Kuzey ve Doğu Suriye’ye bağlı Minbic kentinde yaşayan 90 yaşındaki Xezna Teyfûr, çocukken oynadığı oyunları yeni nesillere aktarıyor
Çocuk ya da çocukluk diyerek geçmemek, zengin hayal gücü dünyasında kurgulanan oyunlardan anlaşılıyor aslında. Betonlaşmamış, henüz kalıplara girmemiş çocukların bilebildiği oyunlar vardır. Siz şimdi 90 yaşına da gelseniz oynarsınız, 9 yaşında içinde olduğunuz oyunların. Çocukluk oyunları da kişiliklerimizi bir nebze etkileyen ve geleneksel çocuk oyunları çocuk ruhlu ninnilerden çocuklara aktarılageliyor hala Minbic’te.
Çocuk gibi oynuyorlar
Minbic’in dokusunu hala kaybetmemiş köylerine uğruyor yolumuz. Minbic bilindiği üzere Kuzey ve Doğu Suriye’nin IŞİD barbarlığından kurtarılan kentlerinden biri. Avlularında oturmuş çocuklar gibi oyunlar oynayan 90’lık nineler çıkıyor karşımıza. Ellerinde taşlar, “Memlekakê” isimli bir oyunu oynuyorlar. Şekilli ve bilhassa yuvarlak taşlarla oynanan bu oyunda 90 değil de 9 yaşındaki kız çocukları var karşımızda sanki.
Günbatımına kadar sokaktalar
Minbic’e 40 kilometre uzaklıktaki El Mistaha köyündeyiz. Rimas El Hisen isimli 11 yaşındaki çocuk beşinci sınıf öğrencisi olduğunu söylüyor. Okuldan eve dönüp ödevlerini bitirdikten sonra akşam günbatımına kadar da sokaklarda yaşıtları ile oyun oynamanın keyfini sürdüğünü anlatıyor bize: “Biz çok oyun biliyoruz. Futboldan, memlekêye her oyunu da oynuyoruz, canımız ne isterse birlikte karar verip oynuyoruz.”
‘Geleneksel oyunları seviyorum’
Ebdulezîz El-Hisên henüz 10 yaşında ve dördüncü sınıf öğrencisi. Ebdulezîz El-Hisên’in oyun arkadaşlarına göre merakı biraz daha farklı. Ebdulezîz El-Hesen, “Elektronik şeylerle oynamayı seviyorum. Futbol da seviyorum ama elektronik aygıtlarla oynamak hoşuma gidiyor” diyor. Arkadaşları ile futbolun yanı sıra beş taş olarak bilinen geleneksel oyunu oynamayı da sevdiğini ekliyor sözlerine. Evet bildiğimiz beş taş…
Hem oynuyor hem de öğretiyor
Çocuklarla oyun turumuzu bitirdikten sonra 90 yaşındaki Xezna Teyfûr’un yanına gidiyoruz. Xezna Teyfûr, çocukken en çok saklambaç oynamayı sevdiğini dile getiriyor. Xezna Teyfûr, “Ama şimdi saklambaç oynayacak takatim çok yok. Bazı oyunları oynuyorum ve çocuklara da öğretiyorum. ‘Kurt, koyun, çoban’, ‘beş taş’, ‘saklambaç’ ve ‘memlekê’ gibi oyunlar başı çekiyor. Çocukken tüm hayatımız hikâye ve oyunlar gibiydi. Şimdi biz hikâye olduk. Teknikten uzak bir hayat sürüyoruz. İnsanlar bize çok uzak geliyor artık. En yakınlardaki insanların ellerinde teknik ile suni bir kalabalık yaşıyorlar ama internet olmayınca o kalabalık kalmıyor ve etrafınla kalıyorsun. Akıllı telefonları değil etrafınızı izleyin” ifadelerinde bulunuyor.
Eyuş EL Ebdullah ise 50 yaşında ve şunları aktarıyor: “Çocuk oyunları için fazla paranızın olmasına, tekniğiniz olmasına gerek yol. Hayalleriniz olsun. Zevk almak isteyin bu yetiyor.”
Silva İbrahim / Minbic-NUJINHA