Seydi Fırat
2022 yılının Newroz’unu kutlamaya hazırlanıyoruz. Kürdistan doğası ve toplumu eş zamanlı bir heyecan içinde. Bahar heyecanı, Newroz heyecanı, Newroz’un özgürlük ruhu, aydınlık ruhu kabına sığmayacak biçimde kutlamalara ve geleceğe rengini vurmaya hazırlanıyor.
Kürt bilgesi Êhmedê Xanî Newroz’u “kutlu bir gelenek” olarak tanımlıyor. Özgürlük mücadelesi kutlu geleneği büyük bir tutkuyla, emekle, fedai bir ruhla daha da yüceltti, daha da güzelleştirdi. Kutlu gelenek evrensel bir kabul ve takdirle insana, insanlığa ilham vermeye devam ediyor. Bunda Kürt özgürlük hareketinin yarım yüz yıllık mücadelesinin payı büyüktür.
1973 çıkışıyla başlayan süreç bu Newroz’da 50. yılına giriyor. O tarihe yön veren çıkışı, 1973 çıkışını PKK Lideri sayın Abdullah Öcalan, şöyle değerlendiriyor: “Bir küçük grup, çok az bir umutla ve çok az bir hazırlıkla 1973’ün baharını karşılamaya çalıştık. O Newroz gününde ülkemizin adını ağzımıza alalım, artık ‘Kürdistan diyelim’ dedik. Samimiydik, inançlıydık, öyle başladık ve öyle yürüyoruz.”
O tarihi yürüyüşün Diyarbakır zindan direniş durağı tam bir insanlık abidesi; Diyarbakır Zindanı’nda dayatılan zulme, Kürdün ocağını söndürme plan ve uygulamalarına karşı Mazlum Doğan’ın 21 Mart 1982’de Diyarbakır Zindanı’nda üç kibrit ile yaktığı Newroz ateşi hiç sönmedi.
Mazlum’un şahadeti Newroz’un tarihsel akışına taptaze bir ilham kazandırdı. Sömürgeciliğin yasak ve inkar uygulamaları ortaya konulan direnişle tarihin çöp sepetine gitti.
Mazlum’un meşalesinin akabinde Zekiye, Sema ve Ronahi’nin kadın cephesinde yaktıkları meşale, süreç içinde milyonların buluşmasına, eylemliğine ve Newrozlaşmasına yol açtı. Yarım asırlık mücadelenin yol açtığı büyük devrimsel gelişmenin bölgesel ve küresel düzeyde etkisi tüm yoğunluğu ile devam ediyor. Bu tarihsel bekraunt verdiği ilham ve yoğunlukla 2022 Newroz’unu karşılanıyor. Bakur’uyla, Başur’uyla, Rojava’sıyla, Rojhilat’ıyla. Kadınıyla, erkeğiyle, yaşlısıyla, genciyle, direneniyle, dostluk ve dayanışma içinde olanıyla karşılanıyor. Karşılama güzel ve anlamlı olacak!
Dünya Ukrayna’ya odaklanmış durumda. Ukrayna’daki işgali, yıkımı sorguluyor, sorgulaması gerekiyor. Tarafların buna yol açan tutumları, politikaları daha fazla sorgulanmalı ve bertaraf edilmeli, tehlike ve belirsizlik sürüyor.
Beri taraftan Efrîn, Serêkanê, Rojava işgali var. Şengal soykırımı var. Tüm bu alanlar üzerinde Türkiye’nin, AKP iktidarının işgal ve saldırı uygulamaları devam ediyor. Ama bu taraftaki yıkım ve işgal görmezlikten geliniyor. Bu tarafta işgal ve katliam uygulamaları altında nefes alıp verenler, direnenler sorgulanmak isteniyor.
İşgal ve işgalci güzellemesine varan tutumlar ve politikalar bu tarafta bolca sergilendi. Çifte standartlık, iki yüzlülük bir insanlık değeri olamaz, ne ahlakidir ne de adaletli; kötülüğün siyasetidir.
Kötülüğün siyasetine karşı özgürlüğün, adaletin, barışın ve çözümün siyasetini yükseltmek büyük önem arz ediyor. Bu açıdan Newroz eylemliliği, toplumsal katılımı süregiden çifte standartlığa anlamlı bir cevap olacaktır.
Tecrit bir insanlık suçudur. Sayın Öcalan 24 yıldır ağır bir tecrit altında. 24 yıldır insanlık dışı muameleye maruz kalıyor. Tecrit uygulamasını, tutsaklık uygulamasını kırmak, yarım asırlık tarihe anlamlı yaklaşımın bir gereğidir.