Seydi Fırat
AKP-MHP iktidarı bu Newroz’da Kürt çocuklarına yönelik özel bir saldırı planını devreye soktu. Plan temelinde 2, 3 ve 5 yaşındaki çocuklar dahi saldırıya maruz kaldı.
Newroz’da geleneksel Kürt kıyafetlerini giydikleri için 3-5 yaşındaki çocuklar gözaltına alındılar, çıplak aramaya tabi tutuldular, parmak izleri, kan örneği çocuklardan alındı. Diyarbakır’ın Bismil ilçesinde Newroz bayramına üzerinde Kürt kıyafetiyle gittikleri için 5 yaşındaki ikiz kardeşlerin maruz kaldıkları insanlık dışı muamele basına ve kamuoyuna yansıdı.
Yine bir arama noktasında polis 2 yaşındaki bir çocuğun üzerinde Kürt kıyafeti var diye Newroz alanına girmesine müsaade etmedi, üzerindeki elbiseleri soyduktan sonra girişine izin verdi.
Yaşları farklılık gösterse de onlarca çocuğun Newroz’da gözaltına alınması ve çok kötü muameleye maruz kalmaları, şiddete maruz kalmaları ve saatlerce soğukta bekletilme durumu basına ve kamuoyuna yansıdı. İktidar tarafından çocuklara karşı ayrıntılı ve planlı bir kötülük, planlı bir ırkçılık sergilendi.
Çocuklar çok çirkin, çok yıkıcı ve vicdansız uygulamalara maruz kalmasına rağmen maalesef yeterli düzeyde bir tepki ortaya çıkmadı.
Türkiye’de ve uluslararası alandaki çocuk hakları kurumlarından dahi tepkiler pek gelişmedi.
Çocuklara yaşatılanlar üzerinden, saldırı uygulamaları üzerinden Türkiye yakında 23 Nisan’da çocuk bayramını kutlayacak.
Bir taraftan 2 yaşındaki çocuğun üzerindeki elbiseyi soyan, yine giyimlerinden dolayı 5 yaşındaki çocukları kan testine, parmak izine tabi tutan bir ülke, bir çocuk kreşi üzerinde Kürtçe Zarokistan (Çocukistan) yazıldığı için tabelayı söken bir ülke ve onun başındaki iktidar 23 Nisan’da çocuk hakları savunucusu kesilecek.
Tıpkı Efrîn’i Kiev’den daha ağır bir yıkıma uğratıp üzerindeki işgali tüm yıkıcılığıyla sürdürmesine rağmen Rusya ile Ukrayna arasında barış rolüne soyunması gibi.
BM Suriye Bağımsız Araştırma Komisyonu’nda işaret edildiği gibi; “Türkiye ve bağlı güçlerin Efrîn’de, Serêkaniyê’de Kürt bölgelerindeki uygulamaları savaş suçu, insanlığa karşı suç mahiyetinde.” Bu gerçek orta yerde dururken ve benzeri uygulamalar sürerken, hatta yeni saldırı ve işgal planlarının peşinde koşan bir Türkiye’nin ve onun başındaki AKP-MHP iktidarının barış savunuculuğu, çocuk hakları savunuculuğu, olsa olsa Kürt çocuklarına, Kürtlerin topraklarına ve yaşam alanlarına yönelik yeni saldırı ve işgal planları için kamuoyunu manipüle etme ve avantaj sağlama amaçlı olur.
AKP-MHP iktidarının Kürtlere yönelik tüm pervasızlığı ve kıyıcılığı bölgesel ve küresel düzeyde Kürt halkına yönelik devam eden suskunluğa sırtını dayayarak yapıyor. Kürt halkı bu suskunluğa karşı tepkisini büyük bir mücadele içinde veriyor. Newroz bu tepkinin zirvesi oldu.