Kürt kentlerine 25 yıldır ziyaretler düzenleyen Barış Aktivisti Gisela Penteker: “Türkiye’deki Kürt illeri ve Rojava’da inşa edilen yeni toplum modelinden çok etkileniyoruz. Rojava ve Türkiye’de bulunan Kürt illerindeki kadınlar, inançlar, halklar kendilerini eşit gördüğü bir toplum modeli için uğraşıyor ve zor şartlarda o modeli yaratmak için mücadele ediyor. Bunu görünce bizim için de bu model bir ilham kaynağı oldu. Toplumun değişimi ve gelişimi için çok önemli tespitler ortaya koyan Öcalan’ın özgürlüğünden yoksun olmaması gerekiyor”
Nükleer Savaşın Önlenmesi için Uluslararası Hekimler Birliği (IPPNW) üyeleri öncülüğündeki barış aktivistlerinden oluşan bir heyet, 1998 yılından bu yana her yıl bölge kentlerine ziyaretlerde bulunuyor. Heyet, bu yıl da 14 Mart Tıp Bayramı Günü’nde Diyarbakır’a gelerek 25’inci ziyaretlerini gerçekleştirdi ve 21 Mart’ta kentte düzenlenen Newroz kutlamasına katıldı.
Birçok sivil toplum örgütü ile “Kürt sorunu ve çözümü” noktasında görüşmeler yapan heyet, 23 Mart tarihinde Urfa Adliyesi önünde bir yılı aşkındır Adalet Nöbeti tutan Emine Şenyaşar ve Ferit Şenyaşar’ı ziyaret etti. Ziyaretlerde heyete öncülük eden IPPNW Üyesi ve barış aktivisti Dr. Med Gisela Penteker, IPPNW’nin amaçları, 25 yıldır gerçekleştirdikleri ziyaretler, Türkiye’nin PKK’ye karşı kullandığı kimyasal silahlara karşı Avrupa devletlerinin sessizliği ve İmralı Cezaevinde tutulan PKK Lideri Abdullah Öcalan’a dönük 23 yıldır sürdürülen tecride dair Mezopotamya Ajansı’ndan (MA)
Emrullah Acar’a konuştu.
IPPNW’nin amacı?
IPPNW’nin hekimler tarafından kurulan barış örgütü olduğunu belirten Penteker, örgütün soğuk savaş döneminde Avrupa ve ABD’nin Rusya’ya karşı kimyasal silahlanmasına karşı kurulduğunu belirti. Örgütün yaptıkları çalışmalardan dolayı 1985 yılında Nobel Barış Ödülü ile ödüllendirildiğini belirten Penteker, Almanya’da atom silahlarının ortadan kaldırılması üzerine mücadele ettiklerini belirtti. Örgütün sloganının “Atom savaşları çıkarsa hekimler size yardım edemez” olduğunu dile getiren Penteker, “Bu sloganı çıkabilecek bir savaşın yıkıcı sonuçlarına dikkat çekmek için seçtik. Atom enerjisinin üretimine dair de itirazlarımız var. Atom enerjisi atom silahlarının hammaddesini oluşturuyor” dedi.
IPPNW’nin Türkiye’ye dönük gerçekleştirdiği ziyaretlerin 25’icni yılına girdiğini belirten Penteker, ziyaretlerin amacının ilk yıllarda Avrupa siyasetinin, Türkiye siyasetine etkisini gözlemlemek olduğunu belirtti. Avrupa’da üretilen ve Türkiye’ye gönderilen silahların, etkilerini incelediklerini dile getiren Penteker, “Araştırdığımız konulardan biri de mülteciler. Hem Almanya’da mülteci olan kesimler ile hem de Türkiye’de bulunan mültecilere dair çalışmalarımız var. Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) ile ortak çalışmalarımız var. Türkiye mültecilerin geçiş bölgesi. Onların durumu ile de ilgileniyoruz” diye konuştu.
