1990’lı yılların serhildana dönüşen Newroz’larına tanık olan kadınlar, direniş ruhuyla 2022 İstanbul Newroz’una hazırlanıyor. Kadınlar, “Newroz Kürt halkı için başkaldırıdır, umuttur. Kürtler çektiği acıları Newroz ateşiyle birlikte coşku ve isyana dönüştürüyor” dedi
“Dem dema serkeftine ye” (Şimdi Kazanma Zamanı) şiarıyla startı verilen Newroz, İstanbul’da 20 Mart’ta Yenikapı’da kutlanacak. İstanbul’da Newroz hazırlıkları sürerken, 1990’lı yıllarda Diyarbakır ve Şırnak’ta direnişle geçen Newroz’lara tanıklık eden kadınlar heyecanla bekliyor. Mezopotamya Ajansı’ndan Esra Solin Dal’ın haberine göre, 90’lı yılların görkemli geçen Newroz ruhuyla İstanbul Newroz’larına hazırlanan kadınlar, tarihten bu yana tüm baskılara rağmen Newroz’u kutlamak için alanlarda olduklarını söyledi.
‘Kıyafetlerimizi Newroz gününe kadar evin başköşesine asıyoruz’
1993 yılında Diyarbakır’ın Silvan ilçesinden devlet baskısı nedeniyle göç etmek zorunda bırakılan 60 yaşındaki Aslıhan Aslan, 1991 ve 1992 yıllarında Silvan’da kutlanan tarihi Newroz’un tanığı. Aslan, aynı heyecanla İstanbul 2022 Newroz’una hazırlanıyor. Aslan, faili meçhullerin ve baskıların en yoğun yaşandığı zamanlarda bile Newroz’u kutlamaktan vazgeçmediğini belirtti. Her yıl oldu gibi bu yılda Mart ayının gelmesiyle Newroz hazırlıklarına başladıklarını ifade eden Aslan, “Bu yıl da önceki yıllarda giydiğimiz Kürtlerin önemli kültürel öğelerinden biri olan ve köklü bir tarihi bulunan kiras fistanları dolaplardan çıkarıyoruz. İnceledikten sonra tadilat edilmesi gereken yerleri tadilat ediyoruz. Kıyafetlerimizi Newroz gününe kadar evin başköşesine asıyoruz” dedi.
‘Kürtlerin özgürlüğünü haykıracağız’
Her Newroz’un gelişiyle Diyarbakır ve Silvan’da kutlanan Newroz’ları hatırlayan Aslan, “Direniş bizim kaderimiz. Faili meçhul cinayetlerin yaşandığı dönemlerde bile Newroz ateşi yakıldı. Topraklarımızdan batıya göç ettirildiğimizde de Newroz ateşini yakmaya devam ettik. Newroz bizim için kutsal bir gün. Bu nedenle nerede olursak olalım mutlaka Newroz’u kutlamamız gerekir. Newroz Kürt halkı için başkaldırıdır, umuttur. Kürtler çektiği acıları Newroz ateşiyle birlikte coşku ve isyana dönüştürüyor. Bu yıl ki Newroz’da başta Öcalan olmak üzere ve Kürtlerin özgürlüğünü haykıracağız. Tüm halkları alanlara coşku ve direnişe ses olmaya çağırıyorum” diye seslendi. Şırnak’ta kadınların öncülük ettiği Newrozları hatırlatan Piroze Ürper (60), Uludere’nin Özelli (Çeman) Mahallesi’nden 20 yıl önce devletin koruculuk dayatması nedeniyle göç etmek zorunda kaldı. 20 yıldır köyüne gidemeyen Ürper’in en büyük hayali, Kürtlere yönelik baskının son bulması ve köyünde özgürce Newroz ateşini yakmak.
‘Newroz’u kutlamaktan asla vazgeçmedik’
1992 yılında serhildana dönüşen Şırnak Newroz’unda yer alan Ürper, o yıllarda yaşanan katliamları hatırlattı. Yasaklara karşı “Bizim için Newroz yasaklanamaz” diyen Ürper, şöyle devam etti: “Biz her türlü yasak ve baskı altında Newroz’u kutlamaktan asla vazgeçmedik. 92 yılında da yasaklı olmasına rağmen sabah erkenden uyanıp ulusal kıyafetlerimizi giydik. Zılgıt çektik, stranlarımızı söyleyerek alanlara aktık. Polis müdahale etti, çok sayıda kişi öldürüldü, darp edildi ve gözaltına alındı. Direndiğimiz için devlet sonraki yıllarda Newroz’a izin vermek zorunda kaldı.”
‘Siyasi tutsakların serbest bırakılmasını istiyoruz’
Newroz alanında Öcalan’ın özgürlüğünü haykıracaklarını belirten Ürper, “Kürt halkının kendini tanımasına vesile olan Önderliğimizin özgür olmasını istiyorum. Bugün Önderliğin tecrit edilmesinin nedeni Kürtlere yol ve yöntem göstermesidir. Bu nedenle öncelikle tecridin sona ermesi gerek. Kürt halkının da birlik olması gerekir. Haber alamadığımız Öcalan’dan haber almak istiyoruz. Avukat ve ailesi ile görüştürülmesini istiyoruz. Aynı zamanda siyasi tutsakların serbest bırakılmasını istiyoruz” şeklinde taleplerini dile getirdi. 1992 Şırnak Newrozu’na tanıklık eden Şirin Zeyrek (45) de, 25 yıl önce topraklarından göç etmek zorunda kaldıklarını anlattı. Tüm engellemelere rağmen her yıl Newroz kutlamalarına katıldığını aktaran Zeyrek, 90’lı yıllarda yasaklı Newroz’ların günlerce sürdüğünü söyledi. Zeyrek, “Sabaha kadar ateş yakıp halay çekiyorduk. Ateşin üstünden atlıyorduk, şarkılar söylüyorduk. Newroz dedikleri zaman akan sular duruyordu. Newroz, bedenini ateşe verenlerle daha fazla anlam kazandı” dedi.
İSTANBUL