Kadın il eşbaşkanları toplantısında konuşan HDP Eşbaşkanı Pervin Buldan, ‘Sonuna kadar haklı, onurlu bir mücadeleyi hep birlikte omuzlayarak bu topraklara barışı, adaleti, eşitliği biz getireceğiz’ dedi
Halkların Demokratik Partisi (HDP) kadın il eşbaşkanları, partinin Ankara’daki genel merkezinde toplandı. Toplantının açılışında konuşan HDP Eşbaşkan Pervin Buldan, kadınları selamladı. Ağır hastalıklarına rağmen cezaevinde tutulan Kürt siyasetçi Aysel Tuğluk’un durumuna değinen Buldan, “Aysel Tuğluk’u buradan sevgi ve özlemle selamlıyorum. İçinde bulunduğu durum ve bütün ağır hasta tutsakların durumu en acil gündemlerimizin başında gelmektedir. Aysel Tuğluk ve tüm ağır hasta mahpuslar özgür bırakılıncaya kadar mücadelemize devam edeceğiz. Kadın mücadelemiz elbet bu zulüm politikalarının da üstesinden gelecek ve bütün yoldaşlarımızla özgür yarınlarda mutlaka buluşacağız. Yürüdüğümüz yolu hep birlikte mutlaka zafere ulaştıracağız” diye belirtti.
Tarihsel mücadelemizi inşa ettik
Eşitsizliğin bütün kötülüklere kaynaklık eden en büyük toplumsal mesele olduğunun altını çizen Buldan, “Nitekim bugün ülkenin yaşadığı karanlık ortam eşitsizlik politikalarının ve uygulamalarının bir sonucu olarak karşımızda durmaktadır. Mevcut iktidar kendisini eşitsizlik temelleri üzerine konumlandırmış ve eşitsizliği derinleştiren politikalarını tüm hızıyla sürdürmektedir. Farklı toplumsal kimliklerin, inançların ve kültürlerin eşitsizliği, cinsiyet eşitsizliği; yaşam standartlarındaki, gelir dağılımındaki, hak ve hukuktaki eşitsizliği üretmekte ve büyütmektedir. Büyüyen eşitsizlik sömürüye ve şiddete ve bugün toplumun boğuştuğu çoklu krizlere sebebiyet vermektedir. Bu nedenle biz kadınlar bütün toplumsal alanlarda olduğu gibi özellikle cinsiyet eşitsizliği aşılmadan maruz kaldığımız sömürüden, haksızlıklardan ve şiddetten asla kurtulamayacağımızın bilincindeyiz. İşte bu bilinçle tarihsel mücadelemizi inşa ettik, büyüttük bugünlere taşıdık” dedi.
Eşbaşkanlık önemli bir kazanım
Kendi öz örgütlülüklerinden başlayarak “eşit temsiliyet” dediklerini hatırlatan Buldan, “Mücadele alanlarımızda eşit pozisyonlarda, eşit katılımla hareket etmeyi vazgeçilmez bir ilke haline getirdik. Eşbaşkanlık sistemimizi, eşit temsiliyete bağlı olarak kota ve fermuar sistemimizi bu ilkenin ışığında hayata geçirdik. Bu sistem hem biz kadınların uzun yıllar emek verdiği mücadelenin bir kazanımıdır, hem de kadın mücadelesine güç katan bir işlevi yerine getirmektedir” diye konuştu.
Aydınlık günleri bizler inşa edeceğiz
Geleceği kadınların inşa edeceğine işaret eden Buldan, “Kadınların ve bir bütün olarak toplumun çok zor günlerden geçtiği şu dönemde tekçi erkek iktidarın baskıcı rejimine karşı, yolsuzluklara ve vurgunlara karşı, çete yapılanmalarına karşı, yoksulluğa karşı, ekolojik ve kültürel yıkıma karşı; kadınlara, gençlere, çocuklara karşı uygulanan her türlü suça karşı tarihsel bir mücadele yürüttük ve yürüteceğiz. Kolay değil! Bunun farkındayız. Fakat sonuna kadar haklı, sonuna kadar onurlu bir mücadeleyi hep birlikte omuzlayarak bu topraklara barışı, adaleti, eşitliği biz getireceğiz. Aydınlık günleri bizler inşa edeceğiz. Kadınlar inşa edecektir. HDP olarak özellikle de Kadın Meclisi olarak uzunca bir süredir alanlarda, mahallelerde, fabrikalarda, atölyelerde, tarlalarda iş ve aş buluşmalarıyla yoğun çalışmalar yürüttük. Halkımızla, emekçi kadınlarla güçlü buluşmalar gerçekleştirdik. Bütün bu süreçlerde Kadın Meclisi’mizin, eşbaşkanlarımızın büyük emeği geçti. İnanın ki, çalışmalarınız, azim ve çabanız HDP’nin mücadelesini genişletmekte, büyütmekte ve güçlendirmektedir” diye vurguladı.
