Cizre ilçesinde bütün saldırılara rağmen 1992 Newrozu’nun ateşini yakan yurttaşlar, ‘Tüm gün ne yaptılarsa halkın iradesini kıramadılar. Polis saldırısında düşen arkadaşlarımızı, ayakta kalan arkadaşlarımız yerden kaldırıp kendisiyle götürüp mücadeleye devam ediyordu’ dedi
Newroz kutlamalarındaki “direniş” sembolü, daha çok 1990’lı yıllardaki Şırnak, Cizre ve Nusaybin’deki kutlamalarla anılmaya başlarken, ilk engellemeler ve katliamlar da bu kentlerde yaşandı. 1992 Cizre Newrozu için binlerce kişi farklı noktalarda toplanarak kutlamanın yapılacağı alana yürüdü. Birçok yerde engellenen yurttaşlara, helikopter ve zırhlı araçlardan ateş açıldı, ancak Newroz yakılan ateşle kutlandı. Saldırılarda resmi kayıtlara göre, 57 kişi katledildi, tanıkların anlatımlarına göre ise, bu sayı 100’ü aştı. Katliamlarla engellenmek istenen Newroz ateşi, tüm engel ve yasaklara karşı 30 yıldır Cizre’de yakılıyor.
Cizre’ye davet
Newroz, bu yıl da Cizre başta olmak üzere 29’u il 72 merkezde kutlanacak. Mezopotamya Ajansı’ndan (MA) Ömer Akın’a konuşan Cizre ilçesindeki 92 Newrozu’na katılan yurttaşlar, o dönem saldırılara karşı yaşanan direnişi anlatarak, herkesi 21 Mart’ta Cizre’de kutlanacak Newroz’a davet etti.
Her Newroz’u heyecanla karşıladık
Cizre Newrozu tanıklarından 65 yaşındaki Osman Kartal, 12 yaşından beri Newrozu bulunduğu her yerde kutladığını ifade etti. Newroz’un kendileri için bayram olduğunu söyleyen Kartal, çocukluk yıllarında koçerlik yaptıkları sırada da Newrozu büyük bir coşkuyla kutladıklarını kaydetti. Kartal, her Newrozu ayrı bir sevinç ve heyecanla karşıladıklarını belirterek, 21 Mart günü koyun sağmanın “haram” olduğunu söyledi. Newroz günü sadece kuzuların süt emdiğini dile getiren Kartal, o dönemlerde bunun bir gelenek haline geldiğini aktardı.
Direndik
Newroz’dan günler önce halk arasında heyecan ve coşkunun başladığını anımsatan Kartal, 92’deki Newroz’a yaptığı tanıklığı şu sözlerle anlattı: “92’deki Newroz’da günün ilk ışıklarıyla uyanıp yöresel kıyafetlerimi giydim ve bayram havasında Newrozu kutlamak için alana çıktım. O yıl Newrozu Alibey Mahallesi’nde (terminal) kutlama kararı aldık. Halka dört bir yandan alana gitmek için kentin farklı noktalarında toplanmaya başladı. Ben de bir grup ile Dörtyol mevkiinden Newroz alanına gitmek için hareketlendim. O sırada önümüz zırhlı polis araçları tarafından kesildi. Biz de bulunduğumuz noktada oturma eylemi başlattık. Kadınlar, erkekler ve çocuklarla birlikte binlerce kişi oturduk. Polisler bize ‘gidemezsiniz’ diyordu. Bizler de, ‘gideceğiz’ diye direndik. Bu kararlı duruşumuzdan sonra polis bize saldırdı. Bir anda kargaşa çıktı. İnsanlar oradan uzaklaşmak zorunda kaldı. Daha sonra Cudi Mahallesi’nde bulunan Qesepxane (Kasaphane) denilen yerden polis ablukasını geçmeye çalıştık. Orada da bizleri engellemeye çalıştılar. Tüm gün Newroz alanına gitmek ve ateşi yakmak için binlerce insan direniş sergiledi. Bu sırada onlarca kişi yaralandı ve hayatını kaybedenler oldu, ancak kimse bu direnişten geri adım atmadı. Ne yaptılarsa halkın iradesini kıramadılar. Polis saldırısında düşen arkadaşlarımızı, ayakta kalan arkadaşlarımız yerden kaldırıp kendisiyle götürüp mücadeleye devam ediyordu.”
