Tutuklu sanatçı Dilan Cûdî Saruhan’ın mektupları ile resimlerinden oluşan özgürlüğün betimlemesiyle dolu ‘Görülmüş Mektuplar’ sergisi, Emre Zeytinoğlu tarafından Galeri/Miz’de açıldı. Sergi 5 Nisan’a kadar ziyaret edilebilir
Tutuklu sanatçı Dilan Cûdî Saruhan’ın 2020’den beridir özgürlük betimlemeleriyle ilmek ilmek kaleme aldığı ve nakşettiği tutukluluk anılarından oluşan “Görülmüş Mektuplar” sergisi, “Dağlı bir kadınım ben, dağları özledim. Ama denizi de özledim” sözleriyle herkesi özgürlüğe uzanan köprüye davet ediyor.
Kürt halkının asimilasyon ve soykırım politikalarına karşı direnişi yüz yıllardır sürüyor. Bir halkı ve kültürü “yok etmek” amacıyla her türlü yol ve yöntem denense de, Kürt halkı sanat, müzik, tarih gibi birçok alanda kültürel mirasını yaşatmayı kararlılıkla sürdürüyor. Bu kararlılığın vücut bulmuş örneklerin biri de tutuklu Dilan Cûdî Saruhan. Saruhan, 2015 yılında Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Heykel Bölümü’nü kazandı. 2017 yılında TÜYAP İstanbul Sanat Fuar’ında “Bak! Ben Buradayım Gökyüzü Kadar Çıplak” isimli videoart çalışmasının yanı sıra Versus Art Project’te gerçekleşen Vakka Esmod Majida Khattari defilesinde de bir performans gerçekleştirdi.
Sokaklara ve okula parmak izi
Birçok filmde sanat yönetmenliği asistanlığı yapan Saruhan, 26 Nisan 2017’de “Bak! Ben Buradayım Gökyüzü Kadar Çıplak” isimli video işini Marmara Üniversitesi’nin Güzel Sanatlar Fakültesi’nde performe etti. Saruhan sık sık maruz kaldığı adli kontrol ve sürekli verdiği parmak izlerinden yola çıkarak kamusal alana, okula, toplu taşıma araçlarına ve yürüdüğü sokaklara parmak izi bıraktığı bu video performansıyla Viyana’daki Hinterland Galeri’deki karma sergiye katıldı. 2018 yılında sanatçıya İran’daki Tahran Azad Galerisi’nden gelen teklif ile Saruhan’ın “Bak! Ben Buradayım Gökyüzü Kadar Çıplak” isimli çalışması İran’da da izlendi.
‘Özgürlük esir alınamaz’
Sanatçı Dilan Cûdî Saruhan’a arkadaşıyla yaptığı mesajlaşma “hayatın olağan akışına aykırı” görülerek “örgüt üyeliği” suçlamasıyla 9 yıl hapis cezası verildi. 13 Aralık 2017 tarihinden bu yana Bakırköy Kadın Kapalı Cezaevi’nde tutulan Saruhan, tutukluluk sürecinde de üretimlerini sürdürmeye devam ediyor. Saruhan, cezaevinden gönderdiği bir mektupta, tutukluluğun emeği ve özgürlüğünü “esir” alamayacağını şu cümlelerle anlatıyor: “Özcesi; nerede olursam olayım, dört duvarın ardında, 7 kapılı, 21 kişilik bir labirentin içinde ve demir parmaklıklar arkasında olsam da bu ‘ıslah’ evinde kontrolcüler tarafından mahremiyetim işgal edilmeye çalışılsa da buradaki 21 kadının emeğiyle özgür ruhumdan ve özgür düşüncemden vazgeçmeyeceğim ve asla ıslah olmayacağım…”
Mektuplardan sergi
Sanatçı Emre Zeytinoğlu, Dilan Cûdî Saruhan’ın 2020 yılından bu yana kendisine gönderdiği mektupları derleyerek Şişli’de bulunan Galeri/Miz’de “Görülmüş Mektuplar” isimli bir sergi hazırladı. 15 Mart’ta başlayan sergide, Saruhan’ın kaleminden aktarılan mektupların metinleri ve görselleri Emre Zeytinoğlu tarafından bir araya getirilerek bir dökümantasyon ve proje sergisine dönüştü.
