Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) Ankara Şubesi, 2’nci Olağan Genel Kurulu’nu gerçekleştirdi. Hukukçular “Savunma biat etmeyecek. Faşist iktidarın tüm baskılarına karşı bizde mücadelemizi büyütüyoruz” dedi
Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) Ankara Şubesi, 2’nci Olağan Genel Kurulu’nu Mülkiyeliler Birliği salonunda 13 Mart Pazar günü gerçekleştirdi.
Kurula, ÖHD Eşbaşkanı İlknur Alcan, İnsan Hakları Derneği (İHD) Eşbaşkanı Öztürk Türkdoğan, Halkların Demokratik Partisi (HDP) Batman Milletvekili Mehmet Rüştü Tiryaki, Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD), Toplumsal Hukuk, Demokrasi İçin Hukukçular, Asrın Hukuk Bürosu ve HDP Ankara İl Örgütü katıldı. Kurulun yapıldığı salona, “İstanbul Sözleşmesi Yaşatır”, “Tecrit İnsanlık Suçudur”, “Ruhsat Gaspına Son”, “Hasta Tutsaklar, Serbest Bırakılsın” ile Kürtçe ve Türkçe yazılı “Savunma Biat Etmeyecek” pankartlarının yanı sıra tutuklu avukatların fotoğrafları asıldı. Kürsüde ise 28 Kasım 2015 tarihinde Diyarbakır’ın Sur ilçesinde katledilen Tahir Elçi’nin fotoğrafı yer aldı.
Kurul, divan seçimiyle başladı. Ardından açılış konuşmasını yapan divan üyesi HDP’li Tiryaki, devrimci, yurtsever avukatların mücadelesinin tarihsel bir mücadele olduğunu belirterek, “Hukukçuluk zor bir iş. Devrimci, muhalif, yurtsever avukatlık çok daha zordur. Bir bedel ödemeniz gerekir. Bedeli ağır olan bir iştir. Hala tutsak olan arkadaşlarımız var. Bunun bedelini özgürlükleri elinden alınarak, ödüyorlar” dedi.
Devrimci avukatlığın mümkün olduğunu söylüyoruz’
ÖHD Ankara Şubesi Eşbaşkanı Şevin Kaya, ülkedeki baskı ve hak ihlallerini hatırlatarak, “2015’ten beri KHK’ler gördük, kapatılmalar, gözaltı ve tutuklamalar gördük. Yılmadık, geri durmadık, yürüttüğümüz özgürlük ve demokrasi mücadelesini aldığımız yerden büyüterek, sürdürmeye devam ediyoruz. Her yeri açık cezaevine çevirenlere karşı ezilen halkların özgürlükleri için direnen insanların sesi olmaya devam edeceğiz. Özgürlükçü hukuk, perspektifiyle öğreten bir okul. İktidarın bize dayattığı makul avukatlığı reddediyor, devrimci, yurtsever avukatlığın mümkün olduğunu söylüyor ve öğreniyoruz. Faşist iktidarın tüm baskılarına karşı biz de mücadelemizi büyütüyoruz” ifadelerini kullandı.
Alcan: Ezilen sınıf, kimlik mücadelesi, kadın özgürlüğü, Kürt halkının özgürlük mücadelesi için ÖHD var
ÖHD Eşbaşkanı İlknur Alcan, PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın 23 yıldır tutulduğu İmralı Cezaevi’nde uygulanan tecrit, cezaevlerinin durumu ve ülkedeki otoriterleşmeye dikkat çekti. Alcan, “ÖHD birden kurulan bir kurum değil. Öncüllerimizden aldığımız gelenekle kurulan bir örgüt. Özgürlük, demokrasi, ezilen sınıf, kimlik mücadelesi, kadın özgürlüğü, Kürt halkının özgürlük mücadelesi için ÖHD var. Sayın Abdullah Öcalan üzerinde başlayan ve sonra tüm cezaevlerine yayılan tecridin kaldırılması için mücadele eden bir ÖHD var. Sayın Öcalan ile görüşmek üzere Adalet Bakanlığı’na başvuru yaptık. Tecridin kaldırılması ve barış hakkı için mücadele edeceğiz” diye belirtti.
Cezaevlerinde artan ihlalleri ve hasta tutukluların durumuna dikkat çeken Alcan, şöyle dedi: “Son dönemlerde can yakan bir sorun hasta mahpusların tahliyelerinin sağlanmaması ve dışarıda tedavilerinin yapılmaması. Bu konuda da mücadelemize devam edeceğiz. Kadınlarla birlikte sevgili Aysel Tuğluk üzerinden simgeleşen bir mücadele vermeye çalışıyoruz. Bir gece ansızın vazgeçilen İstanbul Sözleşmesi’nin yeniden yürürlüğe girmesi için de çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Cumhuriyetin kuruluşundan bu yana Kürt halkının statü talebine karşı birçok dava açıldı, katliam yapıldı. Bugün de Kobanê Kumpas Davası ve HDP Kapatma Davası devam ediyor. ‘Bir halkı savunmak’ sözünün bugün vücut bulmuş hali, Ankara Şubenin çalışmalarıdır.”
Ardından ÖHD’nin eylem ve etkinliklerinin yer aldığı sinevizyon gösterimi yapıldı.
Daha sonra kurula tutuklu avukat ve siyasetçi Nazmi Gür ve Ayla Akat Ata’nın gönderdiği mesaj okundu. Tutuklular, kurulu selamlayarak, yeni seçilecek eşbaşkanlara mücadelelerinde başarı diledi.
