Şarkılarını özgürce söyleyebilmek için girdiği ölüm orucunda yaşamını yitirdi Helin Bölek. Kızının müzik için canını verdiğini söyleyen Aygül Bilgi, ‘Erkler gidecek ama Helin hep kalacak’ dedi
Türkiye’nin özgün müzik yapan devrimci müzik gruplarından Grup Yorum, kurulduğu 1985 yılından bu yana sık sık tutuklama, gözaltı ve yasaklamalarla karşı karşıya kaldı. Grubun çalışmalarını yaptığı İdil Kültür Merkezi defalarca basıldı ve konserleri yasaklandı. Düzenlenen kampanyalara ve tepkilere rağmen taleplerine olumlu cevap alamayan grup üyelerinden Helin Bölek ile İbrahim Gökçek ölüm orucuna başladı. 3 Nisan 2020’de ölüm orucu direnişinin 288. gününde yaşamını yitiren Helin, kendi deyimiyle “uçtu”.
288 gün direnen ve mücadelesiyle iz bırakan Helin Bölek’i annesi Aygül Bilgi anlattı.
‘Doğumu miladım oldu’
İsmi Kürtçede “kuş yuvası” anlamına gelen Helin, 5 Haziran 1991’de Diyarbakır’da doğdu. Bir kızının olmasını çok istediğini söyleyen Aygül Bilgi, “Helin harika bir çocuktu, doğumu benim miladım oldu. Çok esprili, gırgır bir kızdı, annem ve babam bakıyordu Helin’e ve tek eğlenceleriydi” diyor.
2004 yılında İstanbul’a yerleşen, liseyi burada okuyan Helin, Çanakkale’de babasının isteği üzerine yazdığı Maliye Bölümü’ne yerleşir ve Biga’da yaşamaya başlar.
‘Newroz’a beni sen götürmüştün’
Kendisiyle birlikte aynı üniversitede okuyan Fırat Kıl ile birlikte daha sonrasında İstanbul’a giden Helin Bölek, Grup Yorum’la tanışmasının ve solist olmasının ilk adımlarını bu süreçte atar.
Aygül Bilgi, “Bir eylemde sert bir şekilde gözaltına alınışlarını görmüştüm ve ben sana bir fiske dahi vurmaya kıyamazken elin adamı nasıl seni döver, yerde sürükler diye çok üzülmüştüm. O da bana, ‘Niye üzülüyorsun ki, ben daha çocukken elimden tutup da Newroz’a beni sen götürmüştün. O zaman buna da hazırlıklı olmalısın demiştin’ diye konuşmuştu. Çok güçlü ve iradeli bir insandı” sözleriyle kızını anlatıyor.
Halkın derdini anlatan müzik
İdil Kültür Merkezi’nin Grup Yorum’un çalışma alanı olduğunu, defalarca kez baskın yapıldığını, şiddet gördüklerini, enstrümanların kırıldığının altını çizen anne Bilgi, Helin’in tutuklanma ve grup üyeleriyle açlık grevi eylemine başlama sürecini şöyle anlatıyor: “Geniş bir operasyon başlatıldı, Helin spor merkezinden alındı. Daha sonra tam tahliye edilirken kapıdan tekrar aldılar. Gerekçe de ‘gizli tanık’ ifadesiymiş. Helin tekrar tutuklanarak Silivri Cezaevi’ne konuldu, üç yıl boyunca her hafta görüşüne gidiyordum. Daha sonra Gebze’ye sevk ettiler. Haklarında o kadar çok dava vardı ki her birinin, Helin, İbrahim, Ali, Barış ve Bahar 5 taleple açlık grevine başladı.”
Direniş Evi…
20 Kasım 2019’da Grup Yorum üyeleriyle birlikte tahliye olan Helin’in eylemini sürdürmesinin ardından Aygül Bilgi için daha “zor” bir süreç başlar. Küçükarmutlu’da bir ev tuttuklarını ve Helin’in açlık grevinin 213. gününde eylemini ölüm orucuna çevirdiğini anlatan Bilgi, O süreçte bir kez olsun yanından ayrılmadım, ona hep güç verdim” diyor.
Dünya duydu, onlar duymadı
Aygül Bilgi, o süreci şöyle anlatıyor; “Sağır sultan duydu da kararı verecek olan insanlar duymadı. Talepleri kabul etmediler. Helin’le İbrahim kaçırıldı, bizi ters kelepçeyle evde beklettiler, daha sonra sabah 5’te bıraktılar. Hastane hastane aradık, en son Ümraniye Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde bulduk Helin’le İbrahim’i. Bu travma onlara yetti, o kadar çok sarstı ki onları. Adli Tıp Uzmanı Şebnem hoca dedi ki, ‘hastaneye kaçırılmaları onları bir ay ileri götürdü, hızlandırdı, bir ay daha dayanırlardı’. İlerleyen zamanlarda açlık grevine başladığında 74 kilo olan kız 30 kiloya düştü.”
Helin’in ayak izleri…
3 Nisan 2020 günü Helin’in ellerinden kayıp gittiğini söyleyen Aygül Bilgi, Helin’in son günlerini şu sözlerle anlatıyor: “3 Nisan günü durumu kötüydü. Beni öpmek istedi, eğildim yanağımı öptü, sonra bir daha diğer yanağımı öptü, ben de dedim ki fırsat bu fırsatken ben de öpeyim seni, öptüm, kokusunu içime çektim. ‘Uçucam, uçucam’ dedi, son konuşmasıydı o artık. Bir Helin gitti, bin Helin geldi. Şimdiki dönem, erkler, hepsi gidecek ama Helin hep kalacak. Helin dünyada sanatı için, müzik için canını ortaya koyup da şehit düşen ilk kadın sanatçı. Ben kızımla gurur duyuyorum, Helin yalnız benim değil, herkesin ‘Helin’i. Helin’in bastığı ayak izlerinden takip ederek gelin.”
Marta Sömek/Çanakkale-JINNEWS