Kobane Davası’nda savunmasına devam eden Demirtaş, “Ben 8 defa, heyetimiz 30 küsur defa İmralı’ya gitti. Biz HDP olarak Abdullah Öcalan’ın samimiyetini gördük. Abdullah Öcalan barış için uğraştı, samimi olduğunu devlet de hükümet de gördü” dedi
IŞİD’in Kobanê’ye yönelik saldırılarına karşı 6-8 Ekim 2014’te gerçekleşen protesto eylemleri gerekçe gösterilerek Halkların Demokratik Partisi (HDP) eski Eş Genel Başkanları, Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyelerinin de aralarında bulunduğu 22’si tutuklu 108 ismin yargılandığı Kobanê Davası’nın 11’inci duruşması yedinci gününde Sincan Cezaevi Kampüsü Duruşma Salonu’nda görülüyor.
‘Kamuran Yüksek siyasetçidir’
Ardından HDP eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş savunmasına kaldığı yerden devam etti. Kamuran Yüksek siyasetçi arkadaşımız, ben Kobanê’ye heyet halinde giderken yanımdaydı” diyerek, Yüksek’in de yanlarında olduğuna dair o güne ait fotoğraf karesini gösterdi. Demirtaş, “Tanık Kerem Gökalp’in Kamuran Yüksek’i tanımadığını söylemesi yalan olduğunun göstergesidir” dedi. Demirtaş, Yüksek’in yaptığı açıklamalara dair fotoğrafları göstererek, “Bunun gibi yüzlerce fotoğraf, kamuoyuna yansıyan açıklamaları var. Kamuran Yüksek örgütten talimat getiren kişi değil, uzun yıllar siyasette bulunan bir siyasetçiydi” ifadelerini kullandı.
‘Ön yargılarınızı bir kenara bırakın ya da vicdanen dinleyin’
Savcının iddianameye bir tek cümleyi cımbızlayarak kendisi ve arkadaşlarını suçladığını belirten Demirtaş, “Ama hem benim hem de sonrasında partili arkadaşlarımızın, politikamızın nasıl tutarlı olduğunu kayda geçmek istiyorum. Hukuken, ahlaken, vicdanen dinleyin. HDP adına açıklamalarını varsa ön yargılarınızı bir kenara bırakın ya da vicdanen dinleyin. HDP’nin yaptığı açıklamaların örgüt talimatı ile yapılıp, yapılmadığı en azından bu aşamada önemlidir” diye konuştu.
‘Açıklamalar çözüm sürecini kurtarma amaçlıdır’
Kobanê’den döndükten sonra dönemin Başbakanı Ahmet Davutoğlu ile görüşme yaptığını kaydeden Demirtaş, çıkışta yaptığı açıklamayı okudu. Dönemin Başbakanı Davutoğlu ile yaptığımız görüşmenin olumlu olduğunu ifade eden Demirtaş, “Kobanê’de yaşananlardan olayı, bölgede Ortadoğu’da bir gerilim oluşmuştu. Olumlu adımlar atıldığını belirten açıklamalarla ayrıldım. Tanığın söylediği gibi, ne Kobanê ne de Başbakan ile yaptığım görüşme sonrası açıklamalarda şiddetin iması yok. Çözüm sürecini kurtarma, gerilimi düşürme yönlü yaptığım açıklamalardır. Partimizin politikasına dair açıklamalardır” dedi.
Demirtaş yaptığı açıklamaları tek tek okudu
Demirtaş, barışa dair, silahların durdurulmasına dair parti politikaları ışığında yaptığı açıklamaları da okudu. Demirtaş daha sonrasında HDP sitesinden ve Meclis Grup Toplantısı’nda barışa dair çağrıları okudu.
‘Sözlerim cımbızlandı’
Demirtaş, yaptığı açıklamalardaki “Hep birlikte direnirsek sesimizi duyurabiliriz” cümlesinin fezlekelerde “Hendek, barikatlarda direnirsek ( … )” şeklinde cımbızlandığını söyledi.
‘Duruşumuzdan taviz vermiyoruz. Çünkü ilkeliyiz, ahlaklıyız’
Demirtaş, barışa, silahların susmasına dair yaptığı açıklamaları okumasının ardından, şöyle devam etti: “14 yıl boyunca dağda silahla dolaşmış bir kişi, pişman olmuş gelmiş normal hayatına devam etmek istemiş savcı da bunu kabul etmiş. Eyvallah fakat 93 gün cezaevinde yatmış. Biz ise hala ithamlarla yargılanıyoruz. Savcı Ahmet Altun bizi Kobanê olaylarının azmettiricisi olarak yargılıyor. Ama boyun eğmiyor, duruşumuzdan taviz vermiyoruz. Çünkü ilkeliyiz, ahlaklıyız. Bu HDP heyeti barış için silahların susması için çalıştı. Bugün ise tutuklu. Mahkeme heyetiniz siyasi çıkar ilişkisine alet olmaktan imtina etmelidir.
‘Abdullah Öcalan barış için uğraştı’
Tanık Kerem Gökalp’in de ben ve Kamuran Yüksek hakkında söylediklerinin açıkça yalan olduğunu görmeniz gerekir. Bugün hala dışarıda ‘HDP hiçbir şey yapmadı, barış için bir şey yapmadı’ dediler. Çok şey yaptık. Savaş kararı alınmıştı ve biz bir şey yapamadık, durduramadık. Biz çözüm sürecinde Kandil’de, İmralı’da, Ankara’da çözüm iradesini gördük. İnsanlar, askerler, dağdakiler çatışma istemiyor ama isteyenler vardı. Biz ilkeli ve ahlaklıyız, demokratik siyasetten yanayız. Bugüne kadar partimizin yürüttüğü politikalar budur, ‘İmralı’da tecrit kalksın’ demek budur. HDP, ‘İmralı ile görüşülürse silahlar susar’ demesi de bundandır. Ben 8 defa, heyetimiz 30 küsur defa İmralı’ya gitti. Biz HDP olarak Abdullah Öcalan’ın samimiyetini gördük. Abdullah Öcalan barış için uğraştı, samimi olduğunu devlet de hükümet de gördü. Hatta çok iyi hatırlıyorum ‘Hayattayken bu işi nihayete erdirmek istiyorum, bunun için herkes elinden geleni yapsın’ diyen bir kişi gördüm ben İmralı’da.
‘Şiddet olaylarının yanında olmadık’
Biz bu ülkede barış, eşitlik, huzur içinde yaşayacaksak; ben orada oturan polisi nasıl düşman olarak görebilirim? Ama ‘Dağdakiler teröristtir, onlar benim düşmanımdır’ diyenleri de nasıl normal görürüm? Bugüne kadar hangi devlet yetkilisi asker, polis cenazelerinde bizim yaptığımız açıklamaları yapabiliyorlar? Aksine ‘Son kişi kalana kadar savaşacağız’ diyorlar. Biz şimdiye kadar şiddet olaylarının yanında olmadık.”
Demirtaş’ın konuşmasının ardından avukat Metin Kaya söz alarak, failler tespit edilmeden siyasetçilerin azmettirilme ile suçlanmasının hukuka aykırı olduğunu belirtti. Kaya, “Şüpheden sanık yararlanır” diyerek, tutuklu siyasetçilerin tahliyesini talep etti.
Kaynak: MA