Hüseyin Deniz
Siyasetin görüntüsü, ekonomiden farklı olamaz. Ekonominin gidişatı ise siyasetin yansımasıdır. Alt yapı-üst yapı ilişkisi…
En somut ve bariz örneklerine her iki cephede de tanık olduğumuz bir süreçten geçiyoruz. Hükümet ha bire yeni kararlar, kararnameler, kanunlar çıkarıyor. Bunlar görünenler. Bir de görünmeyen, fiilen uygulanıp sonradan buna uygun yazılan düzenlemeler var…
Ancak söylenen ve verilen vaatler, çıkarılan kanunlar, yürürlüğe konulan kararnameler aynen suya yazılan yazıya dönüşmüş. Tabiri caiz ise 24 saati dolmadan silikleşiyor! AKP iktidarının şu son yıllarda çıkardığı kanunlar, torba yasalar, düzenlemeler gırla… Ama gidişat bir türlü düzelmiyor. Adalet, demokrasi, insan hakları alanında her gün ihlal üstüne ihlal haberleri geliyor. Ekonomi dersen, bundan bağımsız değil!
Şu OGS’nin iptali bunun son örneği… OGS niye konuldu ve neden kaldırılıyor sorusunun izahı yok. Birilerinden alınıp birilerine verilecek. Peki karar aldınız, OGS’nin otomatik olarak HGS’ye devri gerekir iken, bunu yapmayıp, on binlerce vatandaş ve kamu çalışanına bu devir için, gereksiz bir angarya yüklemiş oldunuz.
Cumhurbaşkanı, tarımsal alanda yaşanan çıkmaza karşı, Tokat’ta “ekilmedik yer bırakmayacağız” demişti. Ancak AKP iktidarı döneminde devasa yapılaşma nedeniyle tarımsal alanlardaki muazzam azalma bir yana, bugün mazotun 25 lirayı bulduğu, gübrenin, ilacın cep yaktığı bir dönemde kim çiftçilik yapacak?
Aynen her yıl tekrarlanan mağaza vitrinlerine asılan “Yüzde 70 indirim” afişleri gibi…
Bu işleyişin en tipik ifadesi Et ve Süt Kurumu Başkanı’ndan geldi. “Kuyrukları azaltmak için fiyatları arttırdık” diye doğrudan söyledi. Aynı zamanda doğruyu da söyledi. Sonra; koltuğu terk etmek zorunda kaldı. O gitti de yaptığı zam yerinde kaldı!
Benzer bir durum Tarım Kredi Kooperatifleri’nde yaşandı. Birçok yerden maaş alan Fahrettin Poyraz birden görevden alındı. Niye? Belli değil! Bu kişinin hakkındaki usulsüzlük iddialarının yer aldığı 120 haber için getirilen sansür de geri tepti, şimdi ne olacak? Benzer bir sansür, devletin tam destek verdiği tüm büyük ihale verdiği “Beş şirket” için de geçerli. “Beşli çete” demek yasak!
Bunlar bilinenler… “Güç bende, ben bilirim”, ona göre düzenlemeyi yaparım tarzı ile her şey birbirine girmiş durumda.
Bu tarz yönetim ısrarı ile borç yükü ha bire artıyor, enflasyon tek haneden üç haneye doğru hızla ilerliyor. Fiyat artışları 3 kat artmış ama resmiyette başka bir pembe tablo vitrinde! Bir kilo küp şeker fiyat 6.5’den 18 liraya yükselmiş. Geçen yıl bu zamanlar 4-5 lira olan kıvırcık 15 liraya, 3-3.5 lira olan patates 9-9.5 liraya çıkmış. Ama bizim resmi enflasyon yüzde 54.4. Nasıl oluyor bu?
Bu çelişkili tablo, yönetime, iktidara, yürütülen siyasete, alınan kararlara, verilen vaatlere ve sözlere yönelik güveni tuzla buz ediyor. Bunu en çok besleyen de bugün her şeye sirayet eden belirsizlik. Belirsizlik güvensizliği, güvensizlik belirsizliği büyütüyor. Demokrasi yerine güvenliğe yapılan büyük yatırım, ortaya büyük bir güvensizlik olarak geri döndü… Anketler de bunu somutluyor!