Cumartesi Anneleri, 28 yıl önce gözaltında kaybedilen ve dosyası zaman aşımına bırakılarak kapatılan üniversite öğrencisi Cüneyt Aydınlar’ın akıbetini sordu. Aydınlar’ın annesi Menekşe Aydınlar eylemde, ‘Adalet istiyoruz’ dedi
Kayıplarının akıbetini sormak ve faillerin bulunması için her hafta Galatasaray Meydanı’nda bir araya gelen Cumartesi Anneleri, pandemi koşulları nedeniyle eylemlerini bu hafta da online gerçekleştirdi. Cumartesi Anneleri 883’üncü hafta eylemlerinde 20 Şubat 1994 tarihinde Bakırköy’deki Ömür Durağı’nda polisler tarafından gözaltına alınan ve bir daha kendisinden haber alınamayan İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi öğrencisi Cüneyt Aydınlar’ın akıbeti soruldu. Açıklamada ilk olarak Cüneyt’in annesi Menekşe Aydınlar söz alarak, “Cüneyt 28 sene önce gözaltına alındı ve o tarihten bu yana kayıptır. 9 gün gözaltında kaldı. O günden bu yana haber alamıyoruz. Adalet istiyoruz. Bulunmalarını istiyoruz. Galatasaray’dan vazgeçmiyoruz. Oğluma ne yapmışlarsa açığa çıksın” diye seslendi.
‘Annem 7 yıl boyunca kanepede bekledi’
Ardından konuşan Cüneyt Aydınlar’ın kardeşi Emrah Aydınlar, 28 yıl önce abisinin gözaltına kaybedildiğine işaret ederek, ailecek yaşadıklarını anlattı. Cüneyt’in ailenin ilk çocuğu olduğunu söyleyen Emrah, “1994 yılında abimin Gayrettepe Siyasi Şube tarafından gözaltını duyduğumuzda ailecek yıkıldık. 28 Şubat’ta ‘ölüme hazır mısın’ denilerek yer gösterme bahanesiyle götürüldüğü Çukurcuma’da kaybedildi. Sonrasında abimi bulmak için yaptığımız tüm hukuki başvuru ve eylemler reddedildi ve engellendik. Daha sonra bizler Cüneyt’in geleceği umudu ile beklemeye başladık. Annem 7 sene boyunca kapının önüne koyduğu kanepede bekledi. Ama 28 yıl geçti abim yok. Cüneyt nerede? Artık annemin konuşacak mecali kalmadı. Yeğenleri onu tanımadan büyüdü. Mücadelemizden vazgeçmiyoruz” dedi.
Karakolda işkence yapıldı
Cüneyt Aydınlar’ın amcası Recep Aydınlar da yeğeninin karakolda işkenceye maruz kaldığını anlatarak, 28 yıldır yakınlarının akıbetini sorduklarını ve sormaya devam edeceklerini söyledi. Recep ayrıca failler ile yüzleşmek istediklerini devletin de bunla yüzleşmesi gerektiğini ifade etti.
İşkenceden yürüyecek durumda değildi
Daha sonra da Cüneyt Aydınlar’ın aile avukatı İnsan Hakları Derneği (İHD) Eşbaşkanı Eren Keskin söz alarak dosya hakkında bilgi verdi. Av. Keskin, Aydınlar’ın 15 arkadaşıyla birlikte Bakırköy’de gözaltına alındığını hatırlatarak, “Savcılıkta gözaltına alındığına dair kaydı var. Ayrıca arkadaşlarının da şahitlikleri var Cüneyt Aydınlar’ın birkaç gün sonra ‘hazır mısın ölüme’ denilerek gözaltı merkezinden çıkarıldığı konusunda. Daha sonra Cüneyt Aydınlar’dan hiç haberimiz olmadı. Arkadaşları çıkarıldığı mahkemeye ama Cüneyt çıkarılmadı. Daha sonra biz onun yer gösterme gerekçesi ile götürüldüğü yerlerde inceleme yaptık. Beyoğlu’nda yer gösterme amacıyla Esmer Bardakçı’nın evine götürüldüğünde çok yorgun ve bitkin olduğunu Esmer Bardakçı bize anlattı. Ve ona ‘Teyze bu getirildiğim 25. ev’ demiş. Daha sonra sokakta oynayan çocukların verdiği bilgiye göre de bir silah sesi duyulmuş. Bugüne kadar devlet yetkilileri, resmi yetkililer hep Cüneyt Aydınlar’ın kaçtığını söylediler. Ancak o kadar işkence görmüş, yürüyemeyecek durumda ve onlarca polisin olduğu bir ortamda Cüneyt’in kaçmış olması mümkün değil. Bugüne kadar Cüneyt’in kaybedilmesine dair iç hukukta hiçbir sonuç alınamadı” diye konuştu.
