Gazeteci Nujiyan Erhan’ın katledilmesinin 6’ncı yıldönümüne ilişkin konuşan kadın gazeteciler, Nujiyan’ın bıraktığı hakikat arayışçılığına devam edeceklerini söyledi: “Nujiyan mücadelede yolumuza ışık olan bir kadındı. Biz de kadın gazeteciler olarak gücümüzü hiçbir zaman eğilip bükülmeyen Kürt kadınların özgürlük mücadelesinden ve bu uğurda gözünü dahi kırpmadan canını feda etmiş Kürt kadınların direnişinden alıyoruz”
Jinnews’ten Derya Ren-Medya Üren’in haberine göre Şengal’in Xanesor kasabasında 3 Mart 2017 tarihinde haber takibi yaptığı esnada Kürdistan Demokrat Partisi’ne (KDP) bağlı güçler tarafından hedef alınarak yaralanan gazeteci Nujiyan Erhan (Tuba Akyılmaz) 22 Mart’ı 23 Mart’a bağlayan gece tedavi gördüğü hastanede yaşamını yitirdi.
Urfa’nın Hilvan ilçesinde doğan Nujiyan Erhan, 2005 yılında özgür basın çalışmalarında yer almaya başladı. Federe Kürdistan Bölgesi’nde mesleğini yapan Nujiyan Erhan, Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile kapatılan Jin Haber Ajansı (JINHA) ve günlük haber sitesi Gazete Şûjin’da çalıştı. Çira Tv’de program sunuculuğu da yapan Nujiyan Erhan’ın son çalışma alanı ise Şengal oldu. Nujiyan Erhan, Şengal’de IŞİD’e karşı Êzidî kadınların direnişini ve yaşadıklarını dünyaya duyuran gazetecilerden biriydi.
Nujiyan Erhan’ın miras bıraktığı özgür basın geleneğini sürdürenlerden Sema Çağlak ve Ceylan Şahinli, zor koşullarda sürdürülen gazeteciliği değerlendirdi.
Ezidî kadınların yaşadıklarını yazdı
Nujiyan Erhan denildiği zaman özgür basın çalışanlarının mücadele içerisinde gösterdikleri cesareti hatırladığını ifade eden Sema, Nujiyan Erhan’ın Êzidî kadınların sesi olmak için Şengal’e gittiğini söyledi. Sema Çağlak, “Katliamın yaşandığı süreçte Nujiyan ve onun yoldaşları eğer orada olmasalardı. Belki de kimse Êzidî kadınların yaşadıklarını bilmeyecekti. Buradan da şunu görüyoruz; özgür basın alanında çalışma yürüten kadın gazetecilerin rolünün ne kadar önemli olduğunu. Şu an yüzlerce kadın gazeteci Nujiyan Erhan, Gurbetelli Ersöz ve Deniz Fıratların yolunda mücadele ediyor” dedi.
Sema Çağlak, basının büyük bir mücadele alanı olduğunun altını çizerek, “Özgür basın çalışanları gerçeklerden taviz vermiyor. Ancak bunun yanında da sürekli saldırılara maruz kalıyor. 90’lı yıllara baktığımız zaman birçok gazeteci katledildi. Bunun temel nedeni gerçekleri aktardıkları içindi. Baskılar ne kadar artarsa direnişimiz de o kadar büyür. Kürt halkı yıllardan beri saldırılara uğruyor, bu saldırılardan en büyük payını alan yine gazeteciler oluyor. Bundan dolayıdır ki mirasçılarından devraldığımız kalem ile özgür basın çalışanları olarak hakikati yazmaya devam ediyoruz. Ve hakikati yazmaktan da taviz vermiyoruz” ifadelerini kullandı.
‘Nujiyan yolumuza ışık tutuyor’
Ceylan Şahinli de hem kadın hem de Kürt kimliğine yönelik saldırılara dikkat çekti. Ceylan Şahinli, “Kadın burada sadece sıcak bir savaşın değil ateşkes ortamında özel bir savaşın da metası haline getirilmeye çalışılıyor. Erk zihniyetin oklarının hedefi olan, bastırılmaya çalışılan ve alanı daraltılarak nefessiz bırakılması hedeflenen kadınlar, bir an olsun geri adım atmadı. Biz buna kendimizin de peşinde olduğu hakikatin tarihinde şahit oluyoruz. Özgür basın çalışanları olarak bu saldırıların her daim ilk elden şahitleri olduk. Bu alanda da yaptığımız her haber, attığımız her adım da kadınlar olarak birbirimizden güç alıyoruz” diye ekledi.
Ceylan Şahinli, basın alanının büyük bir mücadele alanı olduğunu kaydederek, yaratılan bu alanların müthiş bir mücadele ve direnişin mirası olduğunu söyledi. “Bize bu yolu açan bugün burada olmamızı sağlayan Kürt kadınların mücadelesini iliklerimize kadar hissediyoruz” diyen Ceylan, “Nujiyan da bu mücadelede yolumuza ışık olan bir kadındı. Özgür basının içerisinde yer alan her gazeteci gibi biliyoruz ki biz sadece bir meslek grubu içerisinde yer alan ve bu manada ‘iş’ yapan insanlar değiliz” şeklinde konuştu.
Gerçeklerin üstünü örtme çabalarına karşı gazeteciliğe devam ettiklerini dile getiren Ceylan Şahinli, şunları söyledi: “Nujiyan’ın katledilmesi de bunun sayısız örneklerinden bir tanesidir. Nujiyan hem bu sistemin hem de erk zihniyetin yok etmeyi hedeflediği en temel gruplardan bir tanesinde yer alıyordu. Nitekim onu bulan kurşun da şans eseri ona denk gelmedi. Alanda çalışan her kadın gibi kendisini neler beklediğini biliyordu ama buna karşın bir adım bile geri atmadı. Her Kürt kadını gibi en önde yerini aldı. Biz de kadın gazeteciler olarak gücümüzü hiçbir zaman eğilip bükülmeyen Kürt kadınların özgürlük mücadelesinden ve bu uğurda gözünü dahi kırpmadan canını feda etmiş Kürt kadınların direnişinden alıyoruz.”
DİYARBAKIR