Cesaretimiz haklılığımızdan
Kadın mücadelesinin önemine dikkat çeken Buldan, “Bizim dayandığımız güç; halkımızdır, kadınlardır, gençlerdir. İnancımız ve cesaret kaynağımız halkımızın haklı davasıdır, kendi öz gücümüzdür. Halkın düşmanı olanlar, Kürde, farklı kimlik ve inançlara düşman gözüyle bakanlar, kadınları düşman ilan edenler; barıştan, gerçek hukuktan, tam demokrasiden korkanlar mücadele tarihimiz boyunca partimize, demokratik mücadelemize karşı sürekli saldırı halindedir” dedi.
HDP tasfiye edilmek isteniyor
HDP’nin hedef alındığını söyleyen Buldan, şöyle devam etti: “Peki neden? Çünkü HDP’yi tasfiye etmek; Kürt halkının, Alevi toplumunun, halkların, inanç ve kimliklerin eşit ortak geleceğini ortadan kaldırmaktır. Emeğin hakkını gasp etmektir. Demokratik örgütlenmeleri, demokratik toplumu, medya özgürlüğünü tasfiye etmektir. Çocukların yarınlarını çalmak, hakkını soran ve özgürlük isteyen gençlerin, yükselen muhalefetin mimarı olan kadınların iradesini ve mücadelesini tasfiye etmektir. HDP’yi tasfiye etmek; demokratik bir sistemin kurulmasını, barış imkanını, gelecek umudunu, gerçek adaletin inşasını, eşbaşkanlık sistemini, eşit temsiliyeti, toplumsal cinsiyet eşitliğini engellemektir. Bize yönelik yok sayma, tasfiye etme politikalarının nedeni budur.”
Halkı açlığa mahkum ettiler
Tekçi politikaları eleştiren Buldan, “Peki, bize karşı bu yönelimlerle hareket edenler bu ülkeye 20 yılda ne verdiler? Tekçi, baskıcı bir erkek rejimini bu ülkenin başına bela ettiler. Hak, hukuk ve adaleti ortadan kaldırdılar. Anayasayı rafa kaldırdılar. Medyayı, basını susturdular. İçeride savaş, kıyım, tutuklama, sürgün; komşuda savaş, çetelerle işbirliği çetelere akıtılan milyar dolarlar, toprağa verilen canlar… Kadına yönelik suçlarda ve kadın cinayetlerinde rekor kıran bir erkek şiddeti. Çocuk istismarında dünyada ilk sıralarda yer alan bir utanç tablosu iktidarın pratikleridir. Yetmedi; ülkenin parasını pul ettiler. Ülke tarihinin en derin yoksulluğunu, en büyük yolsuzluğunu yarattılar. Halkı açlığa mahkum ettiler” diye kaydetti.
‘Yerli ve milli’ ülke peşkeş çekildi
Eşbaşkan Buldan, sözlerine şöyle devam etti: “Çok verimli Anadolu ve Mezopotamya topraklarını çöle çevirdiler. Çiftçiyi üretemez, esnafı, işçiyi, emekçiyi geçinemez hale getirdiler. Yoksulluk kuyruklarında, açlık savaşlarında emeklinin belini büktüler. Eş dost ve akrabalarını kamuya doldururken, yandaşlarına kamu ihalelerini, bürokratlarına çifter maaşları verirken, gençlerin gelecek hayallerini ise yarattıkları korkunç işsizlik tablosu ile ezdiler. Tek tipçi, bilimsellikten uzak, niteliksiz bir eğitim sistemini; doktorları ülkeden kaçırtan çökmüş bir sağlık sistemini dizayn ettiler. Kendilerine uçan saraylar, yazlık kışlık saraylar yaparken, yandaşlarına beşli çetelerine hazineyi yağmalatırken, halktan aldıkları yüksek vergiler ile saltanatlarını beslediler. İşte bu saltanat rejimi ve bir avuç zenginleri doymadığı için ülkede açlık ve yoksulluğun önünü sonuna kadar açtılar. ‘Yerli ve milliyiz’ dediler ülkenin her karış toprağını çetelerinin ve ulus ötesi güçlerin talanına açtılar. O ulus ötesi güçlerin çöplerini getirip bu ülkenin en verimli topraklarını zehirlediler.