İzin verseler de, vermeseler de bu halk Newrozu kutlayacak
Halkın coşkusunun ve iradesinin çok güçlü olduğunu vurgulayan Kartal, “İzin verseler de, vermeseler de bu halk Newrozu kutlamaya devam edecek. Newroz yaklaştıkça heyecan ve coşkumuz daha da artıyor. Herkesin alanlarda olup Newrozu kutlaması gerekiyor” dedi.
Berîvan Cizîrî vuruldu
92 Newrozu’nun tanıklarından Sıdıka Erden (50) de, o günleri şöyle anlatı: “O gün sabah uyandığımız zaman düğüne gidecekmişiz gibi hazırlandık. Ulusal kıyafetlerimizi giyindik ve Alibey Mahallesi’ne geldik. Orada binlerce kişi toplandık. Halaylarımızı çekmeye başladık ve diğer insanların gelmesini bekledik. Polisler, diğer mahallelerdeki insanların yanımıza gelmesini engelledi. Biz de Cizre Asri Mezarlığa geçtik. Daha önce yaşamını yitirmiş olanlar için konuşmalar gerçekleşti. O zaman helikopterler üzerimizde alçakta geziniyordu. Helikopterden, ‘elinde bayrak olanları vurun’ diye sesler geliyordu. Hepimiz yere oturduk. O zaman gaz atılmaya başlandı. O gazın etkisiyle insanlar fenalaştı. Biz de oradan çıkıp Mem û Zîn Türbesi’nin yanına geldik. Oraya vardığımız zaman silah sıkmaya başladılar. Bir arkadaşımız vuruldu. Onu kaldırdık, oradan uzaklaştırdık. O anda Berîvan Cizîrî çıktı ve bizlere ‘gelin’ dedi. Bizler de onun ardından yürüdük. O sırada Berîvan da vuruldu ve yere düştü. Onu ayağa kaldırdık. Kolu kırılmıştı ve hemen orada sardık.”
Tam bir katliam yaşandı
Saldırılardan sonra o bölgeden ayrılıp Nuh Nebi camisinin önünde gittiklerini belirten Erden, “Oradan da Nur Mahallesi’ne geçecektik. Konuşma yapılacaktı ama polis izin vermedi. Polis izin vermeyince biz de Cudi Mahallesi’ne doğru yürüyüşe geçtik. O sırada gazeteci İzzet Kezer’in öldürüldüğünü gördük. Hüseyin diye bir arkadaşımız vardı. O da mezarlığın yanında öldürüldü. Orada tam bir katliam yaşandı” ifadelerini kullandı.
Bir çakmakla dahi olsa Newrozumuzu kutlayacağız
Zırhlı araçlarla etraflarının kuşatıldığını aktaran Erden, yaşadıklarını şöyle anlattı: “İnsanların bir araya gelmesini engellemeye çalışıyorlardı ama biz vazgeçmedik. Daha sonra köylerden gelen insanlar Cudi Mahallesi’nde toplandı. Bütün zırhlı araçlar onların önünü kesmek için gitti ve halkı taradı. Orada çok sayıda insan hayatını kaybetti ama buna rağmen Newrozumuzu bırakmadık. Ne yaparlarsa yapsınlar kutlamaya devam edeceğiz. O günden bu güne kutlamayı hiç bırakmadık ve bırakmayacağız. Ne kadar zorluklar ve engeller çıkartılsa da vazgeçmeyeceğiz. Bir çakmakla dahi olsa Newrozumuzu kutlayacağız. O gün nasıl ki direniş ruhuyla Newrozumuzu kutladıysak hala aynı ruhla kutlamaya devam ediyoruz.”
Newroz ateşini yaktık
16 Ocak 1989’da bir evde Binevş Agal ile birlikte katledilen Emin Elçitoğlu’un eşi Fethiye Elçitoğlu (54) da, 92 Newrozunun tanıklarından biri. Newroz günü büyük bir sevinçle güne başladıklarını anlatan Elçitoğlu, Cudi Mahallesi’nde toplanan kitle ile birlikte Newrozu kutlamaya başladıklarını söyledi. Renklerini kuşanarak Newroz’u kutladıklarını belirten Elçitoğlu, davul zurna eşliğinde halaya durduklarını aktardı. Bir süre sonra polislerin kendilerine saldırdığını ifade eden Elçitoğlu, bütün engellemelere rağmen Newroz ateşini yaktıklarını dile getirdi.
Newrozun baharın gelişi olduğunu kaydeden Elçitoğlu, her yıl çoluk çocuk Newrozu kutladıklarını ve kutlamaya devam edeceklerini vurguladı.
HABER MERKEZİ