‘Beni klişelerden uzak tutun’
Serginin girişinde sanatseverleri Saruhan’ın şu cümleleri karşılıyor: “Emre hocam, sergi yapma isteğiniz benim için çok kıymetli. Ben buradaki çalışmalarımı, daha doğrusu eskizlerimi mektupla size göndereyim. Fakat sizden isteğim, beni klişelerden uzak tutun, çünkü buna ihtiyacım var. Ben şimdi küçük karabalık gibi koskoca bir deryada yolumu arıyor, bulmaya çalışıyorum.”
Üç bölümden oluşan sergide Saruhan’ın, “2018-2019 yıllarında benim ömrümden ömür götüren bir süreci üç adet mendile işledim” sözleriyle üç dilde işlediği “min ji bîr neke”, “seni asla unutmayacağız” ve “remember me” mendili sergileniyor.
‘Dışardaymışım gibi…’
Serginin ilk bölümünde, yeşil duvarlı koğuşlarına kendi çizdiği yeşil resimleri astığını yazan Saruhan’ın yeşil serili resim çalışmaları izleyicileri karşılıyor. Koğuşa girdiğinde nereden geldiği belli olmayan yeşil bir boya bulduğunu ve bunun bir “işaret” olduğunu kaleme alan Saruhan, hissettiklerini şu satırlarla anlatıyor: “Kendimi birden bir derslik ortamında hissettim. Karşılıklı oturuyormuşuz gibi… Dışardaymışım gibi… Kitabın içinde siyah sayfalar vardı ve bunları o yeşil boyayla buluşturmam gerektiğini hissettim. Bu yaptığım resimlerdeki imgeler, tam da ‘insanlar bunu kendileri yapmıştı’ dedirten cinsten… Bunları yaparken, oturup biraz bağlama çaldım, iyi gelir diye…”
Umutla üretiyor
Saruhan, yeşil serili çalışmalarının bir diğer bölümünde de “umutlarının gökyüzünün tavanı kadar” olduğunu ele alıyor. Büyük bir umutla üretimini sürdüren Saruhan, “Bir baktınız, ben çıkıp gelmişim. Benim umutlarım gökyüzünün tavanı kadar. Yakında tahliye olacağıma inanıyorum. Zindan gören herkesin, peyderpey gördüğü özgürlük ve kaçış rüyaları vardır” sözleriyle fiziki özgürlüğüne kavuşacağı günleri betimliyor.
Zamandan ve mekândan sıyrılmak
Aynı bölümde yine Saruhan’ın 2 Kasım 2020’de gönderdiği mektuptan şu cümleler izleyicilerle buluşuyor: “Bir buçuk yıl boyunca ağır müebbetle yargılanmıştım ve son duruşmada 302. Anayasal düzeni bozmaya teşebbüs maddesinden beraat etmiştim. Fakat yaşadığım şey çok ağırdı ve bunları kaydetmek istedim.” Serginin ilerleyen bölümünde ise 29 Eylül 2020’de Saruhan ve koğuş arkadaşlarının yağmurlu bir günde yaşadıklarının kaleme döküldüğü, “Bugün hava sırılsıklam yağmurlu. Tabii ben ve koğuş arkadaşlarım hiç yerimizde duramıyoruz. Suyun gideri olan rögar kapağını da kapatınca avluda su birikti. Böylece biz de yağmurda derinlere açılmaya başladık. Oyun oynadık, oradan oraya koştuk. Bir anlığına da olsa zamandan ve mekândan sıyrıldık. Kim bilir hangi sahilde, hangi ırmağın kenarında elbiselerimizle ıslanıyor, birbirimize su fırlatıyorduk” sözleri yer alıyor.
