Kadınlar, bu yıl 8 Mart mücadele mesajlarını net bir şekilde verdiler ve kutuplaşmış toplumsal iklime, militarist siyasete, cinsiyetçi, milliyetçi ve gerici zihniyete karşı birlik olacaklarını en yüksek perdeden tüm dünyaya duyurdular
Hacer Özdemir
Her zamankinden daha düzenli, daha etkin ve daha örgütlü bir şekilde başladı 8 Mart hazırlıkları. Pandemi koşulları ve ona bağlı olarak yasaklanan kutlamalar nedeniyle uzun bir süredir 8 Mart’ta meydanlar geçmişe oranla biraz daha sessizliğe bürünmüştü. Bu nedenle hazırlıklar bile her zamankinden daha coşkulu geçti bu yıl ve gözlerimiz 8 Mart’ın renkleriyle parladı adeta.
Hız kesmeden devam eden haksızlıklar, hukuksuzluklar, ülkedeki gerilim ve etrafımızdaki savaşların gölgesine rağmen özgürlük özlemini dışa vurmak için sabırsızlanan çocuklar gibiydik. Savaşların, baskıların, kadın katliamlarının, ekonomik krizlerin, gözaltıların ve tutuklamaların olağanlaştığı bir zamanda ortak mücadeleyi büyütmek üzere sokaklara ve meydanlara inmek engellenemez bir dürtüydü bizim için. Ve nihayetinde de öyle oldu. İki yıllık pandemi suskunluğunu bitirdik ve artan otokratik şiddetin karşısında pratik mücadelenin çıtasını yükselttiğimizi herkese gösterdik. Bu kararlılık ve inançla 8 Mart’ı kutladık, alanlardan taştık bu sene. Hakların yüksek sesle talep edilmesi ve alanda atılan sloganlar kadınları iyice kenetledi. Öncesinde her il kendi özgün koşulları ve olanaklarına göre ön etkinlikler düzenleyip, panel, sergi, tiyatro, sinema, yürüyüş, şölen ve mitinglerle ilçelerden mahallelere kadar çeşitli eylem ve etkinlikler düzenledi. Kadınlar olarak kapı kapı dolaşıp 8 Mart kutlamalarına çağrılar yapıldı. Şubat ayının ortalarından itibaren her platform ve ortamda kesintisiz etkinlik programlarıyla ilmek ilmek ağlar örerek büyük bir coşku ve moralle 8 Mart’a girdik. Kürdistan’da kadınlar, “Dem, Dema Azadîya Jinan e” şiarıyla alanlara davet edilirken, Batı’da “Jin, Jîyan, Azadî” daha da derinden yankılansın diye hazırlıklar yaptık. Hazırladığımız mor, beyaz ve rengârenk kıyafetlerimizle sadece meydanlara akmayı bekliyorduk.
Bu yıl 8 Mart değişim, dönüşüm ve umudun yılı olarak başladı. Her yıl olduğu gibi bu yıl da tüm gözler İstanbul’daki feminist gece yürüyüşüne çevrilmişken Van ve Dersim başta olmak üzere Kürdistan’da da kadınlar sel oldu aktı alanlara. Silopi ve Batman coşkunun, moral ve motivasyonun ilham kaynağıydı her zamanki gibi. Amed, tüm kentlerin en ihtişamlısı olarak direnişin ve dirilişin motifleriyle süslenmiş olarak güne girdi. Uzun bir süredir özel harp konseptiyle yürütülen ‘güvenlik politikaları’, coşkulu 8 Mart mitinleri ile yerle bir edildi. Bu yükseliş ile beraber uzun süredir uygulanan baskı, taciz ve keyfi yargı kıskacına büyük bir darbe indirilmiş oldu. Kadın iradesini kırmaya dönük geliştirilen yapısal politikalara karşı önemli bir çıkış olarak yeniden karşılık buldu 8 Mart kadın mücadelesi. Bu 8 Mart’ta da kadınların önüne dikilen barikatlar her yerde aşılarak tarihe geçti. Kürt kadınları bu yılki kutlamalarda da renklerini, seslerini ve haykırışlarını dalga dalga dünyaya duyurdu. En önemlisi de her yerde ortak dil, renk, acı ve sevinç vardı. İzmir’den Van’a, Dersim’den İstanbul’a, Hopa’dan Cizre’ye kadar en belirgin sloganlar “Jin, Jîyan, Azadî, Aysel Tuğluk ve hasta tutsaklara özgürlük” oldu.
Ortak direnişin ortak paydası haline gelen bu sloganlar giderek yeni bir değerler merkezine dönüşüyor. Tüm engelleme ve barikatlara rağmen kadınlar sel misali hiçbir engel tanımadan büyük bir coşku ve motivasyonla meydanlara iniyorlar. Baskı ve ataerkilliğe karşı yükselen “Jin, Jîyan, Azadî” sloganı yeri göğü inletiyor. Dünyanın her tarafından gelen dayanışma mesajları ise başka bir dayanışma gerçeğini ortaya çıkarıyor. Dünya Kadın Yürüyüşü başta olmak üzere Afrika’dan NADA’ya (Ortadoğu ve Kuzey Afrika Demokratik Kadın İttifakı) kadar birlik ruhu diriliyor.
Bu yıl, kadın kurtuluş ve feminist mücadelesini taçlandırma umudu ve ona dair kararlılık biraz daha yükseldi. Bu yıl, ataerkil sistemin temellerini sarsmak ve özgürlükçü kadın direnişlerini kalıcılaştırmak için önemli ortak bir yeni tarih yazımına tanıklık edildi.
Kadınlar, bu yıl 8 Mart mücadele mesajlarını net bir şekilde verdiler ve kutuplaşmış toplumsal iklime, militarist siyasete, cinsiyetçi, milliyetçi ve gerici zihniyete karşı birlik olacaklarını en yüksek perdeden tüm dünyaya duyurdular. Bütün renk, ses ve farklılıklarıyla bir arada, ortak dayanışmalarını haykırdılar. İster tarlada, ister cezaevinde, ister sokakta, ister fabrikada ister evde olsunlar ortak ve örgütlü mücadelemizle kadın dayanışmasını nasıl büyüttüğümüzü bir kez daha kanıtladık. Bir yandan dayanışmayı daha da büyüttük diğer yandan sesimizi yükselterek adımlarımızın kararlılığını gösterdik herkese. Baskıları yenmek ve umudu pekiştirmek için daha da kenetleniyoruz her geçen gün.
Bu yıl hep birlikte bir kez daha alanlarda haykırdık; “Söyleyecek sözümüz ve değiştirecek gücümüz de var” ve yürek yüreğe Jin, Jîyan Azadî diyerek yeni yaşam felsefesi haline getirdik kadın ruhunu.
*Yeni Yaşam Kadın Eki’nde yer alan diğer yazıları okumak için tıklayınız