1991 yılında Van Kalesi’nin en yüksek noktasında üç genç tarafından yakılan ateş, bugün Van Kalesi’nin eteklerinde yüzbinlerin bir ateş çemberi etrafında buluşmasıyla daha da gürleşiyor
Kırsal kesimler ve kent merkezlerindeki küçük çaplı etkinliklerle kutlanan Newroz, 1990 yılından itibaren giderek kitleselleşmeye başladı. Kürtlerin bayram havasında tutuşturduğu ateş, birçok kez katliamlarla söndürülmek istendi. Ancak ateş, Olağanüstü Hal (OHAL) koşullarındaki yasak, baskı, katliam, gözaltı, tutuklamalarla söndürülmek bir yana yıldan yıla gürleşti.
1991 Newroz’u
Bölgede kitlesel kutlamalarla öne çıkan kentlerin başında Van geldi. Kitlesel ve aynı zamanda en ağır saldırıların yapıldığı Van’daki tüm Newroz kutlamalarına halk bizzat yön verdi. Halkın Newroz’un nasıl kutlanması gerektiğine yönelik ilk müdahalesi 1991 yılında yaşandı. Halkın Emek Partisi’nin (HEP) Newroz’u, kiralanan bir restoran salonunda mum yakarak kutlaması büyük bir tepkiye yol açtı. Halk tepkisini, kentin birçok yerinde ve köylerde ateşler yakarak gösterdi. Newroz’dan bir sonraki gün ise parti binasına gelen yüzlerce kişi, kutlamanın salonlarda değil, alanda, sokakta yapılması gerektiğini ifade ederek, itirazlarını sundu. Halkın bu tepkisinin ardından 1991 yılı Newroz’nun, sokakta, mahallelerde ve köylerde kutlanmasına karar verildi. Buna karşı hem OHAL Bölge Valiliği hem de Van Valiliği kutlamalara kesinlikle izin verilmeyeceğini, yapılacak kutlamalara müdahale edileceği açıklaması yaptı. Bu yasaklama kararını dinlemeyen halk, Newroz gecesi kentin tüm çeperlerinde ateşler yakmaya başladı. Mahalle aralarında ve köylerde yakılan ateşler etrafında Newroz kutlandı. 1991 yılı kutlamasının en pik noktası ise bugün yüzbinlerin eteklerinde buluştuğu Van Kalesi’nde yaşandı. Kentin birçok yerinde kutlamaların ve müdahalelerin devam ettiği bir anda Van Kalesi’nin en yüksek noktasında gür bir ateş yakıldı. Kentin neredeyse her noktasında görülen ateş, kutlamaları çok daha farklı bir boyuta çekti. Kale’de yakılan ateş, müdahale ile saatler sonra ancak söndürülebildi.
Öfke ve direniş Newroz’u
Van’da 1991 yılında yapılan kutlamalar 92 yılı için de önemli bir adım oldu. Özellikle Cizre ve Nusaybin’deki kutlamalarda onlarca kişinin katledilmesi, Van’daki kutlamayı öfke ve direniş Newroz’una dönüştürdü. 21 Mart sabahı kentin tüm noktalarından binlerce kişi, HEP il binasına gelerek kutlamaları sokaklarda yapacaklarını aktardı. Kitlenin ara sokaklarda toplanması üzerine polis ve asker müdahalesi gerçekleşti. Müdahalelerde bir kişi hayatını kaybederken, yüzlerce kişi yaralandı. O gün belki de Van’da en fazla gözaltı ve tutuklanmanın yaşandığı gün olarak tarihe geçti. Resmi olmayan verilere göre, 700 kişi gözaltına alındı, 300 kişi ise tutuklandı.
Van’da 1993 yılında ise halk, bir yıl önceki gözaltı ve tutuklamalara karşı kutlamanın kentin birçok noktasında yapılması yönünde karar aldı. Yine diğer Newroz’larda olduğu kentin tüm çeperlerinde, sokaklarda ve köylerde ateşler yakılarak Newroz kutlamaları yapıldı. 1994 yılında ise katliamlara karşı “herkes evinde kutlasın” kararı verildi. Newroz günü neredeyse her evin önünde ateşler yakılırken, köylerde de damların üzerinde ateşler yakılarak kutlamalar yapıldı. 1995-96 ve 97 yıllarında yine sokaklar yerine herkes bulunduğu mekanlarda Newroz kutlandı.