‘Dağlı bir kadınım ben’
Bir diğer bölümde de Saruhan’ın, “Yukarıya Çıkmak Herkesin Hakkı 2020 Volta” isimli bir dağ resmi sanatseverleri karşılıyor. Saruhan, çizdiği resmi ve duyduğu özlemi şu sözlerle anlatıyor: “Ağaçları çok özledim. Çiçekleri, çamuru… Dağlı bir kadınım ben, dağları özledim. Ama denizi de özledim.” Saruhan’ın sanatçıya 6 Ekim 2019’da cezaevini resmederek gönderdiği bir diğer mektupta ise cezaevinde sıkça okuyup çalıştığını, notlar tuttuğunu, çizim ve nakış yaptığını anlatıyor. “Geçenlerde burada bir yaş daha büyüdüm ve 27 oldum” diyen Saruhan, nakışlarının insanlarla buluşmasını istediğini fakat bunun nasıl olacağını bilmediğini söylüyor.
Özgürlüğe uzanan köprü
Saçlarla yaptığı “Köprü 2 Kasım 2020” isimli çalışmayla “köprüsünün” özgürlüğe uzanan bir köprü olduğunu kaleme alan Saruhan, “Burada aklımda yapmak istediğim bir iş vardı… Bizim buradaki kadınların saçından dümdüz bir köprü yapıyorum. Köprünün formunu arkadaşların saç şekilleri oluşturuyor. Bunları kumaşa dikerek sabitledim. Bizde saç çok kıymetlidir. Atılmaz, günahtır. Benim köprüm ise çıkışa, özgürlüğe, bir yola uzanan bir köprü. Yolun tüm zorlukları, saçın hafızasında barınıyor. Herkesin vardır bir köprüsü” satırlarını kaleme alıyor. “12.02.2020 B.köy Zindanı” imzasıyla sanatçıya bir şahmeran çizen Saruhan’ın, Eylül 2020’de, “Şimdi sizler de kafese kapatıldınız baş aşağı yarasa misali” sözleriyle koronavirüse değindiği bir çizimi de sergileniyor.
‘Hele bir çıkayım…’
Bir diğer bölümde ise Saruhan’ın 16 Ocak 2020’de sanatçı ve annesine yaptığı cezaevi hatırası sergileniyor. Saruhan, sanatçı ve annesine boncuktan kuş yerine uğur böceği yaparak, “Bence bizim çok fazla şansa ihtiyacımız var” diyor. Serginin ara bölümünde ise, sanatçının Saruhan’a gönderdiği ve çok sevdiği Van Gogh’un günebakan resimli kartpostallarından oluşan satırlar ve resimler yer alıyor. Özgürlüğüne kavuştuğunda cezaevine girmesi nedeniyle yarım kalan işlerini tamamlayacağını yazan Saruhan’ın 2 Kasım 2020 tarihli mektubunda şunlar yazıyor: “Denizlerde boğulup giden insanlar var, yine sırf yeni bir yaşam için… Bahar o kayığı kurtardı. Şimdi ise babam onu tavana asmış ((: Ama ben o kayığı tamamlayacağım, hele bir çıkayım. Dışarıdayken yaptığım heykeller sahipsiz kaldı, ya çatladı ya da kayboldu. Olsun… Ben daha iyilerini yaparım, yaptığım bir kayık vardı, sırf yeni bir yaşam için. Sonra bizim hikayemiz geldi aklıma.”
Tutuklu Dilan Cûdî Saruhan’ın mektupları ile resimlerinden oluşan özgürlüğün betimlemesiyle dolu “Görülmüş Mektuplar” sergisi, 5 Nisan’a kadar Galeri/Miz’de ziyaret edilebilir.
Marta Sömek / İstanbul-JINNEWS