Federe Kürdistan Bölgesi’ne ziyaretler ve Rojava modeli
Federe Kürdistan Bölgesi’ne de ziyaretler yaptıklarını belirten Penteker, “Türkiye’deki Kürt illeri ve Rojava’da inşa edilen yeni toplum modelinden çok etkileniyoruz. Yeni modelin bizim toplumumuz için de gerekli olan, uygun olanları, kendi toplumumuza yansıtmak için almak istiyoruz” diye konuştu.
Kuzey ve Doğu Suriye’ye iki defa ziyaret gerçekleştiren heyette yer aldığını belirten Penteker, bölgede komünal, yerinden yönetimin bütün toplumlar için önemli olduğunu belirti. Kuzey ve Doğu Suriye’de kadın eşitliğini savunan bir toplum yapısı olduğunu ve bunun önemli olduğunu altını çizen Penteker, “Biz Almanya’da özgür bir ülkede yaşıyor, 4 yılda bir seçime gidiyoruz. İrademizi yöneticilere teslim ediyoruz ama bu yeterli değil. Demokrasi değerlerini daha canlı tutan ve yaşayan bir sivil toplum hareketi yaratmak gerek. Biz Almanya’da bir kapitalist ülkede yaşıyoruz. Bu kapitalist ilişkilerin getirdiği kimi kısıtlamalar var. İnsan hakları ve toplumun kendini var etmesi yönünde sorunlar var. En temel demokratik hakları bazı kesimler ellerinde tutup başkalarına verilmemesi noktasında çıkarlar söz konusu. Rojava ve Türkiye’de bulunan Kürt illerindeki kadınlar, inançlar, halklar kendilerini eşit gördüğü bir toplum modeli için uğraşıyor ve zor şartlarda o modeli yaratmak için mücadele ediyor. Bunu görünce bizim için de bu model bir ilham kaynağı oldu” ifadelerini kullandı.
‘Bizim cesaretlenmemize de yol açıyor’
Türkiye’deki Kürt illerine yaptıkları ziyaretler esnasında her seferinde şaşkınlık yaşadıklarının altını çizen Penteker, “Bu kadar baskı ve zorluğa rağmen bir mücadele gücünü kendinde bulan Kürtler ve dostlarının mücadelesi karşısında şaşkınlık yaşıyoruz. Bu şaşkınlık bizim cesaretlenmemize de yol açıyor. Cesaretlenerek evimize dönüyoruz. Barış mücadelesi zor bir mücadele. Biz bu kadar baskı altında olmadan, olanaklarımız varken bile kendimizi yorgun hissediyoruz ama baskılara karşı yorulmadan mücadele eden bir toplum görmek bizim için kıymetli ve motivasyon kaynağıdır” şeklinde konuştu.
‘Bütün Diyarbakır Newrozlarına katıldık’
21 Mart’ta “Dem dema serkeftinê ye” (Şimdi kazanma zamanı) şiarı ile Diyarbakır’da gerçekleşen ve bir milyonu aşkın kişinin katıldığı Newroz kutlamasına katıldığını dile getiren Penteker, “2002 yılına kadar Türkiye’ye yaptığımız ziyaretlerde sadece 14 Mart Tıp Bayramı nedeniyle gelip, kısa kalıp Newroz’a katılmadan dönüyorduk. Ancak 21 yıldır her geliş-gidişimizi Newroz’a göre düzenliyoruz. Diyarbakır dışında da çeşitli Newrozlara katıldık. Son iki yıldır salgın nedeniyle katılmadık, ancak onun dışında düzenlenen bütün Diyarbakır Newrozlarına katıldık. Uzun yıllardan bu yana ilk defa alana girişlerde zorluk yaşadık. Neredeyse alana girmekten vazgeçecektik. Bizi o noktaya getirdiler ama biz sonunda girdik. Önemli bir kalabalık toplanmıştı ama geçen yıllara nazaran üzerlerindeki baskı kendini daha belirgin hissettiriyordu. Geçen yıllarda daha mutlu ve coşkulu fotoğraflar aklımda var. Bu dönemin baskısı Newroz meydanından kendini hissettiriyordu. Bu kutlamaya katılanlarda da kendini belli ettiriyordu” diye konuştu.