Öztürk Türkdoğan: Öncelikli konu savaşa karşı barış
Söz alan İHD Eşbaşkanı Öztürk Türkdoğan, gündemlerindeki öncelikli konunun savaşa karşı barış mücadelesi olduğunu belirterek, “İçinde yaşadığımız yeni bir süreç değil. Ortadoğu’ya müdahaleyle başlayan bir süreçtir. Son 10 yılı hafızalarımızdan silmeyelim. Kuzey Afrika’daki halkların başkaldırısıyla başlayan ve emperyalist güçlerin müdahalesiyle farklı süreçlere evrilen bir süreç. Kuzey Afrika halkları, otoriterliğe karşı başkaldırsa da Kuzey Afrika ve Ortadoğu’da otoriterlik daha da derinleşti. Suriye’de Kürt halkı kimliksizlikten kendi kimliğinin tanınmasını sağlayacak bir yönetim biçimi oluşturdu” dedi.
Türkiye’de son 7 yılda yaşanan dönemi hatırlatan Türkdoğan şöyle devam etti: “Sokağa çıkma yasakları adı altında kent çatışmalarına tanıklık ettik. Kent savaşlarının yaşandığı yerlerde yıkım korkunçtu. Bu sabah Ukrayna’yı izlerken aklıma Cizre, Sur, Nusaybin geldi. Dolayısıyla savaşı ve barışı bir bütün olarak görmek zorundayız. Türkiye’nin Rusya ve Ukrayna arasında barış girişimleri önemli ama aynı Türkiye kendi Kürtleriyle savaş halinde ve hala barışamadı. Kendi komşusu olan ülkelerdeki Kürtlerle savaş halinde ve barışması için mücadele ediyoruz. Bedelini hepimiz ödüyoruz. Özellikle Tahir Elçi arkadaşımızın katledilmesi barışa karşı olan çevrelerin bilinçli bir suikastıydı. Ancak barış mücadelesi bitmedi, devam ediyor. Önce Türkiye’de barışı savunmak, Kürt sorunun demokratik, barışçıl çözümü noktasında daha fazla mücadele vermek gerekir. Barış mücadelesini birlikte yürüteceğiz.”
ÇHD ve HDK temsilcileri
ÇHD Ankara Şubesi Başkanı Murat Yılmaz da, “Her alanda birlikteyiz. Biz düştüğümüzde bizi ayağa kaldıracak bir ÖHD olduğunu biliyoruz. Birlikte mücadele etmek çok güzel” ifadelerini kullandı.
HDK Ankara İl Eş Sözcüsü Fikret Çalağan ise, şunları söyledi: “HDK toplumsal bir inşanın mücadele alanıdır. Devletli sistemde ahlaklı değerlerle toplumsal hukuku inşa etmek önemlidir. Toplumsal inşa da özsavunma önemlidir. En büyük baskıyı, en büyük şiddeti burada hissediyoruz. Aklımıza bile müdahale edilmeye çalışılıyor. Aklımızın, düşüncelerimizin özgürleştirilmesi için yeni bir inşaya ihtiyaç var. Birlikte yol yürümeye devam edeceğiz.”
‘Kadına karşı özel savaş politikası uygulandı’
ÖHD Ankara Kadın Komisyonu üyesi avukat Çiğdem Kozan ise, kadın özgürlük mücadelesine işaret etti: “Kadın özgürleştikçe, toplum özgürleşir ilkesini şiar edinen bizler; toplumun tam anlamıyla özgürleşmesi ve gerçek eşitliğin sağlanmasının yolunun kadın mücadelesinden geçtiğini biliyoruz. Eril sisteme karşı kadının eşitlik ve özgürlük mücadelesi tüm toplumun dönüşmesini sağlayacak olandır.
Devlet tarafından kadınlara uygulanan şiddetin hem toplumsal hem siyasal hem de hukuksal boyutları vardır. Devletin Kürt kadınlara uyguladığı savaş politikasına da değinmek gerekir. Devletin, emniyet birimlerinin eliyle Kürdistan’da kadınlar üzerinden taciz, tecavüz, tehdit ve baskı yönlü bir savaş ilerletmektedir. Aslında yine kadın bedeni savaşta bir kazanım alanı gibi değerlendirilmektedir. Aynı şekilde bu zihniyet, cezaevlerinde de kadın mahpuslara yönelik uygulamalarda kendini göstermektedir. Garibe Gezer, Kandıra Cezaevi’nde devlet görevlilerinin tecavüzüne maruz kalmış ve intihara sürüklenmiştir. Yine olay da kadın bedenini kazanım alanı olarak gören devlet tarafından Kürt kadınları üzerinden uygulanan özel savaş politikasını gözler önüne sermiştir. Bu erkek egemen savaş politikalarına karşı da yine kadınlarla hem toplumsal hem hukuki mücadeleye devam etmekteyiz.”
Konuşmaların ardından okunan mali ve faaliyet raporları oy birliğiyle kabul edildi. Tek liste ile gidilen seçimde ise ÖHD Ankara Yönetim Kurulu üyeliğine Şevin Kaya, Çiğdem Kozan, Alişan Şahin, Sipan Cizreli, Arzu Kurt, Bilal Erman ve Fevzettin Korkma seçildi. Yönetim kurulu toplanıp eşbaşkanları belirleyecek.
ANKARA