Demokratik Toplum Kongresi’nin (DTK) iki gün süren 8. Kongre 1. Genel Kurul Toplantısı sona erdi. Halkların Demokratik Partisi (HDP) Diyarbakır il binasındaki Vedat Aydın Konferans Salonu’nda “Ortadoğu krizini ulusal birlik perspektifi ve ulus ruhuyla aşacağız” başlığıyla gerçekleştirilen toplantının kongrenin sonuç bildirgesi açıklandı. Bildirgenin Kürtçesini DTK Eş Başkanı Berdan Öztürk, Türkçesini ise DTK Divan Üyesi Saliha Aydeniz okudu. Bir çok toplumsal sorun ve kriz hakkında çıkarımlarda bulunulan DTK’nin Sonuç Bildirgesi metninin bir bölümü şöyle: “o Zamanın ruhu, Türkiye ve tüm Ortadoğu’da halklar ve demokrasi güçleri arasında güçlü ittifaklar, stratejik birliktelikler kurmak, diğer yandan da dört parça Kürdistan’da Kürt Ulusal Birliğini sağlamayı emretmektedir. Başarı ve demokrasinin mutlak zaferini getirecek olan da bu temelde zamanın ruhunu doğru okumak, gereğini yapmakla mümkündür.
Ayrıca, bir baskın seçimle yapılma olasılığı olan yerel yönetim seçimlerinin önemine atıf yapılarak, demokratik siyaset kurumlarına ve bütün demokrasi güçlerine Türkiye demokrasisine, halklarımızın gerçek iradesine sahip çıkmak, kayyum sistemini tarihin çöp sepetine atmak için seferberlik ruhuyla bir çalışmayı hemen şimdi başlatmaları çağrısını yapmıştır.
Kürt Halk Önderi Sayın Abdullah Öcalan’a karşı 20 yıldır uygulanan 5 Nisan 2015 yılından itibaren de kesintisiz sürdürülen mutlak tecrit politikasını bir kez daha kınamış ve protesto etmiştir. Sayın Öcalan’a yönelik gerçekleştirilen mutlak tecrit politikası ve uygulamasını halklarımızın birlikte yaşama ve barış arzusuna, Kürt halkının varlığına ve iradesine karşı yapılmış bir saldırı olarak değerlendirmiştir. Kürt sorununun tam anlamıyla bir Ortadoğu sorunu haline geldiği gerçeğinden yola çıkarak; gerek, Türkiye’de kalıcı, adil, eşit ve özgürlükleri güvence altına alacak olan bir barışın sağlanması, gerekse de Ortadoğu’ya barışçıl demokratik eğilimleri hâkim kılmak için Sayın Öcalan’ın tarihi kişiliği, misyonu ve paradigmasının gerçek anlamda bir çözüme katkı sunacağı gerçeğinin altını çizmiştir. Bu anlamda, Sayın Öcalan üzerindeki ağır tecridin kaldırılmasının ve özgürlüğünün sağlanmasının, gerek Türkiye’de, gerekse de Ortadoğu’da demokratikleşmeye ve barışa evrilen bir sürece tarihsel bir katkı sağlayacağına olan inancını belirtmiştir.
Ortadoğu’da hüküm süren 3. Dünya Savaşı’nın birçok dengeleri altüst edeceği, eski statükonun yıkılarak yeni statükoların oluşacağı öngörüsünden yola çıkarak, dört parça Kürdistan halklarının önüne son derece tarihi fırsat ve olanaklar çıkaracağına işaret etmiştir. Bu olanakları ve fırsatları doğru değerlendirmenin ön koşulunun da, dört parça Kürdistan’ı kapsayan tarihi bir Ulusal Birlik oluşturmaktan geçtiğini ifade etmiştir. Bu bilinçle, Kürdistan halkının siyasi partileri başta olmak üzere bütün ulusal-demokratik dinamiklerine Ulusal Birlik çalışmalarına kilitlenme çağrısını yapmıştır.
AKP-MHP faşizminin kadın özgürlük mücadelesine ve kadın kazanımlarına saldırarak, devletçierkek-cinsiyetçi akla peşkeş çekmesini şiddetle kınamış, bu saldırıların kadının özgürlük mücadelemizdeki öncü rolünü engellemek ve kadın mücadelesini tasfiye etmek için gerçekleştirildiğine dikkat çekerek, faşizmin saldırılarına karşı mücadele etme kararlılığını yenilemiştir.
DTK Eşbaşkanlık Divanı başta olmak üzere, bütün bileşenleri olarak DTK’nın rol ve misyonuna, halkımızın beklentilerine ve mücadelemizin ihtiyaçlarına denk düşen bir çalışmayı yürütürken eksik ve yetersiz kalındığını belirtmiş, başta halkımız olmak üzere özgürlük hareketinin tüm bileşenlerine özeleştirisini vermiştir. Önümüzdeki dönem görevlerine büyük bir kararlılık ve mücadele bilinci yaklaşma iradesini ortaya çıkartarak tamamlanmıştır.”
DİYARBAKIR