KHK ile görevinden ihraç edilen Lokman Karaozan’nın göreve iade edilme talebi OHAL Komisyonu tarafından reddedildi. Karara itiraz eden Karaozan’nın itirazı da babasının dernek üyesi olması gerekçe gösterilerek reddedildi
Diyarbakır Sur Belediyesi’nde memur olarak çalıştığı sırada Olağanüstü Hal (OHAL) kapsamında yayınlanan 677 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile görevinden ihraç edilen Lokman Karaozan’nın göreve iade edilme talebi babasının KHK ile kapatılan Mardin Din Adamları Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği’nde üyeliğinin bulunması gerekçe gösterilerek reddedildi.
15 Temmuz 2016’da yaşanan darbe girişiminin ardından ilan edilen OHAL’e dayanarak yayınlanan 677 sayılı KHK ile binlerce kişi ile birlikte Lokman Karaozan da görevinden ihraç edildi. Karaozan, bunun üzerine OHAL Komisyonu’na başvuruda bulundu. OHAL Komisyonu, Karaozan’ın işine iade edilme talebini 2019 yılında gerekçesiz bir şekilde reddetti. OHAL Komisyonunun kararına karşı Ankara 25’inci İdare Mahkemesi’nde dava açan Karaozan’ın talebi yine reddedildi.
‘Mutlak’ bağ aranmıyor
Mahkeme, kararının gerekçesinde kamu görevinden çıkarılma gerekçesi yapılan “örgüt üyeliği” iddiasının ceza kanunları ile tanımlanmış bir suç olduğu gerekçesiyle idari yargı mercilerinin alanına girmediğini belirterek, “Buna karşın iltisak ve irtibat halleri idari yargı yerlerince değerlendirilmesi gereken hususlardandır. Böylece, yasa koyucu, örgüt üyeliğini hem kamu görevinden çıkarılma hem de hapis cezası vb. cezai yaptırımların sebebi saymışken, iltisak ve irtibat hallerini sadece kamu görevinden çıkarma gerekçesi olarak öngörmüştür” ifadelerine yer verdi.
Karaozan’ın kamu görevinden uzaklaştırılması için “mutlaka terör örgütüyle, terör faaliyetleriyle ve darbe teşebbüsüyle arasında mutlak bir bağ kurulmasının aranmadığı” açıklaması yapılan gerekçede bağ kurulmasının yeterli olduğu savunuldu. Karaozan hakkında Diyarbakır Valiliği tarafından “örgüt üyesi” olduğu iddiasıyla değerlendirme yapıldığı belirtilen kararda, Diyarbakır Valiliği ve DBB’nin Karaozan’ın “örgütle ilişki ve irtibatı olduğu” yönündeki değerlendirmesine yer verildi.
‘Davacının babası dernek üyesi’
Mahkeme gerekçesinin devamında ise, Karaozan’ın “örgütle ilişki ve irtibatını” ise, babası Mehmet Salih Karaozan’ın KHK ile kapatılan Mardin Din Adamları Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği üyesi olması ile açıkladı. Kararda, şöyle denildi: “Mahkememize gönderilen personel bilgi dosyasının incelenmesinden; davacının babası M.S.K.’nin örgüte müzahir olduğu gerekçesiyle kapatılan Mardin Din Adamları Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği’nde üyeliğinin bulunduğunun bildirildiği görülmekte olup, davacının en yakın aile çevresinden olan babası hakkındaki bu husus Mahkememizce doğrudan hükme esas alınmamış olup, davacının ‘terör’ örgütüyle irtibatı ve iltisaklı açısından mahkememiz kanaatini pekiştirici nitelikte görülmüştür. Bu durumda, davacının durumunun değerlendirilmesinde, hükme esas alınabilecek nitelikte görülüp yukarıda aktarılan Komisyon tespitleri ve personel bilgi dosyası birlikte dikkate alındığında, davacının PKK/KCK örgütü ile en az irtibat derecesinde bağının olduğu sonucuna varıldığından davacının başvurusunun reddine ilişkin dava konusu Komisyon kararında hukuka aykırılık görülmemiştir.”
‘Kararın hiçbir yasal dayanağı yok’
Kararı değerlendiren Lokman Karaozan, mahkeme kararının hiçbir yasal dayanağı olmadığını belirterek, sadece idarenin değerlendirmesi ile karar verildiğini söyledi. Kendisinin herhangi bir örgüt ile ilişkisi olmadığının mahkemeye sunulan resmi evraklarla da anlaşıldığını kaydeden Karaozan, “Masumiyetimin ispatı olan bu kurum beyanları mahkeme kararında dikkate alınmadı” dedi.
Komisyonun iddia ettiği tespitlere delil ve kanıt sayılabilecek hiçbir belge ortaya koyamadığını ifade eden Karaozan, “Bugüne kadar hakkımda açılmış hiçbir soruşturma ve kovuşturma yok. Söz konusu tespitleri mesnetsiz bırakacak somut kurum beyanlarından başka nasıl bir delil sunmam bekleniyor, anlamadım” ifadelerini kullandı. Babası hakkında bugüne kadar bir soruşturma açılmadığı kaydeden Karaozan, devletin kendi kanunlarıyla kurulmuş olan bir derneğe üye olan yaşlı bir insanın çocuklarının bu nedenle cezalandırılmasının hukuk devleti ilkeleriyle bağdaşmadığını sözlerine ekledi.
Üç üniversite mezunu olarak Anayasal bir hak olan çalışma hakkının elinden alındığını dile getiren Karaozan, valilikler bünyesinde kurulan komisyonlarda hazırlanan listelerle hiçbir kanıta dayanmadan insanların hayatlarının karartıldığını, buna karşı adalet tecelli edinceye kadar hukuki mücadelesine devam edeceğini söyledi.
MA / Ahmet Kanbal