Tekçi erkek faşizminin ittifakı eriyor
Saymakla bitmez değerli arkadaşlarım. Günlerce saysak, haftalarca saysak yine bitmez. Zihniyetleri de, siyasetleri de o denli kirlidir, o denli kirli icraatlar ile doludur. Şimdi ise yalanla, korkutma ve baskıyla, suçu başkalarına atmakla ayakta durmaya çalışıyorlar. Her gün yeni zamlar yapan, hayat pahalılığını tarihin zirve noktasına taşıyan, enflasyonu durdurmak yerine sürekli harlayanlar, ülkeyi bir başkası yönetiyormuş gibi zamlardan da sorumlu suçlular yaratmaya çalışmaktadırlar. Fakat bunların nafile olduğunu bir kez daha belirtmek lazım. Bütün saha çalışmaları da gösteriyor ki, iktidar hızla eriyor, küçük ortağı bir daha Meclis’e giremeyecek kadar vahim bir şekilde eriyor. Tekçi erkek faşizminin ittifakı eriyor. Bizim mücadelemizle, kadınların mücadelesiyle bu erime daha da hızlanacaktır. Kendileri de bunun farkındadır ki; çözüm konusunda bir basiretleri yok fakat düzenbazlıkta ustadırlar. İktidarları açısından nerede bir sıkıntı çıksa, hemen bir düzenbazlık formülü üretiyorlar.
Kadınlar gümbür gümbür geliyor
Bizler Meclis’e giremeyelim diye koydukları seçim barajını bugün onların başına dert olduğu için indirmek zorunda kaldıklarını son yasada gördük. ‘Seçim Yasası’ adı altında bir düzenbazlık yasasını Meclis’ten geçirdiler. Halktan, sandıktan umudu kalmayanlar, hile düzenekleri ile kendilerini iktidarda tutma peşindeler. Kendileri için yasa çıkardılar. Fakat kusura bakmasınlar. Biz kadınlar bu düzenbazlığa meydan verecek değiliz. Onların hileleri ve oyunları ile bugüne kadar nasıl baş ettiysek bundan sonra da baş etmeye devam edeceğiz. Ne baskı ve şiddet politikaları ne de seçim hileleri bunları kurtarmaya yetmeyecektir. Çünkü kadınlar gümbür gümbür geliyor. Kadınlar, örgütlü mücadelesiyle bu iktidarı öyle bir sallayacak ki, felekleri şaşacak.
Kürt sorununun çözümü barış getirir
Belli bir kesimin değil, üstünlerin değil; halkların, kadınların ve tüm ezilenlerin hak mücadelesini yürüten Halkların Demokratik Partisi bu ülkenin siyaset mecrasındaki gerçek çözüm adresidir. Ülkenin içine çekildiği şu ağır kriz ortamından çıkışın yolu HDP’dir. HDP’nin üçüncü yol siyasetidir. Yakın tarihin tecrübeleri ile sabittir, HDP’siz bir siyaset için plan yapanlar; bu ülkeye, krizden kaostan, acıdan ve sefaletten başka hiçbir şey vaat edemezler. Ne mevcut çözümsüzlük ve kriz iktidarı, ne de temel sorunlara kalıcı ve cesur çözüm siyaseti üretemeyenler, bu kötülük düzenini kökten değiştirme hedefi olmayanlar, ülkeye ve topluma yeni bir gelecek ve umut sunamaz. Yeni bir geleceği, demokratik bir yaşamı alternatif olarak sunan güç bizleriz, HDP’dir. Bu düzen mutlaka değişecek diyen HDP’dir, HDP içinde mücadele eden kadınlardır. Kürt sorununu çözmeyi, barışı, eşitliği, gerçek adaleti ve gerçek bir demokrasiyi hedefine koymamış hiçbir iktidar bu ülkeyi bugüne değin yönetemedi. Bundan sonra da yönetemez.
Gerçek çıkış yolu 3. Yol
Bu hedeflerle yol alan bir hareket olan HDP’yi ve demokratik çözüm fikriyatını, ortak mücadele ve müzakere iradesini görmezden gelen gayretler, bu ülkeye asla aydınlık bir gelecek vaat edemez. Çünkü bu yaklaşım, halkın iradesini, kadınların iradesini görmezden gelmektir. Bu toprakların gerçekliğine sırt çevirmektir. HDP’ye yaklaşım, demokrasiye yaklaşımdır. HDP’ye yaklaşım ortak geleceğe, barışa, adalete yaklaşımdır. Gelecek konuşulacaksa, demokrasi konuşulacaksa bu HDP’yle mümkündür. Krizden çıkışın da, ortak geleceğin yolu da HDP’nin üçüncü yol siyasetinde ortaya koyduğu hattan geçmektedir. Gerçek çıkış yolu, Newroz’da milyonların ortaya koyduğu iradedir. Herkesin bu hakikati iyi görmesi ve buna göre siyasetini oluşturması gerekir. Hiç kimse HDP’yi ve HDP’ye gönül veren, oy veren, HDP’nin gerçek sahibi olan halkımızı, halklarımızı yanlış değerlendirmemelidir. Yanlış hesap peşinde de koşmamalıdır. HDP’ye gönül ve destek veren milyonlar son derece bilinçlidir ve kararlıdır. Bizler hangi hakikatleri savunuyorsak, hangi mücadeleyi yürütüyorsak ve hangi noktada duruyorsak halkımız bunu çok iyi bilir ve görür. İşte tam da bu nedenle HDP saflarında yer alır.