Halk valiliğin kararına karşı çıktı
Kentteki Newroz kutlamalarında 1998 yılında bir değişim yaşandı. 21 Mart’tan önce halk Halkın Demokrasi Partisi’ne (HADEP) gelerek Newroz’un kitlesel olarak kutlanması için çağrı yapılmasını istedi. Bunun üzerine Tertip Komitesi kurularak valiliğe başvuru yapıldı. Yapılan başvurudan sonra Van Valiliği, Tertip Komitesi üyelerine Newroz’u birlikte kutlama önerisi yaptı. Devlet erkanı bu teklifiyle Newroz’u “Nevruz” olarak kutlayacak ve kutlamaları kendi lehine çevirecekti. Halk, teklife karşı çıktı. Hatta bu kutlamaların Newroz ruhuna aykırı olacağını dile getiren halk, küçük bir protesto bile yaptı. Bu teklifin kabul edilmemesinin ardından valilik kutlamaya izin verilmeyeceğini açıkladı. Bunun üzerine Newroz sabahı halk HADEP binasının önüne akın etti. Sokakta ateş yakan kalabalığa polis müdahale etti. Müdahaleden sonra kentin neredeyse tüm sokaklarda ateşler yakılırken, bir kadının yaralanması ve yüzlerce kişinin gözaltına alınması protesto edildi. Sabaha kadar süren protestolarda yüzlerce kişi yaralandı.
1999 Newroz’u
1999 yılı Newroz’u ise bir kutlamadan öte PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın uluslararası bir komplo ile Türkiye’ye teslim edilmesi nedeniyle aylardır süren protestoların bir devamı niteliğinde oldu. Newroz’dan bir gün önce tertip komitesi açıklama yaparak, kutlamayı halkın inisiyatifine bıraktı. Newroz sabahı yüzlerce kişi HADEP binasına giden tüm sokak ve caddeleri tutarak protesto eylemlerine başladı. Sanat Sokağı’nda ise 8 geç üzerlerindeki elbiseleri çıkarıp Newroz ateşini yakmasıyla kentteki esnafların tamamı kepenk kapatarak protestolara dahil oldu. Sokaktaki protestoya yapılan müdahalede ise onlarca kişi yaralandı.
2000 yılı Newroz’u tarihe geçti
Van’ın “izinli” olarak kutlanan ilk Newroz ise, 2000 yılı olarak tarihe geçti. HADEP öncülüğünde yapılan izin başvurusu valilik tarafından kabul edildi. Ancak valilik, kutlamaya üç gün kala iznin iptal edildiğini ve Newroz kutlamasına izin verilmeyeceğini açıkladı. Valilik, izinin iptal edilmesine ise “Newroz’un Türklerin örf adaletlerine uymamasını” gerekçe gösterdi. Halkın ve HADEP yöneticilerinin, her şeye rağmen Newroz’u kutlayacaklarını açıklamasının ardından kutlamaya 15 saat kala Vali, Garnizon Komutanı ve Emniyet Müdürü, partililerle görüşerek kutlamaya izin verildiğini iletti. Kutlamanın kentin 10 kilometre uzağında bulunan Van Kalesi civarında yapılacağı da kutlamadan 10 saat önce partililere bildirildi. Karar üzerine Tertip Komitesi çalışmalarına başladı. Kutlamanın yapılacağı alana sahne için bir kamyon kasası, müzik için bir müzisyen ayarlandı. Halkın ne izinden ne de yer konusunda haberinin olmadığını bilen Tertip Komitesi, gece geç saatlerde MED TV üzerinden duyuru yaptı.
Polisin alaycı tavrına karşı onbinler yanıt oldu
Newroz sabahı saat 05.00 civarında alana giden komite üyeleri ve partililer, alanın yüzlerce asker ve polis tarafından abluka altını alındığına tanıklık etti. Sahne için kamyon kasası kurulduktan sonra ses sisteminin çalışması için alanda elektrik çekilecek yer olmadığı fark edildi. 500 metre mesafedeki bir evden çekilen kablolarla sahneye elektrik verildi. Newroz Tertip Komitesi Başkanı Bazi Aslan, o güne dair şu hatırlatmayı yaptı: “Bir komiser bize gelip, ‘Alın size Newroz alanı bakalım kaç kişi gelecek?’ diyerek alay etti. Saat 07.00’de halkın kitleler halinde alana akın etmeye başladığını gördük. Tabi polis ve asker büyük bir şaşkınlık yaşadı. Saat 10.00’a geldiğinde alan tamamen doldu. Tabi Newroz alanı çamuruyla meşhur. Oradaki Newroz’a gelen her kes dizlerine kadar çamura batacağını iyi biliyor. Yaşlı annelerimiz bile sabahtan akşama kadar dizlerine kadar gelen çamurun içerisinde öylece beklediler. Bence o gün Van Newroz’u için tarihi bir gün olarak geçti.”
