Doğa ve tarihi alanları kömür aşkına yerle bir etmekten geri durmayanların ‘elektriksiz kalırsınız’ tehditleri tutmuyor. Türkiye’nin enerji üretim kapasitesinin yüzde 2’sini bile üretmeyenlerin tehdidi basit bir yalan
Aydem Enerji YK Başkanı ve Bereket Enerji’nin sahibi olan Ceyhan Saldanlı, yakıt sıkıntısı (kömür) yaşayan Yatağan, Yeniköy ve Kemerköy Termik Santrallerinin devre dışı kalması halinde ulusal ölçekte elektrik kesintileri yaşanabileceği iddiaları ile bölge halkına adeta tehditler savurdu. Aynı iddia geçtiğimiz şubat ayında YK Enerji Genel Müdürü Serhat Dinç tarafından da yapılarak, “Akbelen Ormanı bize teslim edilmezse yakında İzmir, Muğla ve Aydın’da elektrik kesintileri başlar” sözleri Akbelen Ormanlarını koruma mücadelesi yürüten İkizköylülerin avukatları tarafından yargı sürecini etkilemeye çalıştığı gerekçesiyle YK Enerji Genel Müdürü Dinç hakkında suç duyurusunda bulunmuştu.
Aynı tehdit hep sürüyor
Serhat Dinç yine tehditler içeren bir başka açıklamayı ise 2021 yılı Ekim ayında da yapmıştı. Dinç, Orman İşletmesi’nin Akbelen Ormanlarını yani ağaç katliamlarını sağlayıp sahayı hazırlayarak şirkete teslim edilmesini istedi. Bu durumun 1 yıl daha sürmesi halinde bölgede elektrik kesintileri olabileceği vurgusu ile tehditler üreten Dinç’in işletmelerde çalışan 3 bin 500 işçinin yüzde 80’inin yerel halktan olduğunu belirtmesi ise aba altından sopa gösterdiğini ortaya koymuştu. Yalan söylemler üzerinden bu tehditlere Aydem patronunun da katılmış olması bölgede süren doğayı ve tarihi savunma mücadelelerini ve mahkemeleri etkilemeye dönük olduğu açık biçimde anlaşılabiliyor.
Zeytin ne ki!
Aydem Enerji Yönetim Kurulu Başkanı Ceyhan Saldanlı, Enerji Günlüğü internet sitesinin sorularına verdiği yanıtta kömür tedariki yaşadıklarını belirtirken, Yatağan coğrafyasında kömür maden sahasını büyütmeyi amaçladığı anlaşılıyordu. Saldanlı, sıkıntılarının büyük olduğunu belirterek, “Geçenlerde zeytin ağaçlarının taşınmasına dair bir düzenleme çıktı. Aslında ihtiyaç halinde zeytin ağaçları eskiden beri taşınıyordu… Sınırlı sayıda zeytin ağacı taşınacak diye, koca santraller, fabrikalar feda ediliyor” sözleriyle genişletmek istediği alanda yaratmaya çalıştıkları yağmayı başlıca sorunları olduğuna işaret ediyordu.
Tarihe de saygıları yok
Saldanlı, kömür ruhsat sahası içinde üçüncü dereceden tarihi sit alanları olduğunu belirterek, “Attığımız her adımda dava ile karşılaşıyoruz. Davalar uzun sürüyor. Bizim Yatağan’ın sahalarından birinde üretim tarihi sit nedeniyle durdu. Yerleşik, taşınamaz eser çıkmıyor, tarihi şehir falan yok. Ancak parçalar çıkabiliyor, onları da alıp müzeye kaldırabiliyorsun. Hem tarihi eserleri çıkaracaksın hem kömürü değerlendireceksin. Hem zeytini koruyacaksın hem üretimi yapabileceksin” sözleriyle doğanın, tarımın ve tarihin kendi çıkarları karşısında değersiz olduğunu söylemeye çalıştığı görüldü.
Kredileri ödeyemiyorlarmış
Saldanlı, santrallerin uzaktan kömür taşımaya başlamadılarsa bile birkaç ay zarfında taşıma kömüre muhtaç olacaklarını belirterek, “Üstelik oraya taşınabilecek başka bölgelerde de kömür yok. Bu santraller, bölgedeki kömür sahalarını değerlendirmek üzere kurulmuş santraller. Oysa şimdi kömür hemen yanı başında duruyor ama santraller uzaktan kömür taşınarak çalıştırılıyor. Bu da kredilerin ödenmesinde sorun yaratıyor. Bunlar devre dışı kaldığında büyük sorunlar yaşanır. Bölgesel bazda kesintiler olur. Hatta o bölgede zaten etkili olur da İzmir dahil, Türkiye çapında da etkileri görülür. Çünkü ülkemizin batı bölgelerinde ciddi elektrik tüketimi var” dedi.
Sıkıntıları yurttaşlar
Devletin yaşanılanlar karşısındaki tutumu nedir sorusuna ise “Özel sektör daha iyi çalışır, kömürünü bulur diye düşünülüyor ama özel sektörün dinamizmini ortaya koyabileceği bir ortam yok. Vatandaş tepkisi nedeniyle çeşitli sıkıntılar çıkıyor. Hükümet yetkilileri ‘Arkanızdayız’ diyor. Ama sorunlarımız halen çözülebilmiş değil. Çözülmesine katkı sağlayacakları konusunda ümidimizi muhafaza ediyoruz” ifadeleri içinde ‘vatandaşın’ tepkisine vurgu yapması bölgedeki yurttaşların önümüzdeki günlerde çok daha fazla desteğe ihtiyaç duyulacağına işaret ediyor.
Yüzde 2 kapasiteleri var
Türkiye’de 100 bin MW’a ulaşan enerji üretim kapasitesine rağmen bu kapasitenin 1/3’ü piyasalaşabiliyor. Olası pik enerji çekimleri koşullarında bile bugüne kadar 47 bin MW enerji çekimi aşılmamış olması YK Enerji ve Aydem Enerji’nin iddialarını çürütmeye yetmektedir. Yeniköy ve Kemer köy ile Yatağan Termik Santrallerinin toplam üretim kapasitesi 1700 MW ve haliyle üretim kapasitesinin yüzde 2’sine bile ulaşamamalarına karşı yaptıkları iddia boş ve yalan bir iddia.
Ancak provoke edebilirler
TEİAŞ eliyle enerji nakil hatları enterkonnekte sistemlerle birbirine bağlıyken bir bölgede elektrik üretilemiyor olması arıza dışında elektrik kesintilerine yol açamaz. Ancak bu şirketler günlük üretim planlaması içinde bulundukları saatlerde enerji kesintisine giderek sorun varmış algısı yaratabilirler. Türkiye’de zaman zaman yaşanan büyük elektrik kesintilerinin enerji üreten şirketlerce bir eylem planı dahilinde gerçekleştiği iddiaları sağlamlığını halen koruyor. Aydem ve YK Enerji’nin yaptıkları tehdit sonrası bölgede enerji kesintisi yaşanırsa bunun bir eylem kapsamında bir provokasyon olduğunu düşünmemiz için yeterince argümanımız var.
EKOLOJİ SERVİSİ