Hakikat talebimizde ısrar ediyoruz
883. hafta basın açıklamasını ise İHD Mersin Şube Eşbaşkanı Gönül Sonbahar okudu. “Cüneyt Aydınlar’ı aramaktan vazgeçmeyeceğiz” diyen Gönül, “Hukuktan ‘arındırılmış’ bir yargı sisteminin yarattığı adaletsizlik ortamında hakikat ve adalet talebimizde ısrar ediyoruz. Anayasadan, yasalardan, evrensel hukuktan bahsetmenin hiçbir karşılığının olmadığı koşullarda yılgınlığa kapılmadan hukuku savunmaktan vazgeçmiyoruz. Biliyoruz ki insanı çaresizliğe sürüklemeyi amaçlayan bu koşulları aşmanın, barışı, demokrasiyi, hukukun üstünlüğünü yakalamanın başka da bir yolu yok” dedi.
28 yıl oldu
883. haftalarında Menekşe Aydınlar’ın “28 yıl oldu. Bilmeye hakkım var; oğluma, gözbebeğime ne oldu?” sorusunu devleti yönetenlere ve adli makamlara birlikte sorduklarını ifade eden Sonbahar, Aydınlar’ın gözaltına alındıktan sonra aradan geçen 28 yıla rağmen bir haber alınamadığını belirtti. Tanıklara rağmen İstanbul Emniyeti’nin, Cüneyt Aydınlar’ı soran ailesine ve İnsan Hakları Derneği avukatlarına “28 Şubat 1994 tarihinde yer göstermeye götürdük, elimizden kaçıp kayıplara karıştı” cevabını verdiğini paylaşan Sonbahar, “Bugüne kadar Cüneyt Aydınlar’ın akıbetini açığa çıkartacak, onu kaybedenleri yargılayarak ceza adaletini sağlayacak idari ve adli bir süreç işletilmedi” diye ekledi.
Dosya kapatıldı
Ailenin başvurduğu tüm yetkili mercilerin polisin firar senaryosunu esas aldığını vurgulayan Sonbahar, “Savcılar olayı soruşturmak yerine, Cüneyt hakkında firar ettiği iddiasıyla yakalama kararı çıkardı. Hâkimler, Cüneyt’i kaybeden polisler hakkında beraat kararı verdi. Cüneyt Aydınlar dosyası evrensel hukuka aykırı olarak, zaman aşımı gerekçe gösterilerek kapatıldı. Gözaltına alınan kişiler devletin koruması altındadır ve yetkililer bu kişileri korumakla sorumludur. Gözaltına alındıktan sonra akıbeti belli olmayan, aradan geçen 28 yıla rağmen kendisinden haber alınamayan Cüneyt Aydınlar’ın yaşamından devletin sorumlu olduğu açıktır” ifadelerini kullandı.
Kaç yıl geçerse geçsin vazgeçmeyeceğiz
Gözaltında kaybedilişinin 28. yılında bir kez daha Cüneyt Aydınlar dosyasında maddi gerçeği açığa çıkartacak etkinlikte bir soruşturma-kovuşturma yapılması ve faillerin işledikleri ağır suçla orantılı olarak cezalandırması taleplerini tekrarlayan Sonbahar, “Kaç yıl geçerse geçsin Cüneyt Aydınlar için, tüm kayıplarımız için adalet istemekten devletin evrensel hukuk normları içinde hareket etmek zorunda olduğunu hatırlatmaktan, 184 haftadır bize yasaklanan kayıplarımızla buluşma mekânımız Galatasaray’dan vazgeçmeyeceğiz” dedi.
İSTANBUL