Türkiye’nin birçok ilinde “Sinop’ta nükleer santral istemiyoruz” diyen yaşam alanı savunucuları, 28 Mart Pazartesi günü Samsun’da görülecek davaya katılım çağrısı yaparken Akkuyu’da Nükleer Santral inşaatı hızla sürüyor. Akkuyu Nükleer AŞ Genel Müdür Birinci Yardımcısı ve NGS Yapı İşleri Direktörü Sergey Butckikh, “Önümüzde olan hedeflere mutlaka ulaşacağız ve santrali öngörülen takvim içerisinde devreye alacağız” dedi. Her biri 1200 megavatlık 4 reaktörden oluşacak ve toplam 4 bin 800 megavat kurulu güce sahip olacak santralin ilk ünitesinin 2023’te devreye alınacağı belirtilirken, kalan 3 ünitenin de birer yıl arayla 2026 sonuna kadar faaliyete geçeceği iddia edildi.
Santral inşaatı hız kesmiyor
Rusya ve Ukrayna savaşı sürerken ABD’nin talepleri doğrultusunda hareket eden Türkiye’nin Rusya ile arasının açılması muhtemel görülürken, projenin aktif bir şekilde ilerlediğini belirten Butckikh, “Akkuyu NGS sahası için şu anda dünyada en büyük nükleer santral inşaat sahası denilebilir. Bu operasyon, ana sirkülasyon boru hattının kaynaklanmasıyla, o boru hattı reaktörün kalbi olan nükleer reaktörü diğer önemli ekipmanlara bağlıyor olacak. Bunun için bu montaj işlemi çok önemli bir yere sahip. Birinci güç ünitesinin türbin binasının inşası devam ediyor. İkinci güç ünitesinde nükleer reaktör basınç kabının kurulması için hazırlık yapıyoruz. Üçüncü güç ünitesinde temeller tamamlanmış durumda ve inşaat devam ediyor. Dördüncü güç ünitesinde ise temel çukur kazıları yapıldı” diye söyledi.
Büyük bir faciaya neden olabilir
Akkuyu Nükleer Santrali daha inşaat halindeyken reaktörü taşıyacak olan beton zemindeki 2 kez çatlak oluştuğunu ve zeminden deniz suyu sızdığı yönünde iddialara 1 yıldır yanıt verilmezken, tonlarca ağırlıktaki reaktörü taşıyacak olan betonun şimdiden çatlamış olması ve inşaatın bu koşullarda ısrarla sürdürülmesi gelecekte büyük bir nükleer felakete yol açacağı uyarıları yapılmaya devam ediliyor. Türkiye’nin yüzde 10 enerji ihtiyacını sağlayacağı iddia edilen santrale dünyanın en yüksek fiyatıyla 15 yıl elektrik alım garantisi veriliyor olması santralin elektrik ihtiyacından dolayı yapılmadığını ortaya koyuyor. Türkiye’de Akkuyu öncesi 100 bin MW’ı aşan bir elektrik kapasitesine ulaşılmasına rağmen bu kapasitenin yarısının bile kullanılmıyor olması Nükleer santralin elektrik üretimim açısından hiçbir değerinin olmadığını ortaya koyuyor.
EKOLOJİ SERVİSİ