16 yıllık tutukluluğun son 7 yılında tek kişilik hücrede tutulan Resmiye Vatansever, umutları büyüten kadınların artık iktidarların tek korkusu olduğunu söyledi
Kimliği, özgürlüğü için, kadına yönelik şiddete “dur” demek, kadın yoksulluğuna, doğa talanına, emeğini yok sayan politikalara karşı direnişi kuşanan kadınlar, “erkek-devlet-yargı” üçlemesinde bir cezalandırma ile karşı karşıya kalıyor. Erkek-devlet şiddetinin hedefi olan kadınlar ise, bulundukları her alanı direniş ve mücadele mekanlarına dönüştürüyor. Sistematik işkence ve tecavüze maruz kaldığı Kandıra 1 Nolu F Tipi Cezaevi’nde yaşamını yitiren Garibe Gezer, bu direnişin sembolü oldu. Baskı, şiddet ve tecavüz kültürüne karşı verilen mücadelenin de sembolü olan Gezer’in bulunduğu Kandıra Cezaevi’nde tutulan Resmiye Vatansever (49), gönderdiği mektup aracılığıyla kadınların verdiği mücadeleyi anlatarak, 8 Mart mesajını paylaştı.
7 yıldır hücrede
16 Mayıs 2006 tarihinde tutuklanan ve ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilen Resmiye Vatansever, 16 yıldır tutuklu. Vatansever, son 7 yıldır da tek kişilik hücrede tutuluyor. 16 yılda yaşadıklarına dair Vatansever, şunları aktardı: “Defalarca çıplak arama işkencesi yaşadım. Fiziki ve psikolojik saldırılara uğradım. 16 yılın tamamına yakınında disiplin cezaları verildi. Ayrıca ağırlaştırılmış müebbet tutsaklığı süresi sınır olmayan bir ceza türü olduğu için ve bunun bir işkence olması dolayısıyla da özgün bir işkence türüyle karşı karşıya kaldım.”
İktidarın korkusu
Kadınların artık iktidarın tek korkusu olduğunu aktaran Vatansever, iktidarların kadın iradesini kırmak için cezvelerinde “dehşet hikayeler” oluşturmaya ihtiyaç duyduğunu ifade ederek, “Bizlerin de yaşadıkları iktidarın çaresizliğinin sonucudur. Ağır süreçleri en çok kadınlar göğüslüyor. Bu da bize, günümüz devrimlerinin kadın devrimleri olduğu gerçeğini sadece biz tarafından değil, düşmanımız tarafından da görüldüğünü, bilindiğini anlatıyor” dedi.
Öfkemiz birleşti
Kadınların demokratik alanlarda umutları büyüttüğünü vurgulayan Vatansever, “Garibe Gezer direnişçi bir Kürt ailesinde doğmuş bir Kürt kadınıydı. Kendisine ve ailesine yapılan tüm saldırılar Kürt halkına ve Küt kadınlarına yapılanları görmek açısından tipik bir örnekti. Garibe şahsında hepimiz Kürt’tük, hepimiz kadındık ve hepimiz faşizmin zindanlarında tutsaktık. Böylesine canımız yandı. Ama aynı zamanda hepimiz hesap sormamız gerektiğini bir kere daha gördük ve bunun için kenetlendik. Öfkemiz birleşti ve ‘Bundan sonra hiçbir kadın tacize, tecavüze karşı yalnız kalmamalı’ dedik. Benim açımdan mücadele artık Garibe için de verilmesi gereken bir sorumlulukla devam edecek” diye belirtti.
8 Mart mesajı
Vatansever, yaklaşan 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’ne ilişkin ise şunları söyledi: “Kadınlara 8 Mart mesajını hücrelerden vermek yerine alanlara çıkıp, onlarla omuz omuza slogan atmayı çok isterdim. 8 Mart için veya başka bir nedenle onlara ulaştıramadığımız, onların bilmediği yeni bir mesajımızın olabileceğini de düşünüyorum. Ortak aklın her kadında potansiyel olarak bulunduğunu düşünüyorum. Yeter ki kendi zincirlerini kırmaya başlayarak harekete geçmeleri gerektiğini gecikmeden görsünler. Bu yıl alanlarda yepyeni yoldaşlarımız olacak. Her birini yüreklerinden öpüyorum, serkeftin.”