Halklar ittifakı
HDP, onurlu ve eşit bir yaşamı, onurlu bir barışı savunduğu için partisine güvenir, inanır ve bu yoldan vazgeçmez. HDP seçmeni, sadece ‘Oyumu HDP’ye veriyorum’ demez, ‘oyumu kendime veriyorum’ der. ‘Geleceğime veriyorum’ der. Herkes bunu çok iyi bilmelidir. Her türlü engellemeye rağmen Newroz alanlarını milyonlar olup dolduran halkımız, 8 Mart kutlamalarımıza akın akın gelen kadınlar, gerçekleştirdiğimiz bütün kongrelerimizde ne sayısı ne coşkusu ile salonlara sığmayan halkımız; HDP’nin kapatılamaz, engellenemez ve yok sayılamaz olduğunu dünya aleme göstermiştir. Milyonların buluştuğu bu coşkulu kutlamalarımızın gerçekleşmesinde emeği geçen bütün kadın arkadaşlarıma buradan en özel selamlarımı gönderiyorum. En büyük en güçlü ittifakın meydanlarda milyonların kurduğu halklar ittifakı olduğunu, kadın ittifakı olduğunu, demokrasi ittifakı olduğunu göstermiştir.
Vazgeçmeyeceğiz
Bizim ittifakımız demokrasi ittifakıdır. Tekçi erkek rejime karşı tam demokrasiyi, çoğulculuğu, eşitliği ve gerçek adaleti esas alan bir birliktelikle Üçüncü Yol’da, demokrasi ittifakında buluşuyoruz. Bizim ittifakımız kadınların ve haksızlığa uğrayan bütün toplumsal kesimlerin mücadele ortaklığında buluşmasıdır. Demokrasi ittifakımız ne şimdiki karanlık düzeni, ne de bu karanlık düzenin restorasyonunu kabul etmeyen, yeni bir toplumsal sözleşmeyi öngören ve bütün kurumlarıyla demokratik, eşitlikçi, özgür bir ülke ortamını inşa etmeyi amaçlayan bir ittifaktır. Bu ittifakla yol alırken kadın kazanımlarımız ile tarihe kadın mücadelesinin en önemli notlarını düşeceğiz. Kadınlar olarak, hep birlikte demokrasi ittifakına öncülük edeceğiz ve kadınların değişim gücünü ortaya koyacağız. Kadın eşbaşkanlar olarak tekçi erkek iktidarın yalanlarına karşı gerçeğin sesi olmaya devam edeceğiz. Onların zulmüne karşı direnişin, umudun omuzlayanları olmaya devam edeceğiz. Onların haksızlıklarına, düzenbazlıklarına, kumpaslarına karşı adaletin ve hak arayışının asla vazgeçmeyen savunucuları olmaya devam edeceğiz.
Tecridi mücadeleyle kıracağız
İmralı’dan başlayıp tüm toplumun ve kadınların üzerinde uygulanan özel tecrit politikası ile mücadele etmeye devam edeceğiz. Bizler hep birlikte kadın mücadelesi ile tecridi kıracağız. Her yerde, her zaman, hep birlikte mücadelede ve direnişte olacağız. Biz kadınların kararlı mücadelesi ile statüko değil, tekçi erkek zihniyet değil; kadınlar kazanacak, halk kazanacak, eşit birliktelik kazanacak. Bu sorumluluk başta kendim olmak üzere hepimizin omuzlarındadır. O nedenle özellikle şu zorlu dönemde her zaman olduğundan çok daha fazla çalışacağız, her mahalleye gireceğiz, her haneye ulaşacağız, her kadının yüreğine, bilincine dokunacağız. Gözlerdeki umut, yüzlerdeki gülüş olacağız! Kendimizi, hedeflerimizi herkese ama özellikle her kadına anlatacağız. Mücadelemizi büyüteceğiz ve başaracağız. Biz kadınlar mutlaka kazanacağız. Önümüzdeki yüzyılı kadın mücadelesinin zaferi ile karşılayacağız. Bundan kimsenin şüphesi olmasın.”
Buldan’ın açıklamasının ardından toplantı basına kapalı devam etti.
ANKARA