Sakarya’da bulunan Havai Fişek Fabrikası’nda 7 işçinin yaşamını yitirdiği patlamayla ilgili mahkemenin ‘olası kast’tan ceza vermemesi nedeniyle avukatlar davayı istinafa taşıyacak
Sakarya’nın Hendek ilçesindeki Büyük Coşkunlar Havai Fişek Fabrikasında 3 Temmuz 2020’de gerçekleşen patlamada, 7 işçi hayatını kaybederken, 127 işçi ise yaralanmıştı.
Patlama sonrasında Sakarya Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından açılan soruşturmada işverenler dahil 7 kişi yargılandı. Mahkeme yargılama sonucunda, iş güvenliği uzmanı Aslı Bozkurt’a, sorumlu personel Ahmet Çağrıcı’ya, genel ustabaşı Erşan Öztürk’e, fabrika sorumlu müdürü Asiye 6 yıl 8’er ay, genel ustabaşı Hasan Ali Velioğlu’na 12 yıl 6 ay, fabrika sahipleri Yaşar Coşkun ve Ali Rıza Ergenç Coşkun’a ise 16 yıl 3’er ay hapis cezası verdi.
‘Kararı istinafa taşıyacağız’
MA’dan Kadir Güney’e dava hakkında değerlendirmelerde bulunan Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) üyesi avukat Özge Serdar, patlama sonrası alana gittiklerini ve işçilerin canının hiçe sayıldığını belirterek, patlamanın olduğu gün işveren ve denetim yapmayan kamu birimleri hakkında suç duyurusunda bulunduklarını ifade etti.
Mahkemenin verdiği kararın olası kast yönünden olmadığını belirten Serdar, davayı istinafa taşıyacaklarını söyledi.
Serdar, “İster susarak, görmezden gelerek, ister fiili olarak tüm sanıkların yaptıkları veya yapmadıkları her fiil ile göz göre göre 7 kişinin ölmesine sebep oldular. Görevini yapmayan herkesin eli kana bulanmıştır. Mahkemenin gerekçesini merakla bekliyoruz.” ifadelerini kullandı.
Soma bir örnek
İş cinayetlerinin yargılamalarının politik olduğunu vurgulayan Serdar, “ Hakimlerin bağımsız karar verdiği noktada neler yaşandığını Soma dosyasından hatırlıyoruz. Yargıtay Ceza dairesinin olası kasttan ceza verilmesi gerektiğini söyleyen kararını, bu karara imza atan heyetin bir kısmını görevden alarak iktidar yakını olduğunu bildiğimiz üyeleri atayarak verilen kararı kaldırttı. Sermaye sınıfı ve iktidar sarı öküzü yedirmemeye kararlı. Her alanda mücadelemiz sürecek. Bizim yerimiz işçi sınıfının yanı ve biz bir işçi daha hayatını kaybetmesin diye sesimizi onlarla birlikte yükselteceğiz” şeklinde konuştu.
DİSK: Daha öncede patlamalar oldu
Patlama sonrası açılan davayı DİSK adına takip eden Yönetim Kurulu üyesi Seyit Aslan ise, burayı sadece bu patlama üzerinden değerlendirmemek gerektiğinin altını çizerek, “Bu işletmede daha önce defalarca patlamalar yaşanıyor, hayatını kaybedenler oluyor. Her defasında bu fabrika isim değiştirerek üretimine devam ediyor. Herhangi bir yaptırım söz konusu olmadı” dedi.
Patronların dokunulmazlığı
Son patlamadan sonra devletin bütün yetkililerinin olay yerine geldiğini anımsatan Aslan, “Büyük Coşkunlar’ın sahibinin dokunulmazlığı olduğu açık. Çok derin ve farklı ilişkileri olduğu açık. Dolayısıyla bu kadar devleti yönetenler tarafından içli dışlı bir ilişki ağı olması da dava sürecinin nasıl seyir edeceğinin açık bir kanıtıydı” diye belirtti.
Ne üretildiği araştırılmadı
Bütün duruşmalarda işverenlerin “Burada bilinmeyen bir şey yok. Burada devletin bütün kurumları bizim nasıl bir üretim yaptığımızı biliyorlar” şeklinde savunma verdiğini hatırlatan Aslan, bu ifadelerin işyeri çalışma koşulunun bütün düzen tarafından kabullenildiğini gösterdiğini söyledi. Aslan, “Hayatını kaybedenlerin ailelerinden birisi savcılıktan bu işletmede ne üretildiğinin araştırılmasını talep etti. Bu iddiayı savcılık araştırmadı” dedi.
Avukatlar tehdit etti
“İyi hal indirimi yapılması bu cinayeti ikinci defa işlemek demektir” diyen Aslan, duruşma boyunca sanıkların aile ve avukatları tehdit ettiğini de söyledi.
Davanın bundan sonraki süreçlerini de takip edeceklerini dile getiren Aslan, “Eğer bağımsız bir yargı varsa bu kararın bozulup geri gelmesi gerekir. Çok açık bir ihmaller zinciri var. Bunun yargı tarafından aklanılmasına izin vermeyeceğiz” diye konuştu.