DİAYDER davasının ikinci duruşması İstanbul Adliyesi 14’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Mahkeme, Aydın Ayhan ve Mehmet İnan’ı, adli kontrol şartıyla tahliyesine karar vererek duruşmayı 13 Mayıs’a erteledi
İstanbul’da faaliyet yürüten Din Alimleri Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (DİAYDER) üye ve yöneticileri 6’sı tutuklu 23 kişi hakkında “Örgüt üyesi olmak” ve “Örgüt propagandası yapmak” iddiasıyla açılan davanın ikinci duruşması İstanbul Adliyesi 14’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Tutuklu bulunan DİAYDER Başkanı Ekrem Baran ile meleler Aydın Ayhan, Mehmet Emin Aslan, Mehmet İnan, Hafik Tunç ve Ali Fuat Hatip bulundukları Silivri Kampüs Cezaevi’nden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile bağlandığı duruşmaya, tutuksuz yargılanan meleler ve aileleri ile HDP İstanbul Milletvekili Hüda Kaya ile CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu’da katıldı.
Tanık dinlendi
Kimlik tespiti ardından başlayan duruşmada tutuksuz yargılanan meleler ve avukatları, uygulanan ev hapsi şeklindeki adli kontrol uygulamaların kaldırılmasını ve savunmasını yapan melelerin duruşmalardan vareste tutulmasını istedi. Avukatların talepleri ardından İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin (İBB) çalışanı Nilüfer Taşkın, tanık olarak dinledi. Kültür Varlıkları Daire Başkanlığı’nda görev yaptığını dile getiren Taşkın, “Kültür varlıkları kültürleri yaşatmak için çalışır. Benim de görevim ibadethanelerden gelen taleplere ilişkin çözüm üretmeye çalışmaktır. Temizlik, bakım ve bu pandemi ile birlikte ekstra sorumluluklar da geldi. Özellikle yardım talebi geldi. Hatırladığım kadarıyla sosyal yardım talebinde bulunuldu. Bu durumu sosyal hizmetler bölümümüze ilettim” dedi. Mahkeme Başkanı Akın Gürlek, Taşkın’a Ekrem Baran’ın yardım talebinde bulunduğunu, ayrıca yönlendirmede bulunup bulunmadığını sordu. Taşkın ise, çalıştığı birimde birçok insanı sosyal hizmetler bölümüne yönlendirdiğini açıkladı. Daha sonra Baran’ın avukatı Fırat Epözdemir, Taşkın’a İBB’nin benzer derneklere yardım edip etmediğini sordu. Taşkın, İBB’nin farklı inançtan olan binlerce ibadethane ve derneğe yardımda bulunduklarını kaydetti. Taşkın, ayrıca sosyal yardımlaşma birimine Baran gibi yüzlerce kişiyi de yönlendirdiğini belirtti.
Saltık, DİAYDER’i bilmediğini söyledi
İBB’de sosyal hizmetler daire başkanlığında daha önce çalışan Yavuz Saltık, tanık olarak dinlendi. Mahkeme başkanı Gürlek, Saltık’a çalıştığı hizmetin sorumluluklarını, bunun yanı sıra yardımları yapma kriterlerini sordu. Saltık ise, yoksul, dezavantajlı kesimlere ve muhtacı olan herkese yardımda bulunduklarını kaydetti. Gürlek’in, yardımların nasıl yapıldığı sorusuna Saltık, İBB’ye ait yardım kartlarını cebinden çıkararak, “Bu kartlara yükledikleri puanları ihtiyacı olanlara ihtiyacı kadar yardım veriyoruz” diye yanıt verdi. Gürlek, ayrıca Ramazan Bayramı’nda İBB’nin dağıttığı yardım kolilerini kimlere verildiğini sordu. Saltık, yardıma ihtiyacı olanlara İBB’nin her yıl düzenli olarak dağıttıklarının söyledi. Gürlek, Saltık’a Baran’ı tanıyıp tanımadığını, Baran’ın kendisine bir liste verip vermediğini sordu. Saltık, birçok insanın yoksullara dair kendilerine bilgilendirmede bulunduğu ve bu şekilde yardımda bulunduklarını kaydetti. Saltık, ayrıca DİAYDER’i bilmediğini söyledi.
‘Yargılamadan kaçacak değilim. Tahliye talebinde bulunuyorum’
İddia makamı, 6 kişinin tutukluluk halinin devamına, tutuksuz yargılanan melelere yönelik uygulanan adil kontrol uygulamalarının devamına karar verilmesini isteyerek, tape kayıtlarına dayanarak Ekrem Baran’ı yönlendirdiği gerekçesiyle tanıklardan Nilüfer Taşkın hakkında suç duyurusunda bulunulmasını talep etti. Ardından tutuklu bulunan Ali Fuat Hatip, tansiyon, şeker ve birçok hastalığa karşı mücadele ettiğini ve tutuklu halin orantısız olduğunu söyleyerek, “Yargılamadan kaçacak değilim. Tahliye talebinde bulunuyorum” dedi. Avukatı Emrah Baran ise, müvekkilinin kalp hastası olduğu, onlarca defa bundan ötürü hastaneye gittiğini ve buna dair raporları mahkemeye sunacağını ifade ederek, “Müvekkilimin yaşam riski vardır. Müvekkilime jandarmada sorulan onlarca telefon görüşmesi savcı tarafından dosyadan çıkarıldı. Şu anda üç tane telefon görüşmesi var. Müvekkilimin kardeşinin yaşamını yitirmesi nedeniyle Suruç’a gitmesi dosyada suç olarak yer alıyor. Buna dair rapor sunacağız” diye konuştu.
