Birleşik İşçi Kurultayı, Dev Yapı-İş Sendikası ve İnşaat-İş Sendikası, Finans Merkezi şantiyesi önünde iş cinayetinde hayatını kaybeden Duran Baysal’ı andı
Birleşik İşçi Kurultayı, Dev Yapı-İş Sendikası ve İnşaat-İş Sendikası, iş cinayetinde hayatını kaybeden Duran Baysal’ı Ataşehir’de bulunan Finans Şehir Merkezi önünde yaptığı basın açıklamasıyla andı. Anmada, “İş cinayetlerini örgütlenerek durduracağız. Devrimci inşaat işçisi Duran Baysal kavgamızda yaşıyor” pankartı açıldı.
Açıklamayı Dev Yapı-İş Sendikası üyesi Şahin Uçar okudu. Türkiye Mühendis ve Mimarlar Odalar Birliği’nin (TMMOB), Kozlu’da 263 maden işçisinin hayatını kaybetmesine dikkat çekmek için 3 Mart tarihini “İş Cinayetlerine Karşı Mücadele Günü” olarak ilan ettiğini vurguladı.
Özelleştirme, taşeronlaştırma
Sınıf mücadelesinin yıllar içinde toplumsal bir duyarlılığın geliştiğini ancak iş cinayetlerinde eksilmenin olmadığına dikkat çeken Uçar, her yıl binlerce işçinin iş cinayetinde hayatını kaybetmeye devam ettiğinin altını çizdi. Uçar,“Özelleştirme, taşeronlaştırma, sendikasızlaştırma, esnek istihdam biçimleriyle iş güvencesinden ve denetimden muaf bir çalışma yaşamı hakim kılındı. İşçiler her yerde düşük ücret, ağır çalışma koşulları, kayıt dışı çalışmayla karşı karşıya kaldılar” diye belirtti.
2 bin 170 işçi hayatını kaybetti
İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi’nin (İSİG), verilerine göre 2021 yılında en az 2 bin 170 işçinin iş cinayetleri sonucu yaşamını yitirdiğini belirten Uçar, 2022 Ocak ayında ise 111 işçinin hayatını kaybettiğini söyledi. Uçar, “Evet, insanlık bugün uzaya mekik gönderebiliyor ama inşaatlarda, madenlerde, fabrikalarda, yollarda işçilerin hayatını kurtaracak önlemler ne hikmetse alınmıyor” dedi.
Ücretli kölelik
İşçi sağlığı ve güvenliğinin salt bir denetim sorunu olmadığının altını çizen Uçar, bu sorunun sınıfsal bir sorun olduğunu vurguladı. Uçar, “Nasıl ki işçi cinayetleri kâr odaklı üretim ilişkilerine dayanıyorsa, kârın artırılması için taşeronlaşmanın, güvencesiz istihdam biçimlerinin, kayıt dışılığın sermaye tarafından yaygınlaştırılıp egemen hale getirilmesine dayanıyorsa; işçi sağlığı ve güvenliği mücadelesi de ücretli kölelik düzenine karşı, sınıfsız sömürüsüz özgür bir dünya mücadelesinin bir alanı olarak ele alınmak durumundadır” diye belirtti