Hüseyin Deniz
Emekçilerin “Birlik, Dayanışma ve Haksızlıklarla Mücadele Günü” olan 1 Mayıs, yaklaşıyor.
2022 yılı 1 Mayıs’ı, diğer yıllara göre her açıdan emekçilerin daha ağır yaşam koşullarının maruz bırakıldığı bir süreçte kutlanacak.
Enflasyon çarşı-pazarda yüzde 200 artarken, asgari ücret yüzde 50.4 arttı. Emekçilerin yüzde 50’ye yakını (özel sektörün yüzde 70’i), 4 bin 253 lira olan asgari ücret ile geçinmek durumunda. Ev kirası ortalama 1.500-2.000, bir uçak bileti 500 lira olursa bu “geçimin” nasıl olacağı daha iyi anlaşılır.
Birleşik Kamu-İş’in araştırmasına göre, geçen yıl ocak ayına göre açlık sınırı bin 657 lira, gıda dışındaki ihtiyaçlar için yapılması gereken harcama ise 2 bin 496 lira artmıştır. Dört kişilik bir ailenin açlık sınırı ocak ayında 4 bin 924 TL’ye yoksulluk sınırı ise 15 bin TL’nin üzerine çıkmıştır.
Tarım kesimindeki üreticiler, ürettiklerinin karşılığını alamamakta, akaryakıt, gübre, ilaç, yem gibi girdi maliyetlerindeki aşırı artışlar nedeniyle başta süt, et, hububat üreticisi olmak üzere büyük zorluklar yaşamakta, onlarcası üretimden çekilmektedir.
Pandemi ve 2018’den bu yana devam eden ekonomik kriz nedeniyle iş bulmak da giderek zorlaşıyor. İşçi ücretlerinin tepesinde Demokles’in kılıcı gibi duran işsizlik, her geçen gün daha da artıyor. Ucuza işçi çalıştırma yoluna başvurma sonucu olarak “yabancı” işçi (Suriyeli, Afgan, Türkmen, Özbek vb.) çalıştırma köylere kadar yaygınlaşmış!
Pandemi döneminde büyük gelişme gösteren ve ciddi paralar kazanan kargo şirketleri, enerji fiyatlarındaki fahiş artışın yol açtığı maliyet artışlarını taşıma bedeline yansıtınca siparişlerde önemli düşüşler oldu. Bunun bedelini de işçi çıkarmak ya da daha düşük ücret ve daha fazla çalıştırma ile alma çabasında. Sadece kargo şirketleri değil, birçok iş yerinde de benzer işten çıkarmalar söz konusu.
Tüm bu gelişmeler DİSK-AR’ın nisan ayı başında açıkladığı işsizlik raporuyla doğrulanıyor. Geniş tanımlı işsiz sayısı bir ayda 314 bin arttı. Gerçek işsiz sayısı 8 milyon 365 bine ulaştı. Cinsiyete göre işsizlik ve istihdamda da kadın aleyhine olan durum pandemi döneminde daha da arttı.
İşsizlik ve ücretler üzerinde önemli bir etkiye sahip olan sendikal örgütlenme yine en zorlu dönemlerinden birini yaşıyor. Geçen yıl en az 24 özel şirket ile 8 belediyede işçi grevleri yaşandı. Trendyol, Hepsiburada, Yemeksepeti, Scotty, Yurtiçi Kargo ve Aras Kargo emekçileri son haftalarda yoğun bir şekilde demokratik hak arama eylemleri düzenlemektedirler. Tüm bunlara rağmen Çalışma Bakanlığı bu sorunlara seyirci kalmakta…
Benzer bir durum KHK ile atılanların durumu için geçerli. Bunu andıran bir uygulama ise “Kod 29” ile yürürlüğe girmiş durumdadır. “Yüz kızartıcı suç” kavramını içeren “bahane arama” amaçlı Kod 29 ile 2020’de 177 bin işçi işten atıldı. Bunlar kendilerinden kesilen paraların yatırıldığı işsizlik fonundan da yararlanamadığı gibi İŞKUR’a da başvuramıyorlar.
500 bin üzerinde öğretmen ile yüz binlerce sağlıkçı atama bekliyor.
Genç yaşta emeklilik ile 3 bin 600 gösterge mağduriyeti ise sürüyor.
Çalışma koşulları hâlâ düzelmiş değil. İSİG Meclisi’nin son raporuna göre 2022 Şubat ayında en az 106 işçi, 2021 yılının tamamında ise 2 bin 170 işçi iş cinayetlerinde yaşamını yitirdi. Bu ölümlerin yüzde 95’inin sendikasız ve taşeron işçi çalıştırılan iş yerlerinde yaşandığını da belirtelim.