Krizin başladığı günden beri faiz düşecek, dolar inecek, söylemleriyle puan kazanmak isteyen iktidar, pratikte tersini yapıyor. Dolar 6’nın üzerinde, faizler yine artırıldı, iphone kıranlar dolarla süt alıyor
Haziran sonundan bu yana gitgide çöküşe dönüşen ekonomik kriz koşullarında Erdoğan ve ekonomi yönetimi, kürsü konuşmalarında söylediklerinin tersini yapmaya devam ediyor. Dün, Erdoğan’ın esnaf temsilcilerine yaptığı konuşmada, faiz yükselten bankaları “eroin tüccarına” benzeterek yaptığı sert eleştirilerin hemen ardından, Merkez Bankası faizleri piyasaların beklentisinin de üstünde bir seviyeye çıkardı. Üstelik, MB, Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın “büyüme iç talepten kaynaklanıyor” sözlerini de yalanlayarak talebin gitgide daraldığını itiraf etti.
Çaresizliğin itirafı
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Para Politikası Kurulu (PPK), piyasaların merakla beklediği faiz kararını açıkladı. Merkez Bankası politika faizini 6.25 puan artışla yüzde 24’e yükseltti. PPK açıklamasında, “Döviz kurundaki hareketlerin de etkisiyle fiyat artışlarının alt kalemler bazında genele yayılan bir nitelik gösterdiği dikkat çekmektedir. İç talep koşullarındaki zayıflamaya rağmen fiyatlama davranışlarında gözlenen bozulma enflasyon görünümüne dair yukarı yönlü risk oluşturmaya devam etmektedir” denildikten sonra, “güçlü bir parasal sıkılaştırma” yapıldığı belirtildi
Şok tedavisi yetecek mi?
Dün kararın açıklanmasından sonra hareketlenen dolar, 6.10 seviyesine kadar inmekle birlikte, bu düzeyin altına inmedi. İktisatçılar, hükümetin döviz krizinin etkilerini faiz şoku ile azaltmayı ve sert bir ekonomik daralma ile enflasyon ile cari açığı düşürmeye umduğunu, ancak bunun da çözüm olmayabileceğini belirtti. “Türkiye ekonomisindeki yapısal kriz şartları sürüyor” diyen uzmanlar, durumu “Şu anda kur şokuna bir de faiz şoku eklenmiş durumda” sözleriyle tarif ediyor. Oysa Erdoğan, daha dün faizin kötülüklerine dikkat çekerek, yüksek faiz ve kar marjının ancak uyuşturucu kaçakçılarına özgü olduğu gibi sert ifadeler kullanmıştı.
Erdoğan: Çılgın projeler durduruluyor mu?
Merkez Bankası’nın açıklamasından saatler önce Türkiye Esnaf ve Sanatkarlar Konfederasyonu Genel Kurulu’nda konuşan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, ‘dev projeler’ iddialarından çark ederek ‘küçülme’ işaretleri verdi. Erdoğan, “Devam eden projeleri bitiriyoruz, ihalesi yapılmış başlamamış olanları oturup konuşup onlara başlamayacağız. Şu anda onları bir kenara koyuyoruz. Şu anki durum bunu gerektiriyor” dedi. Erdoğan’ın sözünü ettiği projeler arasında ‘Kanalİstanbul’ gibi eleştirilen projelerin olup olmadığı anlaşılamadı. Aynı konuşmasında Erdoğan, faizin düşürülmesi gerektiğini bir kez daha vurgularken, MB’nin bağımsız olduğunu söyleyerek topu oraya atmayı da ihmal etmedi.
Kriz yönetiminin kendisi krize girdi
Ekonomik krizin yol açtığı fiyat artışlarına hükümetin sıklıkla “müdahale” etme zorunluluğunu değerlendiren Doç.Dr. Ümit Akçay, “kriz yönetiminin krizi, aşamasındayız” derken, Drew Üniversitesi’nden Yahya Madra, “kriz yönetilmesi kolay olmayan bir süreç” olarak tanımladı. “Özellikle 2013 sonrasında, ekonomi yönetiminin bir doğrultu sorunu yaşadığını görüyoruz” diyen Akçay, “Tıkanan ekonomik modelin yerine ne konulacağı sorusunun yanıtı iktidar tarafından henüz verilebilmiş değil. Bu dağınıklığın, zaman zaman birbiri ile çekişen kararları ve müdahaleleri görmemizin nedenlerinden biri de bu” olduğunu dile getirdi. Akçay, “Mevcut yönetime 16 yıldır iktidar getiren büyüme modeli, son beş yıldır, önceden işlediği gibi işlemiyor. Önceki iki darboğazda, farklı nedenlerle sorunlar erteleyebilmişti. İlk kez bu sefer, sorunları ertelemenin maddi zeminin daraldığı bir dönemden geçiyoruz” diye konuştu.
Fırsat yaratma çabası
Erdoğan yönetimindeki yeni rejimin elinde kalan tek aygıtın kamu harcamalarına, fiyatlara müdahale ve zam yapanlara çıkışmak olduğuna dikkat çeken Yahya Madra ise, AKP’nin krizi nasıl fırsata çeviririm düşüncesinde olduğunu söyledi. “AKP’nin şansı, onu bu hatalarıyla yüzleştirebilecek bir muhalefetin olmaması” diyen Madra, “Kriz yönetilmesi kolay olmayan bir süreçtir ama bu süreci sermayeyi ve ekonomiyi istediği yönde yeniden düzenlemek için kullanmaya kararlı olduğundan da eminim” dedi.
EKONOMİ SERVİSİ