Suriye’de çözüm için kolları sıvayan sahanın önemli aktörlerinden Demokratik Suriye Meclisi ile Şam yönetiminin görüşmeleri sürüyor. MSD Başkanlık Konseyi Üyesi Hesen Mihemed Elî, çözüm için komitelerin şekillenmeye başladığını söyledi.
Suriye iç savaşı İdlib denkleminde uluslararası ve bölgesel güçlerin çıkar savaşını gözler önüne sererken, ülkenin iki büyük saha aktörü olan Şam yönetimi ile Demokratik Suriye Meclisi (MSD) arasındaki çözüm odaklı görüşmeler de sürüyor. Suriye sorununa demokratik çözüm eksenli devam eden görüşmelerde yer alan MSD Başkanlık Konseyi Üyesi Hesen Mihemed Elî, çözümü getirecek komitelerin şekillenmeye başladığını ve önerdikleri sistemin tüm Suriye’de etkili olduğunu kaydetti.
‘Demokratik güçler savaşa alet olmamalı’
Üçüncü Dünya Savaşı’nın Suriye’de yaşandığına dikkat çeken Elî, bu savaşın temellerinin 1990’lı yıllarda yaşanan Körfez Savaşı döneminde atıldığını aktardı. Bölgede birinci ve ikinci dünya savaşları sonrası oluşturulan dizaynın uluslararası güçleri doyurmadığını kaydeden Elî, “Daha çok kazanç sağlamak için bu savaşı buraya kadar taşıdılar. Bunun yanında emperyal güçlere karşı direnen halklar da var. Bölgeye müdahale ise halkların bu isteği için değil kazanımlarını sağlamlaştırmak için yapıldı. Herkes kendi geleceği için adım atıyor. Bu müdahale Suriye ile sınırlı kalmayacak Ortadoğu’nun geneline yayılacak. Bunun temel aktörlerinden ikisi de Türkiye ve İran oldu. Türkiye Sünniliği, İran ise Şiiliği yaymaya çalışarak politikalar geliştirdi. Bu şekilde Suriye halklarının isteklerini de Şii-Sünni çatışmasına dönüştürmeye oynandı. Bu yaklaşım bölgeyi daha da kaosa sürükledi. Demokratik güçlerin bu planı görmesi lazım. Bu savaşa alet olmamaları gerekiyor” dedi.
‘8 yılda ülke toprakları yerle bir edildi’
Kimilerinin Sünni bloğu kimilerinin rejimin kalmasını kimilerinin de uluslararası güçlerin gelerek bu işin çözülmesi temelinde politika yürüttüğüne işaret eden MSD Başkanlık Konseyi Üyesi Elî, bu yaklaşımların Suriye’de var olan krizi daha da derinleştirdiğinin altını çizerek, “8 yılın ardından Suriye halkının yarısı göçmen oldu. Ülke toprakları yerle bir edildi. Milyonlarca insan evsiz ve yurtsuz kaldı. Yüzbinlerce insan yaşamını yitirdi” ifadelerini kullandı. MSD olarak Suriye savaşının çözümü için askeri yoldan çok siyasi çözüm yolları önerdik. Bunun için yol ve yöntemler de sunduk. Çizilen senaryolardan uzak duruyoruz. üçüncü bir çizgi izleyerek ve halklarla birlikte demokratik bir blok oluşturduk. Halkın önü açıldı. Rojava ile başlayan ardından Kuzey Suriye ile devam eden proje şimdi ise tüm Suriye için bir model oldu. Hayat bulan proje saldırıların da hedefi. Bin bir türlü yol ile hayat bulan bu sistemi karalamak ve yok etmek istediler. O denli ağır saldırılar gerçekleştirdiler. El Kaide, El Nusra ve DAİŞ ile eşi görülmemiş saldırılar oldu. Halklar tüm iradesiyle bu saldırıları kırdı. Bu herkeste büyük bir etki bıraktı. En iyi örneği ise Kobanê oldu. Sonrasında geliştirdiği politikalarla faktör olmaktan çıkıp aktör haline geldi. Bunu darbelemek için son olarak Efrîn’e saldırıp işgal ettiler. Bu sistemin başarısı onların yenilgisi olacak. Rojava ve Kuzey Suriye’de sistem başarırsa Suriye’nin genelinde demokratik bir yapı oluşacak” diye konuştu.
‘Süreç adım adım işleyecek’
Hem dünya hem de bölgesel savaşlar sonrasına nasıl diyalog süreçleri başladıysa bugün aynısının Suriye’de gerçekleştiğine değinen Hesen Mihemed Elî, her gücün elde ettiği kazanımları ya askeri yolla ya da siyasi yolla elinde tutmaya çalıştığını ifade etti. MSD olarak yeni dönemde yeni stratejiler belirlediklerinin bilgisini de paylaşan Elî, son olarak şunları söyledi: “İçimizde sağlam temeller geliştirmeye ve Suriyeliler olarak birbirimizle diyaloğumuzu güçlendirmeyi esas alıyoruz. Güçlü birliktelik oluşturmaya çalışıyoruz. Biz bunun hazırlığındayız. Siyasi, diplomatik ve örgütsel olarak kolları sıvadık. Şam ile birlikte diyaloglara başladık. Yaptığımız her görüşmeyi de kamuoyuna duyuruyoruz. Bir çözüm için rejim başta olmak üzere bütün güçlerle oturmaya hazır olduğumuzu daha önce söylemiştik. Şam da buna hazır olduğunu söyledi. Bu halklar için güçlü ve iyi bir adım oldu. Bu süreç adım adım işleyecek. Şimdiye kadar herhangi bir anlaşma ve netleşen bir durum olmadı. Her iki taraf nasıl düşünüyor, çözüm için ne yapabilirler onları masaya dökmüş durumdayız. Bu uzun bir süreçtir. Zaman zaman gerginlikler de olabilir. Ama her zaman diyaloğa açık olacağız. Komitelerin oluşturulması da anlaşılan konular üzerinden şekillenecek. Halen konular tartışma halindedir. Bunların netleşmesiyle komiteler de şeklini alacak.”
MA / Nazım Daştan