İÇERİDEN / Hüseyin Aykol
Elazığ 1 nolu Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde bulunan Abdullah Şaşmaz, 21 Şubat 2022 tarihli mektubunda özetle şöyle diyor: “Genel anlamda sağlık durumum iyidir; yani öyle beni yataklara düşürecek bir rahatsızlığım yok. Uzun süreli cezaevinde kalmaktan kaynaklı göz ve kulaklarımda kısmen rahatsızlıklarım var. Zaten cezam bir yılın altına düştü. Normalde denetimli serbestlikle tahliye edilmem gerekiyordu ama adaletin hali ortada. Doğrusu istersen öyle bir beklentim de söz konusu olamaz. İlçe cezaevine gitmek için dilekçe yazdım ama Adalet Bakanlığı üç ya da altı ayda bir cezaevlerine bir talimat gönderip sevk sezonunu açıyor. Sevk talebinde bulunan arkadaşların hemen hemen hepsi olumsuz cevap alıyorlar. Dolayısıyla şimdilik savcılığa dilekçe yazamıyorum. Genelde mahkumların bulunduğu ilin ilçesine sevk isterse direkt savcılığa yazması gerekir; bunun bakanlık ile bir ilgisi yok aslında.
Bu nedenle Elazığ’ın Karakoçan ilçe cezaevine gitmek için sevk dilekçesi yazdım ama dilekçem işleme konulmadı. Gerçekçe ise bakanlık sevk sistemini kapatmış. Bu durumda, altı ay daha beklemem gerekiyor ki, bu durumda neredeyse cezam bitmiş olacak. Covid-19 pandemisi başladığından beri zaten telefon, revir, hastane ve mahkeme dışında koğuştan dışarı çıkamıyoruz. Mehmet Laço isimli yaşlı bir arkadaşımız var. Ağzında hiç dişi yok. İki yıldır uğraşıyor bu sorununu hallettirmek için. En son iki hafta önce hastaneye gitti. Filmleri çekilmiş, ölçüleri alınmış; umarız bu kez sorunu çözülür. Dış dünya ile pek ilgimiz kalmadı. Çünkü kendi gazetemize bile ulaşamıyoruz; sadece havuz medyası var ama onu da izlemiyoruz.”
* * *
Van F Tipi Cezaevi’nde bulunan M. Zeki İlmin, 24 Şubat 2022 tarihli mektubunda şöyle diyor: “Ben 26 yaşındayım. Cizreliyim. Batman’da 7 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırıldım. 15 Ocak 2022 günü infazı tamamlanan ‘mahkumiyetim’ başka cezaevlerinde bulunan arkadaşlara da uygulanan tahliyenin ertelenmesi uygulaması yüzünden yeterli olmadı. Bana tebliğ edilen karara göre içeride 6 ay daha kalmam gerekiyormuş. Evrensel hukukun temel ilkesi olan aleyhte değişiklikler geriye işlemez kuralına rahmet okutarak tahliyelerimiz erteleniyor.
Daha önce de size yazdığım kitaplar konusunda yaşadığım mağduriyet devam ediyor. Kaybedilen kitaplarım bulunamadığı gibi yaptığım itirazlar da kabul edilmeyip mahkeme de konunun üstünü örtmüş oldu. Memleketin içinde bulunduğu hal ve cezaevlerinin durumuna yeterince vakıf olduğumuzu bildiğimden devlet yöneticilerinin ağzında pelesenk olmuş demokrasi ve hukukun üstünlüğü nakaratlarının şahsımda ve bulunduğum cezaevinde yerle yeksan olduğunu size bildirmek istedim. Baharın müjdecisi olan cemrenin düşmesiyle baharı karşılamaya hazırlandığımız bugünlerde 21 Mart Newroz Bayramı’nı da en içten duygularla kutluyorum.”
* * *
Kırıklar 2 nolu F Tipi Cezaevi’nde bulunan Ozan Alpkaya, bulundukları cezaevinde kendilerine dayatılan yeni baskılara karşı açlık grevine girenlerden biriydi. Talepleri idare tarafından kabul edildikten sonra açlık grevine son verdiler. Alpkaya, 28 Şubat 2022 tarihli mektubunda şöyle diyor: “Tedavi, evet devam ediyor. Kimi sağlık problemleri yok değil. Ama yaşadığımız süreçler ve koşullar nedeniyle tali kalıyor. Hastane yollarında arkadaşları görmek, sarılıp hasret gidermek daha güzel ve hele direniş coşkusu da olunca sohbetlerin tadı başka oluyor. İyiyiz vesselam.
Kilo da aldık, ne de olsa yolumuz uzun ve havalar nereye evrilir belli olmaz. Zaten yeni sürgün furyası başlamış. Biz de dünden hazırız valla! Bedava seyahat ederiz bu vesileyle. Gazeteyi bilinen yaklaşım ve uygulamalar nedeniyle takip edemiyoruz. Hukuki olarak da başvuru yaptım. Bakalım sonucu göreceğiz. Bu konsept aşılmadan çoğu şey bu haliyle gidecek. Bu konsept de artık son demlerini yaşıyor gibi…”
* * *
Kırıklar 1 nolu F Tipi Cezaevi’nde bulunan Güven Usta, 3 Mart 2022 tarihli mektubunda şöyle diyor: “Hapishanelerde yaşanan arşa ulaştı. Sibel Balaç ve Gökhan Yıldırım bu sorunların çözülmesi için ölüm orucundalar. Bizler de bulunduğumuz bu cezaevinde direniyoruz. Yaşadığımız sorunlar, siyasi iktidarın dışarıda halkı, aydın ve sanatçıları susturma saldırılarından ayrı görmüyoruz. İnanır mısınız, hapishanelere kitap, dergi girmiyor. Biz okuyamıyoruz, yazmak için kaynaklara ulaşamıyoruz. Öyle ki hapishane idaresi yazmayalım diye kalemi bile taneyle veriyor bize. Bunlar ülkemizde yaşanıyor, gerçek. Nasıl ki, dışarıda genelgelerle ülkeyi yönetmeye çalışıyorlar ve her genelge aslında anayasa ve yasalara aykırı, hapishaneler de farklı değil. Bizi burada birer posa haline getirmek için kitapları, dergileri yani hayat damarlarımızı kestiler. Biz elbette teslim olmuyor, direniyoruz!”
MEKTUBU GELENLER:
————————————–
Abdullah Şaşmaz – Elazığ 1 nolu Yüksek Güvenlikli CİK
Güven Usta – Kırıklar 1 nolu F Tipi Cezaevi
Ozan Alpkaya – Kırıklar 2 nolu F Tipi Cezaevi
Bager Sayak – Sincan 1 nolu Yüksek Güvenlikli CİK
1.Zeki İlmin – Van F Tipi Cezaevi
DUYURU:
İnsan Hakları Derneği’nin Ankara Şubesi adresi değişti:
İHD Ankara Şubesi
Fidanlık Mah. Sakarya Cad. No: 32/8
Kızılay / Çankaya – ANKARA