Cezaevlerinde yaşanan hak ihlalleri ve tecridin her geçen gün derinleştirildiğini söyleyen Nurten Üzümcü, cezaevlerinde yaşananlara dair kamuoyunun daha hızlı refleks göstermesi gerektiğine dikkat çekti
PKK Lideri Abdullah Öcalan ve tutuklulara yönelik uygulanan tecrit gün geçtikçe ağırlaşmaya devam ediyor. Tecritle beraber cezaevinde yaşanan hak ihlallerine ise her gün bir yenisi ekleniyor. Tutuklular aile ve avukatları aracılığıyla seslerini duyurmaya çalışsa da yetkililerin sessizliği sürüyor. Jinnews’e konuşan HDP Batman Kadın Meclisi üyesi Nurten Üzümcü, tecridi ve tecridin cezaevlerindeki etkisini değerlendirdi.
Hukuk işlemiyor
Türkiye ve bölge cezaevlerinde tutuklulara yönelik ciddi oranda hak ihlallerinin yaşandığını söyleyen Üzümcü, “Cezaevinde yaşanan hak ihlallerini 23 yıldır İmralı’da uygulanan tecritten bağımsız olarak ele almak mümkün değildir. Çünkü İmralı’da ağırlaştırılan tecrit aynı şekilde diğer cezaevlerinde tutulan tutsaklara da yansıyor. Bununla birlikte hak ihlalleri yaşanıyor. Tecritle beraber hukukun işlemediği, hukuksuz bir şekilde gözaltların yapıldığını ve çıplak aramaların dayatıldığını biliyoruz. Pandemiyle beraber tutsakların en temel hakları dahi ortadan kaldırıldı. Cezaevlerinde keyfi uygulamalar yapılıyor” dedi.
Rapor var ama tahliye edilmiyorlar
“F Tipi cezaevlerinde köpeklerle birlikte aramaların yapıldığı bilgisi var. Tutsaklar buna karşın herhangi bir refleks gösterdiği zaman ise disiplin cezası alıyorlar” diye vurgulayan Üzümcü, diğer bir sorunun da hasta tutukluların tedaviye erişimi olduğunu belirtti. Hasta tutukluların tedavi edilmemesinin de uygulanan tecritle bağlantılı olduğunu dile getiren Üzümcü, “Hasta olan arkadaşlarımız hastaneye götürülüp getirildikten sonra tek kişilik hücrelere alınıyor. Hastaneye götürülen çoğu kişi ise yaşlı ve durumu ağır olan hastalar. Tedavi edilmek amacıyla hastaneye götürülen tutsakların bu süreç içerisinde dahi maruz kaldıkları olumsuzluklar var. Durumu ağır olan ve cezaevinde tutulan hasta tutsaklar var. Bunların özel bir şekilde dışarıda tedavi edilmesi gerekirken, hukuksuz gerekçelerle tedavi edilmesi engelleniyor. Bu durum da arkadaşlarımızın cezaevlerinde yaşamını yitirmelerine neden oluyor. Bunun en büyük örneği olan Aysel Tuğluk’tan biliyoruz. Bugün ATK tarafından alınan raporlara rağmen tedavi edilmesine izin verilmiyor. Bunlar kabul edilecek bir durum değil” diye vurguladı.
‘Adalet Nöbetleri’ni sahiplenelim
İnfazı yakılan ve tedavi edilmeyen tutuklular için ailelerin kentlerde başlattığı “Adalet Nöbeti” eylemlerine de değinen Üzümcü, şunları kaydetti: “Ölüm döşeğinde olan birkaç hasta tutsak serbest bırakıldı ancak kısa bir süre sonra tutsakların yaşamını yitirdiğini görüyoruz. Türkiye’nin bu konuda imzalamış olduğu sözleşmeler var. Bu sözleşmelerin hayata geçirilmesi için buna uyulması gerekiyor. Aynı zamanda ailelerin başlatmış olduğu eyleme destek olunması gerekiyor. Özellikle bu konuda diğer tutsak ailelerinin bu duruma sessiz kalmaması lazım.”
Toplumsal refleks geliştirilmeli
Tutukluların ağır koşullar altında tutulduğu F Tipi cezaevlerinin yanı sıra Türkiye ve bölge cezaevlerinde yaygınlaştırılmak istenen S Tipi cezaevlerine de dikkat çeken Üzümcü, “Almış olduğumuz bilgilere göre tek kişilik hücreli S Tipi cezaevlerinin açılacağı söz konusu. Tek kişilik hücrelerde durumu ağır olan hasta tutsakların nasıl yaşayabileceğini düşünemiyoruz. İnsan bunu düşününce vicdanen kendini rahatsız hissediyor” ifadelerini kullandı. Tutukluların cezaevinde izole edilmeye çalışıldığını söyleyen Üzümcü, “Tecrit ve hak ihlallerinden kaynaklı tutsaklar açlık grevine giriyor. Bu duruma karşı toplumsal bir refleksin gösterilmesi gerekir. Toplumunda buna destek olması lazım” diye ifade etti.
BATMAN