‘Sorulara cevap alamadık’
Türkiye’de 25 yıldır gerçekleştirdikleri ziyaretler boyunca heyet olarak AKP iktidarı ile resmi bir görüşme yapamadıklarını belirten Penteker, 2014 yılında AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın bulunduğu bir etkinlikte yer aldıklarını ve yönelttikleri sorulara cevap alamadıklarını vurguladı.
Erdoğan’ın sorulan sorular karşısında heyeti yok saydığını vurgulayan Penteker, “Yerellerde de genellikle AKP il ve ilçe başkanlıkları ile görüşme taleplerimiz oldu. Ya reddedildik (Çünkü bizi bir taraf olarak görüyorlardı), ya da buluşabildiğimiz ender zamanlarda da kendileri bize uzun uzun sunumlar yapıyordu, ancak soru sormamıza dahi müsaade etmiyorlardı” dedi.
‘Halka karşı açılmış savaş’
Kimyasal silahların insan sağlığı üzerindeki yıkıcılığına dikkat çeken Penteker, Türkiye’nin Federe Kürdistan Bölgesi’nin Zap, Metîna ve Avaşîn bölgelerine yönelik 23 Nisan 2021’de başlattığı ve süren askeri operasyon sırasında kimyasal silah kullanıldığı iddiasını hatırlattı. Penteker, “Türkiye girmeye hakkı olmadığı bir ülkenin sınırlarını aşıyor, giriyor ve o sınırlarda bombardımanlarda bulunuyor. İnsanları bombalıyor ve öldürüyor. Bu her türlü bir halka karşı açılmış savaştır. Bu skandaldır. Avrupalı ülkelerin bu skandal karşısında sessiz kalması anlaşılamaz. Ne yazık ki Avrupalı devletler ve uluslararası kamuoyu bir şey yapmıyor. Bir şey yapmamalarına dayanak olarak ta ‘Orada bunu hak eden bir PKK var’ diyorlar. Türkiye’ye bir eleştiri ve yaptırım yapmıyorlar. Bunu gören Türkiye her şeyi yapabileceği hissiyatına kapılıyor. Aslında bu sessizlik olmamalı. Türkiye bir NATO üyesi devlet. Bir üye devletin bu şekilde davranması karşısında susmamamız gerekiyor” diye belirtti.
‘Öcalan’ın sağlığı konusunda endişe duyuyoruz’
PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerinde 23 yıldır sürdürülen tecride değinen Penteker, uzun yıllardır Avrupa’da “Abdullah Öcalan’a Özgürlük-Kürdistan’a Barış İnisiyatifi” öncülüğünde bir kampanya yürütüldüğünü ve IPPNW’nin kampanyanın bir üyesi olduğunu kaydetti. Kampanyanın daha da büyütülmesi gerektiğinin önemine vurgu yapan Penteker, “Şu sıralar kampanyanın biraz daha güçlenmesi gerekiyor. Öcalan, toplumun değişimi ve gelişimi için çok önemli tespitler ortaya koymuş bir kişi. Böyle bir kişinin özgürlüğünden yoksun olmaması gerekiyor. Sağlığı konusunda da büyük endişe duyuyoruz” dedi.
Gisela Penteker kimdir?
Dr. Gisela Penteker, 1982’den beri barış hareketinde aktif olarak yer alıyor. Penteker, IPPNW AK Mülteciler İltica ve IPPNW Kurulu Türkiye heyetinde yer alıyor. Aşağı Saksonya’daki Travma Altındaki Mülteciler Ağı’nın (Netzwerk für travmatisierte Flüchtlinge in Niedersachsen e.V.) yönetim kurulu üyesi olan Penteker, Aşağı Saksonya Mülteci Konseyi’nde (Flüchtlingsrat Niedersachsen) mülteciler ve sınır dışı edilen kişiler için mücadele ediyor. Ana odak noktası ve faaliyetleri ise, Türkiye, sağlık hizmetleri, travma, göç ve iltica hukukudur.
URFA