Polisin tehdidi
Van’ın 2001 Newroz’unda ilk kez bir platform kuruldu ve ilk kez bir sanatçı konser verdi. 2007 yılını kadar da Newroz kutlamaları yüzbinlerin katılımıyla aynı alanda yapıldı. 2008 Newroz’una ise valilik tarafından izin verilmedi. Aslında valilik yasağa halkın nasıl bir tepki vereceğini ölçmek istedi. Demokratik Toplum Partisi’nin (DTP) öncülüğünde kutlanması planlanan Newroz, Van Valiliği’nin 21 Mart tarihi dışında kutlamaya izin verilmeyeceği kararıyla başladı. Bu karara uymayacaklarını belirten DTP yönetimi, sonraki günlerde yapılan görüşmelerden de bir sonuç çıkmayınca Newroz’u 22 Mart’ta kent merkezinin en işlek noktası olan Cumhuriyet Caddesi’nde kutlayacaklarını duyurdu. Van Valisi’nin açıklamalarıyla gerginlik artarken, dönemin Van Emniyet Müdürü Salih Kesmez ise, kutlamadan bir gün önce, “Toplumsal olaylar için yeni silahlarımız var. Yarın bu silahlarımızı göreceksiniz” şeklinde açıklama yapması tepkilere neden oldu.
Polisin müdahalesiyle iki yurttaş hayatını kaybetti
22 Mart sabahı ise kentin neredeyse tüm mahallelerinden kadın, genç, yaşlı binlerce kişi Newroz’un kutlanacağı caddeye doğru yola çıktı. İlerleyen saatlerde toplanan kitlenin sayısı onbinleri aşınca valilik ve emniyet yetkilileri, DTP’lilerle tekrar görüşerek, kitlenin dağıtılmasını istedi. Ancak Valilik binasında görüşmeler devam ettiği esnada polis, DTP önünde toplanan kitleye müdahale etti. Bunun üzerine görüşmeye son verilip, parti binası önüne gelen DTP’lilerin verdiği “Van’ın her sokağı artık Newroz alanıdır” mesajıyla, ateşler yakılıp, halaylar çekilmeye başlandı. Bunun üzerine kitleye yönelik ikinci müdahale gerçekleşti. Bu müdahalede sırasında Newroz için rengarenk kıyafetlerini giyinmiş onlarca kadın, polisler tarafından üst üste yığılarak cop ve kalaslarla darp edildi. Kadınlara yapılan bu işkence, kenti adeta ayağa kaldırdı. Olayı duyulması üzerine kentin neredeyse tüm mahalle ve sokaklarında ateşlerler yakıldı. Daha sonra DTP binası önünde toplanan kitleye dönük devam eden saldırılar sonucu başlayan çatışmalarda Zeki Erinç adlı bir yurttaş yaşamını yitirdi, 130 kişi ise yaralandı. Yaralananlardan Ramazan Dağ da bir hafta sonra tedavi gördüğü hastanede yaşamını yitirdi. 22 ve 23 Mart tarihlerinde devam eden protesto eylemleri, 24 Mart’ta Zeki Erinç’in cenaze töreni ile üst düzeye ulaştı. Hastane morgundan cenazesi alınan Erinç, 50 bin kişinin katıldığı törenle toprağa verilirken, cenazenin ardından on binlerce kişi tekrar kent merkezine doğru yürüyüşe geçti. Polisin yürüyüşe müdahalesiyle çok sayıda kişi yaralandı.
1991 yılında yakılan ateş…
1990’lı yıllarda mahalle, köy ve sokaklarda kutlanan Newroz, uzun yıllardır Van Kalesi eteklerinde büyük buluşmalara vesile oluyor. 1991 yılında Van Kalesi’nin en yüksek noktasında üç genç tarafından yakılan ateş, bugün Van Kalesi’nin eteklerinde yüzbinlerin bir ateş çemberi etrafında buluşmasıyla daha da gürleşiyor.
Kaynak: MA / Adnan Bilen