PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecride dikkat çeken Van TUHAY-DER Eşbaşkanı Edibe Babur, ’40 milyon Kürdün iradesi olan Öcalan’a tecrit uygulamak Kürtleri mücadelesini sonlandırma politikasından başka birey olmaz’ dedi
İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Cezaevi’nde 24 yıldır ağır tecrit altında tutulan PKK Lideri Abdullah Öcalan’dan, 25 Mart 2021’de yaptığı kesintili telefon görüşmesinden bu yana haber alınamıyor. Öcalan’dan üzerinde uygulanan tecridin toplumun tüm kesimlerine sirayet ettiğini belirten Van Tutuklu ve Hükümlü Ailelerle Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (TUHAY-DER) Eşbaşkanı Edibe Babur, bu durumun en somut örneğinin ise cezaevlerinde tutukluların yaşadıkları hak ihaleleri olduğunu söyledi.
Tecrit kabul edilecek bir durum değil
Devletin Öcalan’ı tecrit altında tutarak Kürtlerin mücadelesini bitirmeye yönelik politika devreye koyduğunu ifade eden Babur, “Öcalan üzerindeki tecrit gün gittikçe sistematik olarak derinleşiyor. Bu tecrit, sömürü altında tutulan bütün dünya halkların etkiliyor. Bu durumun büyük bir kaosa dönüşmesi an meselesi olabilir. Öcalan uygulanan tecrit Türkiye’nin ne kadar antidemokratik bir ülke olduğunu en somut halidir. Kürtler Sayın Öcalan’ı lider ve iradesi olarak görüyor. Öcalan’a tecrit uygulayarak konumun ve durumun hiçleştirmek kabul edilecek bir durum değil. 40 milyon Kürdün iradesi olan Öcalan’a tecrit uygulamak Kürtleri mücadelesini sonlandırma politikasından başka birey olmaz” dedi.
Paradigması ezilen umudu oldu
Öcalan’ın üzerindeki tecridin giderek derinleşmesinde dünyadaki egemen güçlerin de rol oynadığını söyleyen Babur, Öcalan’ın, yazdığı Demokratik Modernite paradigması dünyada ezilen hakların için bir kurutuluş olduğunu belirtti. Babur, “Egemen güçler Öcalan, paradigmasının dünya ya yayılmasın engellemek için Türkiye’nin uyguladığı tecrit politikasını onaylayıp destekliyorlar. Öcalan’a tecrit uygulasalar bile paradigması ezilen hakların kurutuluş umudu olmuştur. Egemen güçler bu durumu kaldıramayınca daha çok tecrit uygulamaya çalışıyorlar” şeklinde konuştu.
Hak ihlalleri artması tecritle bağlantılı
İmralı’da başlayan tecridin toplumun tüm kesimlerine sirayet ettiğini belirten Babur, bu durumun en somut örneğini cezaevlerinde tutukluların yaşatılan hak ihlalleri olduğu söyledi. Babur, “Bugün cezaevlerinde binlerce hasta ve infazı yakılan tutuklular tüm girişimlere rağmen serbest bırakılmıyor. Hasta tutuklular serbest bırakılmadığı gibi sağlığa erişim konusunda ciddi sorun yaşıyorlar. Tutukluların spora çıkma, görüşme hakkı, ortak etkinlik yapma hakkı sürekli engelleniyor. Cezaevlerinde tabutlar çıkıyor. Tutuklular üzerinde maalesef bu haksız ve hukuksuzluk devam ediyor. Bugün cezaevleri işkence evlerine dönüşmüş durumda. Cezaevlerinde hak ihlalleri artması İmralı tecridiyle doğrudan bağlantılıdır. Öcalan’a uygulanan tecrit bugün toplumun tümüne her alanda uygulanıyor” diye konuştu.
Görüşmenin yolu açılsın
İmralı tecridi ve tutuklulara yönelik baskıların son bulması gerektiğinin altını çizen Babur, sözlerini şöyle tamamladı: “İktidar yetkilileri ve Adalet Bakanlığı sorumlulukları yerine getirisin. Tecrit insanlık suçudur ve bunda ısrar edilmemesi gerekiyor. Öcalan ve diğer tutukluların sağlığı konusunda toplumun kaygıları var. Devlet artık kendi anayasasını çiğnemekten vaz geçsin ve Öcalan’ın avukat ve ailesi ile görüşmesinin yolu açılsın. Cezaevlerinde yaşanan her türlü hak ihlali ve yaşamını yitiren tutkuluların sorumlusu AKP iktidar ve ona bağlı Adalet Bakanlığı’dır.”
Kaynak: MA