Ergene Nehri’nin, dünyanın en yoğun ilaç atığı barındıran nehirleri arasında olduğu açıklandı. Uzun yıllardır sanayi atıklarıyla ölü bir deniz haline getirilen Ergene’nin zehirli suları Marmara’ya akıtılıyor
İngiltere York Üniversitesi’nin dünya üzerinde 258 nehri kapsayan araştırmasında Boğaziçi Üniversitesi’nin katılımıyla Ergene Nehri’ndeki kirlilik raporlandı. ABD merkezli Proceedings of the National Academy of Sciences (PNAS) dergisinde yayımlanan “Dünya Nehirlerindeki İlaç Kirliliği” araştırmasına göre 104 ülkede örnek alınan 258 nehrin dörtte birinden fazlasının suda yaşayan organizmalar için güvenli olmayan düzeyde aktif farmakolojik bileşenler barındırdığı ortaya çıktı. Ayrıca araştırma bulguları Ergene Nehri’nin dünyada en kirli yüzde 20’lik dilimde yer aldığını gösterirken, nehir sularındaki ilaç bileşenlerinin insan sağlığı ve çevre açısından ciddi tehlike oluşturduğunu araştırmada yer aldı.
Sanayi atıklarıyla kirleniyor
Araştırmayı değerlendiren Boğaziçi Üniversitesi Çevre Bilimleri Enstitüsü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ulaş Tezel, “Boğaziçi Üniversitesi Çevre Bilimleri Enstitüsü olarak Ergene Nehri üzerinde uzun yıllardır çalışıyoruz. Bundan birkaç yıl önce yayımladığımız bir araştırmada nehrin sanayi atıklarıyla nasıl yoğun şekilde kirletildiğini gözler önüne sermiştik. York Üniversitesi’nin liderliğinde 100’den fazla ülkede 258 nehirden o ülkelerdeki uzmanların da desteğiyle örnekler toplandı. Biz de Ergene Nehri’nin dokuz farklı noktasından bu örneklerimizi aldık. Araştırma bulgularına şaşırmadık. Nehrin kirliliği yer yer değişiyor. Kaynağından çıktığında nehrin suyu güvenle içebilecek durumdayken birkaç kilometre sonra aşırı kirlilik ortaya çıkıyor” dedi.
İlaçların etkisi iyi incelenmeli!
Doç. Dr. Ulaş Tezel, dünya çapında yapılan araştırmayla Ergene Nehri’nde antibiyotik ile sık kullanılan ağrı kesicilerin temel bileşen maddelerinin yoğun görüldüğünü vurgulaması dikkat çeken özellikte. Daha detaylı bir şekilde araştırılması gerektiğini belirten Tezel, “Bu maddeler nehir ekosistemlerine etkileri konusunda araştırmalara devam edilmeli. Bunların nehirde yaşayan canlıları nasıl etkilediğini anlamalıyız. Özellikle son yıllarda çok konuşulan antibiyotiklerin suda yaşayan mikroorganizmalar üzerindeki etkisi iyi incelenmeli” diye konuştu.
İlaç sanayisi Trakya’da
Doç. Dr. Ulaş Tezel, “Türkiye’de büyük ilaç firmalarının üretimi ağırlıklı olarak Trakya’da toplanmış durumda. Burada üretimin ardından atıkların yönetiminin nasıl yapıldığı incelenmeli. Göründüğü kadarıyla bazı geleneksel atık yönetimi yaklaşımları nehri aktif farmakolojik bileşenlerden korumak için yeterli değil. Yeni yaklaşımlar ortaya koymak ve bunu uygulamak yetişmiş insan kaynağı Türkiye’de var. Nehirlerimizi bu tarz atıklardan korumak için gereken önlemleri almalıyız” diye belirtti. York Üniversitesi’ne göre en kirli nehirler genellikle düşük ve orta gelirli ülkelerde bulunuyor. Dünya çapında Pakistan, Bolivya ve Etiyopya’daki nehirler en kirlileri arasında yer alırken İzlanda, Norveç ve Amazon yağmur ormanlarındaki nehirler en iyi sonuçlara sahip. Nehirlerdeki en yaygın farmakolojik bileşiklerin çoğunun etkisi ise büyük ölçüde bilinmiyor.
Ergene, Marmara’ya deşarj ediliyor
Trakya’da bulunan tüm yerleşim alanlarının atık suları, sanayi atıkları ile birlikte Ergene Nehri’ne bırakılmakta. Ergene’ye hayat veren temiz su kaynakları hızla yok olmakta ve bu nedenle nehir zehirli atıklarla beslenmektedir. Bu durum Ergene kıyısında yaşayan her 5 evde yaşayan bir insanın kansere yakalanmasına neden olmuştur. Tüm bu yaşanılan sürece rağmen sorunu gidermek adına bir adım atılmadığı gibi daha da kirlenmesine yol açacak bir biçimde Trakya, sanayi bölgesi haline getirilmektedir. İstanbul Metro Politan Planları’na uygulanan Trakya Çevre Düzeni planlarının kabulü ve ardından belediyelerin bu planlara uygun alt planları yapması sonucu İstanbul’un tüm sanayisi Trakya’ya taşınmaya başlamış ve bu süreçte ilaç sanayisi de Trakya’ya yerleşmişti.
Barajlar kralı Eroğlu
Dönemin Su ve Orman Bakanı olan ve kendisini barajlar kralı olarak ilan eden Veysel Eroğlu tarafından 2011 yılında açıklanan, “Ergene Havzası Koruma Planı” kapsamında hazırlanan eylem planları ise Ergene’yi kurtarmak şöyle dursun Trakya’da yeni bir talanın önünü açmıştı. Eroğlu, kurtarma planında, belediyelerin kurması gereken atık su arıtma tesislerinin DSİ tarafından inşa edileceğini açıkça duyurmasına karşın böyle bir şey yapılmadı. Eroğlu, 1/25.000’lik planların uygulamaya konulacağını ve katı, tehlikeli atık işleme geri kazanım ve bertaraf tesisleri kurulacağını belirterek Trakya’yı dünyanın çöp toplama merkezi haline getirdi.
Marmara ölüyor
Eroğlu’nun son döneminde açıkladığı bir başka proje ise Ergene Nehri’nin arıtılıp Marmara’ya bırakılma projesiydi. Trakya’nın ağır kimyasal kirlilik yükünü Saroz Körfezi’nden Ege’ye taşıyan Ergene Nehri’nin ‘kurtarılması’ için başlatılan derin deşarj projesi ile Marmara Denizi’nde canlı yaşamın sonu getirilmekte. Marmara Denizi’ni geçmişten bu yana kirleten deşarj yöntemi tekrar edilerek Ergene’yi nefes alamaz hale getiren tekstil, gıda, kimya, deri, ilaç, doğalgaz, termik santraller, çimento, maden ve diğer birçok sanayi üretim sektörlerinin kimyasal atıkları 70 kilometrelik bir kolektör hattı ile karadan yaklaşık 4.5 km açığa, denizde yüzeyden 47.5 metre derinliğe taşındı ve Kasım 2020 tarihinden bu yana da Marmara Denizi’ne deşarj edilmeye başlandı.
EKOLOJİ SERVİSİ