Cinsel kimliğinden dolayı bir doktor tarafından ayrımcılığa maruz bırakılan Cem Öztürk, ‘Bizi kurtaracak olan sınıfsız, sömürüsüz ve cinsiyetsiz yeni bir toplum inşa etmektir’ dedi
İ stanbul Maltepe Devlet Hastanesi Üroloji Polikliniği’nde randevu sırasında bir doktor tarafından cinsel kimliğinden ötürü ayrımcılığa ve hakarete uğrayan ardından da mobbinge maruz bırakılan kuer aktivist Cem Öztürk, Türkiye’de var olan ötekileştirme politikasına ilişkin konuştu. Nottingham Üniversitesi’nde İnsan Genetiği okumuş 23 yaşındaki Cem Öztürk, LGBTİ+ hareketinin içinde yer alan sosyalist bir aktivist. Toplumsal cinsiyet rollerinin, sistemin ihtiyaç duyduğu kadınlık ve erkekliği ürettiğini, bu rollere başkaldırmaya cüret edenlerin de en sert şekilde cezalandırıldığını ifade eden Öztürk, bu saldırılardan etkilenenlerin de sadece kadınlarla sınırlı kalmadığını vurguladı. Geçtiğimiz haftalarda peş peşe yaşanan trans cinayetlerine dikkat çeken Özdemir, “Zehirli erkeklik sistematik bir şekilde öldürmeyi sürdürürken devlet başını çevirip bakmıyor bile” dedi.
Linç kampanyası
Bir uzman doktor tarafından muayene esnasında homofobik ayrımcılığa ve hakarete maruz bırakılan Özdemir, yaşadıklarını şu cümlelerle anlattı: “Bir doktor tarafından ayrımcılığa ve hakarete uğradım. Bunu ifşa etmem üzerine de doktor, kızı, kızının sevgilisi ve avukatı tarafından hakkımda bir linç kampanyası başlatıldı. Bu süreçte kimlik bilgilerim, hasta kayıtlarım ve hatta ev adresim internet üzerinden yasadışı bir şekilde teşhir edildi. Hedef gösterildim, tehdit mesajları aldım. Savcılığa, Tabip Odası’na, Cİ- MER’e, SABİM’e ve TİHEK’e gerekli başvuru ve şikayetlerde bulunduk. Bundan sonra yapmamız gereken konuyu gündemde tutarak, hukuki sürecin takipçisi olarak adaletin tecelli etmesini sağlamak. Mümkün olduğu ölçüde… Umutsuz değilim, bu sessizliğin altında birikmekte olan bir toplumsal öfke var. Biliyoruz ki gerici iktidarın dayattığı kurallar ve kuralsızlıklar muhalif kesimlere dar geliyor. Ne kadar zorlanırsa zorlansın, Türkiye bu diktatörlüğe sığmıyor. Yeter ki kamusal alanı dönüştürmek için sesimizi yükseltmeye devam edelim.”
İSTANBUL