Yaşanan gıda krizinin iktidarın yanlış politikaları sonucunda yaşandığını belirten Ekonomist Bahadır Özgür, “Ekonomik kriz değil, ekonomik yıkım ve yoksullaştırma var. İktidarın bu politikalarıyla ekonominin düzelmesi mümkün değil” dedi
AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan’ın “Ekonomiyi istikrara kavuşturduk” söylemlerinin aksine her geçen gün temel ihtiyaç malzemelerine gelen zamlar, halkın yaşamını etkilemeye devam ediyor. Ekonomik durumu ve yaşanan krize ilişkin Mezopotamya Ajansı’ndan Berivan Kutlu’ya değerlendirmelerde bulunan ekonomist Bahadır Özgür, çoklu kriz yaşandığını söyledi. Özgür, gıda krizinin iktidarın yanlış politikaları sonucunda yaşandığını vurguladı.
‘Yıllardır devam eden tarım politikalarının sonucu’
Gıda krizinin nedenin kıtlık olmadığını belirten Özgür, iktidarın yıllardır devam eden tarım politikalarının sonucu olduğunu hatırlattı. Özgür, “Türkiye’nin tarım sorunu çok eskiden beri biliniyor. Üretime darbe vuran politikalar 1980’lerden, Özal döneminden beri var ama AKP zamanında sorunu daha fazla büyüten politikalar uygulandı. En başta tarımsal kitlerin ve çiftçiyi destekleyen kurumların zayıflatılması ve tasfiye edilmesi tarımı zora soktu. Dünyada bir gıda krizi bekleniyordu, AKP’nin ihtilata bağlı politikaları nedeniyle kur artınca gıda fiyatları fazladan arttı ve fiyat artışı yaşandı. Kıtlık yaşanıyor bunun nedeni ürün olmaması değil alınamaması” dedi.
‘Türkiye’de enflasyon artık toplumun pek çok kesimini yıkan bir durumda’
Erdoğan’ın enflasyonla ilgili açıklamalarını da değerlendiren Özgür, söylemlerinin gerçeği yansıtmadığını ifade etti. Enflasyon oranlarının tartışmalı Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre dünyadaki enflasyonun 3-4 katı olduğuna dikkat çeken Özgür, “Erdoğan’ın ‘dünyada var’ dediği enflasyon bizdekiyle çok farklı. Türkiye’de enflasyon artık toplumun pek çok kesimini yıkan bir durumda” diye belirtti. Ekonomik durumun yıkım boyutuna geldiğini vurgulayan Özgür, şöyle devam etti: “Türkiye bu kadar büyümeye rağmen neden yoksullaşıyor? Bu dönemki ekonomik sorunlar geçmişteki krizler gibi değil. Bir yıkım ve yoksullaşma süreci var ve büyümeden büyük payı sermaye alıyor. Bankalar kar etmeye, şirketler kazanmaya devam etti, küçük esnaf ve işçiler ise zorda. Genel olarak baktığımızda şirketler kar ediyor. Ekonomik kriz değil yıkım var bu yüzden başka ülkelerle kıyaslama yapamayız.”
‘Tavan-taban uygulanmasının mümkün değil’
Ekonomik istikrarın olmadığını dile getiren Özgür, Erdoğan’ın faiz açıklamalarına ilişkin, “’Erdoğan faizi düşürmek için Nas süresini göstermişti. Faizi düşürürsek yatırım ve üretim artacak’ dedi, faizi düşürünce kur yükseldi. Daha sonra ‘doların yükselmesi önemli değil rekabetçi kura geçiyoruz. İhracatımız artacak’ dedi. Bu ikisi de olmadı. Faizler kağıt üzerinde düşük ama tüketici kredi faizleri, konut faizleri yüzde 30-35 oranında artmış. Demek ki faizler düşmemiş. Bir ülkede kur, faiz ve enflasyon artmasına iktisatta ‘imkansız üçlü’ derler bunu yaptılar, imkansızı başardılar” diye konuştu. Özgür, 20 temel gıda ürününe tavan-taban uygulanması tartışmasına ilişkin ise, uygulamanın mümkün olmadığını ifade etti. Özgür, iktidarın 2018’deki patates ve soğan krizinde bunu deneyip başarılı olmadığını anımsatarak, şunları söyledi: “İlk gıda krizi 2018’de patates ve soğanda kendini belli etti. O zaman tanzim satış çadırları kuruldu. ‘Ucuza ürün satacağız’ dedi olmadı. ‘Et ve Balık Kurumu, Tarım Satış Kredi Kurumlarını devreye sokarak daha ucuz ürün satacağız’ dedi, olmadı. ‘Türk Şeker zam yapmayacak’ dedi haberi olmadan zam yapıldı. Bunlarda sabitleme olmayacağını biliyoruz ama sabitlese bile, şirketlere devletten ödeme yapılacak. Fiyat farkını devlet ödeyecek, yine vatandaşın vergisi şirketlere aktarılacak. Gıda fiyatlarını sabitlemek bir çözüm değil. Mesele gıda fiyatlarının artması değil, insanlar uyandıklarında paralarının değersizleştiğini görüyorlar. Sürekli bir zam var, sadece belli ürünlerde zam yok her şeyde zam var ve fiyatlar belirsiz. Ekonominin istikrara kavuşması mümkün değil. İktidarın bu politikalarıyla ekonominin düzelmesi mümkün değil.”
ANKARA