31 Mart 2019 yerel seçimlerinden sonra AKP-MHP iktidarı HDP’nin kazandığı 48 belediyeye kayyum atadı. Yerine kayyum atanan Lice Belediye Eşbaşkanı Ruken Yılmaz, “Kayyım politikası Kürtlerin kimliğine, kültürüne yaşantısına bir müdahale olarak görülüyor” dedi
31 Mart 2019 yerel seçimlerinde Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) uyguladığı stratejinin büyük oranda başarıya ulaşmasıyla birlikte AKP-MHP’nin başını çektiği Cumhur İttifakı geriledi. AKP-MHP, başta İstanbul ve Ankara olmak üzere birçok kenti kaybetti. AKP’nin bölge kentlerinde yürüttüğü kayyum siyaseti ise tamamen çöktü. Ancak kayyum siyasetindeki ısrar, yerel seçimlerden sonra da devam etti.
48 belediyeye kayyum atandı
HDP, yerel seçimlerde 3’ü büyükşehir ve 5’i il olmak üzere toplam 65 belediye kazandı. Yüksek Seçim Kurulu (YSK), HDP’den seçilen 6 başkan ve bazı belediye meclis üyelerinin mazbatalarını, Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile görevlerine son verilmiş olması gerekçesiyle vermedi. Sonraki süreçte 3’ü büyükşehir belediyesi olmak üzere toplam 48 belediyenin eşbaşkanları görevden alınarak, yerlerine kayyum atandı. HDP’den seçilen 5 belediye eşbaşkanı ise, ya kaymakam ve valilerin baskısıyla partiden istifa etti ya da hakların yürütülen disiplin soruşturmaları nedeniyle partiden ihraç edildi. Diyarbakır’ın Lice ilçesinde yüzde 77,3 gibi rekor oyla seçilen ve sonrasında yerine kayyım atanan Belediye Eşbaşkanı Ruken Yılmaz, üzerinden 2 yıl geçen yerel seçimler sonrası yaşananları ve kayyum siyasetine dair Mezopotamya Ajansı’na değerlendirmelerde bulundu.
43 kadın merkezinin kapısı kapatıldı
Kayyum uygulamalarının devreye sokulduğu 2016 yılını hatırlatan Yılmaz, aradan geçen 6 yıllık süreçte çok sayıda milletvekili, belediye eşbaşkanı ve seçilmişin tutuklandığını belirtti. Yılmaz, “2019’da seçime çok büyük bir heyecanla girildi, belediyeler kazanıldı. Daha seçim sonuçları açıklanmadan 1 Nisan günü valilikler tarafından belediyelere talip olduklarını belirten dilekçeler yazıldı. Dünyanın hiçbir yerinde böyle bir uygulama yok. Çünkü antidemokratik uygulamalarla yürüten bir yönetim şekli var” dedi. Kayyum atamaları sonrası ilk iş olarak kadınlar için uygulamaya soktukları projelerin hedef alındığını söyleyen Yılmaz, “Kadın kelimesine karşı bir antipatileri olduğu çok belli. İçinde kadın geçen hiçbir cümleyi, kelimeyi dahi kabul etmiyorlar. Önceki dönemde kadın daire başkanlıkları vardı. Bunlara bağlı kadın müdürlükleri vardı. Daire ve müdürlükler kapatıldı veya başka bir şekle dönüştürüldü. Ya da buralara erkekler atandı. Kadın çalışmalarının olduğu bütün alanlar kapatıldı. 43 kadın merkezinin kapısı kapatıldı” şeklinde konuştu.
Projelere engel
Anadilde eğitim veren kreşlerin de ya kapatıldığını ya da farklı kurumlara devredilerek Kuran kurslarına dönüştürüldüğünü aktaran Yılmaz, “Lice’de de kayyım ilk olarak kadın kurumlarını hedef aldı. Nûjiyan Kadın Merkezi vardı ve çeşitli atölyeler yapılıyordu. Kayyım, burayı kapattı. Aktifleştirmeye çalıştığımız kültür merkezinde çalışan kadınlar işten çıkarıldı. Kalanlar ise temizlik görevlisi olarak konumlandırıldı” diye aktardı. Kadın istihdamına dair projelerinin kayyumlar sonrası engellendiğini ifade eden Yılmaz, “Jiyan Semt Pazarı kadın pazarıyken genelleştirildi. Yine kadın sığınma evleri kapatıldı. Kayapınar Belediyesi’ndeki kent meydanı ‘kent kadın meydanı’ olarak projelendirilmişti. İçinde kültür merkezi, kütüphane, spor salonu vardı. Kayyım geldikten sonra bütün projeyi değiştirdi. Kütüphane kafeterya ve kıraathane olarak kullanılıyor şu an. Kadın belediye şoförleri projesi vardı. Kurslar açıldı, belgeler verildi ve kadınlar istihdam edildi. Ama şuan şehrin hiçbir yerinde kadın otobüs sürücülerini göremiyoruz” ifadelerini kullandı. Kayyumların aynı zamanda belediye çalışanlarını hedef alarak, binlerce kişinin işine son verdiğine dikkati çeken Yılmaz, “Aileleri ile beraber mağdur edildiler. Gençler, çocuklar sanatsal aktivitelerden uzak kalmaya başladı. Maddi durumu özel ders almaya el vermeyen ailelerin çocuklarının eğitim gördüğü eğitim destek evleri kapatıldı. Çocukların eğitim, sanat, kültür hakları ellerinden alındı” diye konuştu.
‘Mücadelemizi her zaman her yerde devam ettiriyoruz’
Her şeye rağmen kayyumların halkta herhangi bir karşılık bulmadığının altını çizen Yılmaz, halkın uygulamalar karşısında öfkeli olduğunu vurguladı. Yılmaz, şunları söyledi: “Esnaflar aralarında büyük bir makas açıldı. Alışverişlerini, ihalelerini kendi yandaşları ve şehirlerinde yaptırdılar. Kayyım politikası Kürtlerin kimliğine, kültürüne yaşantısına bir müdahale olarak görülüyor. Halk da doğal olarak bu uygulamaları kabul etmiyor. Belediyeler onların olsun dedik. Biz sokaklar, alanlarda, meydanlarda olmaya devam ettik, ediyoruz. Mücadelemizi her zaman her yerde devam ettiriyoruz.”