Otoriter lider Orban’ı devirebilmek için bir araya gelen merkez sağ ve soldan altı partinin oluşturduğu muhalefet bloğu seçimleri kazanamadı; ancak Putin yanlısı Orban’ı ve ülkeyi zor günler bekliyor
Hüseyin Aykol
Macaristan’da 3 Nisan pazar günü yapılan genel seçimde Başbakan Viktor Orban’ın partisi 6 muhalefet partisini geride bıraktı. Macaristan’da yapılan genel seçimi halihazırda hükümette yer alan Fidesz (Macar Yurttaş Birliği) ve Hristiyan Demokratik Halk Partisi (KDNP) koalisyonu kazandı.
Henüz resmi olmayan sonuçlara göre, Başbakan Viktor Orban’ın liderliğindeki Fidesz-KDNP koalisyonu oyların yüzde 53’ünü, Demokratik Koalisyonu (DK), Jobbik, Momentum, Macaristan Sosyalist Partisi (MSZP), Macaristan Yeşiller Partisi (LMP) ve Macaristan için Diyalog Partisi’nin (PM) oluşturduğu çatı oluşumu “Macaristan için Birlik” oyların yüzde 34’ünü, neo-faşist Bizim Ülkemiz (Mi Hazank) ise oyların yüzde 6’sını alarak mecliste temsil hakkı kazanıyor.
Halkın seçime katılım oranı yüzde 68 civarında kalırken; mevcut seçim yasası sayesinde 199 sandalyeli mecliste, Fidesz-KDNP koalisyonu 135, Macaristan için Birlik 56 ve faşist Mi Hazank ise 7 milletvekili ile temsil hakkı kazanıyor. Sonuçlara göre 135 milletvekili çıkarmayı başaran Fidesz, 3’te 2’lik çoğunluğu da elde ediyor.
Orban nasıl biri?
Dördüncü kez seçim kazanan Macaristan başbakanı Viktor Orban aslında çok tartışılan ve halkı bölen bir lider. Kendi taraftarları arasında Macaristan’a şahsiyet kazandıran, ulusal kültürü, gururu geliştiren bir siyaset dehası olarak görülüyor. Ülkenin yaklaşık diğer yarısı açısından ise Orban ilkelere önem vermeyen, iktidar için en tehlikeli manevralara, kampanyalara bile girişmekten çekinmeyen, yolsuzluklara göz yuman baskıcı bir lider.
Viktor Orban iktidarda geçirdiği on iki yıl içinde sadece Macaristan kamuoyunu bölmekle kalmadı, Avrupa Birliği siyaset sahnesinde de önerdiği program ve önlemlerle tartışma yarattı. Orban karşısında kayıtsız kalınamadı, Avrupa kamuoyu da Orban karşıtları ve taraftarları olarak ikiye bölündü.
Her ne kadar Orban, 10 milyon nüfusa sahip küçük bir ülkenin üzerinde çok konuşulup tartışılan siyasi lideri olsa da aslında onun tarafından savunulan görüşler son yıllarda dünyanın pek çok yöresinde destek gören popülist siyasetlerin bir modeli olarak değerlendiriliyor. Bu görüşlere göre ulusal güvenliğin sağlanması açısından gerekirse bir kısım demokratik temel haklardan bir süreliğine vazgeçilebilir.
Sistemi kendine bağladı
Viktor Orban 12 yıl önce genel seçimlerde eline geçirdiği üçte ikilik parlamento çoğunluğuyla hemen anayasayı değiştirmişti. En yakın çalışma arkadaşlarından birini devlet başkanı seçtirdi. Parlamento’yu da pek çok alanda işlevsizleştirdi. Ardından da kademe kademe devlet kurumlarının tarafsızlığını ortadan kaldırdı. Anayasa Mahkemesi, Danıştay, Sayıştay, Başsavcılık, Hakimler Yüksek Kurulu gibi önemli kurumların başına kendi taraftarlarını getirdi.
Radyo ve televizyonu denetleyen üst kurum da ilk etapta sıkı disiplin altına alındı. Ardından devlet radyo ve televizyonlarının sıkı denetim altına alınması geldi. Bunu ise muhalif basının susturulması izledi. Ancak bu yasaklamalarla, kapatma ve hapis cezalarıyla değil, vergi yaptırımlarıyla, devlet ilanlarının kesilmesiyle ya da bazı durumlarda kuruma mahsus yasal sorunlar yaratarak gerçekleşti.
Nasıl kazandı?
Anketler 3 Nisan seçimlerinde Viktor Orban’ın kazanma ihtimalinin yüksek olduğuna işaret etmişti. Büyük bir ihtimalle bu seçimlerin de sonucunu, diğer iki seçimde de Orban’a üçte iki çoğunluk getiren yurt dışı oylar belirledi. Macar seçmenlerinin yüzde 10’u komşu ülkelerdeki etnik vatandaşlardan ve Batı Avrupa ülkelerinde çalışan Macarlardan oluşuyor. Macaristan’a komşu ülkelerde yaşayan yaklaşık 1.5 milyon etnik Macar’a FİDESZ iktidarı döneminde vatandaşlık hakları verildi.
Muhalefetin karşı çıktığı referandumla sağlanan vatandaşlık ve oy kullanma hakkıyla, etnik Macarlar seçim sonuçlarını belirliyor denilebilir. Çünkü yurt dışı oyların % 92’si Orban’ı destekliyor. Batı Avrupa’da çalışan göçmen Macarlar arasında Orban desteği düşük. Orban hükümeti bu nedenle de yurt dışı seçmenlerin oy kullanma hakkını farklı değerlendiriyor: Etnik Macarlara posta yoluyla oy kullanma hakkı verilirken, batıda yaşayan göçmen işçi Macarlara ise oy kullanmak için büyükelçiliklere ya da konsolosluklara gitmeleri öneriliyor.
Halkı neler bekliyor?
Seçimleri yine Orban kazandı; ancak Macaristan’ın gündemi bundan sonra ekonomik ve siyasi sıkıntılar olacak. Bunun birinci nedeni önce salgın sonra da savaş nedeniyle dünyayı da egemenliği altına alan ekonomik daralma, artan enflasyon ve ulusal para birimlerindeki değer kaybı. Ancak herkesin hemfikir olduğu bir diğer husus da Orban hükümeti tarafından uygulanan seçim bütçesinin ekonomide yarattığı hasar.
Macar hükümeti bir yıldır vatandaşlarına para dağıtıyor. Asgari ücrete ve emeklilik maaşlarına yapılan zamlar, artırılan sosyal ve aile yardımları, akaryakıtta ve temel bazı gıda maddelerinde altı aydır uygulanan zam yasağı, elektrik ve doğalgaz zamlarının ertelenmesi ve son olarak da yatırımların seçim nedeniyle yön değiştirmesinin faturası seçimler sonrasında etkisini gösterecek. Dahası Putin ile arası iyi olan Orban’ın seçim zaferi Avrupa Birliği’nde hoş karşılanmayacak.