‘Tutukluluk hali hukuka aykırı’
Dosya avukatlarından Ayşe Acinikli, savcının lehe delil toplamadığını hatırlatarak, “Savcı, lehe delil toplama ilkesini ihlal etmiştir. Tutukluluk hali hukuka aykırıdır. Bu hastalıklarla yaşayan müvekkillerimiz tahliye edilmelidir” diye kaydetti. Tutuklu Ekrem Baran, bulundukları yaş itibariyle sağlık sorunları yaşadıklarını dile getirdi. Bulundukları yaşta herkesin hasta olduğunu ve onlarca ilaç kullandığını ayrıca kendilerinin cezaevinde olması nedeniyle onlarca sağlık sorunlarıyla karşı karşıya kaldıklarını ifade eden Baran, cezaevi koşullarının sağlıklarını kötü etkilendiklerini belirterek, tahliye talebinde bulundu.
‘Yaptığım bütün çalışmalar yasaldır’
Tutuklu bulunan mele Hafik Tunç, telefon görüşmelerinin Kürtçe olduğunu ve hepsinin ya eksik ya da yanlış çevrildiğini ifade ederek, görüşmelerin büyük bir kısmın HDP ile ilgili olduğunu kaydetti. Ayrıca inşaat işi ile uğraştığını ve buna dair telefon görüşmelerinin de yer aldığını söyleyen Tunç, “HDP üyesiyim. 20 yıldır aynı mahallede oturuyorum ve aynı telefonu kullanıyorum. Yaptığım bütün çalışmalar yasaldır. İllegal bir iş ve örgüt ile alakam yoktur. Tahliye talebinde bulunuyorum” diye belirtti.
‘Masumiyet karinesi çiğneniyor’
Tutuklu bulunan Mehmet Emin Aslan’ın avukatı Banu Güveren Aslan, masumiyet karinesinin çiğnendiğini dile getirerek, bu nedenle objektif bir kararın verilebileceğini beklemediklerini kaydetti. Aslan, dosyada yer alan faaliyetlerin PKK talimatıyla yapıldığına dair iddiaların olduğunu ve bu iddiaların doğrulayacak herhangi bir materyallin olmadığını, bu iddiaların tespit edilmesi gerektiğini söyledi. Aslan, “Dosyaya konulan telefon görüşmeleri 2009’a dayanıyor. O günden beri Türkiye’de çok şey değişti. Biz değişimin bir ileriye gidiş olduğunu düşünmüyoruz. O dönemde yetkililer Kürt halkının sorunları olduğunu ve çözülmesi gerektiği yönünde açıklamalar yapıyorlardı. Ayrıca bizim adını ‘barış süreci’ olarak bildiğimiz süreç yaşandı” dedi. Avukat Serhat Çakmak, siyasal yönden çözülmesi gereken bir meseleyi mahkemeye getirip çözmenin doğru olmadığını belirterek, “2008’den itibaren yaşanan siyasal gelişmeler ve sivil toplum örgütlerinin yaptığı çalışmalar suçlama konusu yapılmazken, bu gün yapılıyor. DİAYDER’in kaderi de böyle” diye konuştu.
Gizli tanık dinlenecek
Duruşmaya verilen kısa aranın ardından mahkeme kararını açıkladı. Mahkeme, DİAYDER üyeleri hakkında aleyhte ifade veren gizli tanıklar “X-Tanık”, “Kartal” ve “Padişah Farklı”nın dinlenmesi için usuli işlemde bulunmasına, Ekrem Baran’ın telefonunda “İBB Sultan” şeklinde kayıtlı olan kişi ile yapılan tüm telefon görüşmelerinin gönderilmesi için İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na yazı yazılmasına karar verdi.
İBB çalışanlarına suç duyurusu
Mahkeme heyeti, İBB çalışanı Nülifer Taşkın ve Yavuz Saltık’ın, Ekrem Baran ile yaptığı telefon görüşmeleri nedeniyle haklarında soruşturma başlatılması için savcılığa oy çokluğuyla suç duyurusunda bulundu.
2 kişi tahliye edildi
Ara kararının devamında mahkeme, Aydın Ayhan ve Mehmet İnan’ı, sağlık durumları ve tutuklu kaldığı süreyi gözeterek, adli kontrol şartıyla tahliyesine, Ali Fuat Hatip, Ekrem Baran, Hafit Tunç ile Mehmet Emin Aslan’ın ise tutukluluk hallerinin devamına karar vererek duruşmayı 13 Mayıs’a erteledi.
Kaynak: MA