikmeyi Irak hükümetini kurmada kullanma fırsatını gören güçler tarafından yapılıyor.”
Saldırıları izlemeyeceklerini kaydeden Aldar Xelîl “Oturup izlemek ve orada neler olup bittiğine seyirci kalmak zorunda değiliz. Dünyada birbirine bağlı olarak değişimler gerçekleşiyor. Saldırı orada gerçekleştiğinde, etkisi buraya da yansıyacak. Bunun sonrasında yeni bir aşamaya evirilecek. Orada başarılı olursa, ikinci aşama Kuzey ve Doğu Suriye’dir. Ayrıca birlikte başlayabilir ve her seferinde birer birer çatışabilir. Birinde sonuca ulaşırsa diğerini de gerçekleştirmeye çalışır. Örneğin; Önce Kürdistan dağları sonra Şengal ve ardından Rojava’ya saldırabilir. Ya da tam tersi. Temel olarak, bu plan genel ve tektir. Ancak plan içinde birinci, ikinci, üçüncü adımlar var. Herkesin direniş için ayağa kalkması ve direnişe hazırlanması önemli. Gerillaya, Şengal’e, Rojava’ya ve Başûr’a yönelik saldırılar ne olursa olsun, Kürdistan’ın diğer parçalarına da yöneliktir. Hepsi birbirine bağlı. Hayallerde ve rüyalarda kendimize güvenmemeliyiz, hayatın ve mücadelenin gerçekleri var. Bir savaşın içindeyiz. Elbette istediğimiz bu değil. Ancak düşman gerçekliği budur. Onlara karşı tek çözüm direniştir. Direniş için hangi fırsatlar varsa onlar geliştirilmelidir.”
‘KDP, Türk devletiyle bir savaş anlaşması imzaladı’
KDP’nin Türkiye ile ilişkilerine işaret eden Aldar Xelîl şunları kaydetti: “KDP, Türk devletiyle bir savaş anlaşması imzaladı. Neden gündeme getiriyoruz? Çünkü başlamadan önce geri adım atmasını söylüyoruz. Savaş başladıktan sonra geri adım atamayacak. O zaman Kürtler saldırıya uğrayacak, Kürt davası darbe olacak. Türk devleti nerede başarılı olursa olsun, Kürtlerin çıkarı yoktur. Bunu görmek zorundalar.Bu insanlar kendilerini, varlıklarını ve değerlerinin hayatta kalmasını düşünmeli. Ayrıca Kürdistan gerillasını, Özgürlük Hareketi’ni ve Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi’ni de korumalıdırlar. Devrimlerde zaman çok önemli. Bazen tarihsel fırsatlar ortaya çıkar, eğer adım atmazsanız, o zaman pişman olursunuz. Biz de bir yıl önce, Kürt örgütleri arasında birlik adı altında toplantı ve diyalog sürecini başlattık. O zamanlar, ana planınız toplumsal sözleşme hazırlamak ve seçimlere başlamaktı. Bu toplantılar uğruna, bu adım ertelendi. Geçen süreyi elimizden kaçırdık. Bu toplantıların sonuçlarından biri de bize zaman kaybettiren süreci olumsuz etkilemesiydi. Bu anlaşma bir yıl önce hazırlanmalıydı ama şu anda gündemimizde. Seçimlerin bir yıl önce yapılması gerekiyordu ama şu ana kadar seçim yapılmadı. Özerklik içinde bazı kurumların çalışmalarının düzeltilmesi, bazı görevlerin değiştirilmesi, bazı çalışma sistemlerinin iyileştirilmesi, durdurulması gereken bazı toplum eleştirileri vardı. Herkes ‘ENKS ile ittifakımız gerçekleşene kadar duralım yeni bir şey yapmayalım’ dedi. Oysa ki bekleme süresi bize çok zarar verdi. Anlaşmanın taslağı hazırdı. Ancak bu taslak uygulamaya girmedi ve genel olarak halkın görüşüne sahip olmalıdır. Bu nedenle 158 kişilik komiteni 30’u derhal çalışmak üzere görevlendirildi.Tüm şehirlerde taslağın okunması ve görüşlerin yazılması süreci devam ediyor. Bu süreç sonunda 158 kişi bir araya gelecek, ortaya çıkan görüşleri tartışıp taslağa son şeklini verecek. Bunu hızlı bir şekilde yapmalıyız. Taslağı kaydeder etmez, anlaşmanın son şeklini Kuzey ve Doğu Suriye Genel Kurulu’na sunmayı kararlaştıracağız. Onaydan geçmesi halinde Yüksek Seçim Kurulu seçim çalışmalarına başlayacak. Seçim startı toplumsal sözleşmenin onayına bağlı. Bu süreçte önümüzde iki adım var; bu anlaşma imzalanacak ve ondan sonra seçimler başlayacak.”
QAMİŞLO