DBP’li Yenişehir Belediyesi Eşbaşkanı Ülkü Baytaş, belediyelerine kayyum atandıktan sonra kapatılan kadın kurumlarının yerlerine Kuran kursları açıldığını ve kadınların yaşamdan izole edilmeye başlandığını söyledi
Esra Solin Dal/Diyarbakır-MA
Mart 2014 yılında yapılan yerel seçimlerde, Demokratik Bölgeler Partisi(DBP) adayları Selim Kurbanoğlu ve Ülkü Baytaş, yüzde 50 oranında oy alarak Yenişehir Belediyesi Eşbaşkanlığına seçildi. 2 yıl 8 aylık çalışmalarının ardından Kurbanoğlu ve Baytaş,İçişleri Bakanlığı tarafından Aralık 2016’da görevden alınarak yerlerine kayyum atandı. Ülkü Baytaş, belediyecilikte kayyum öncesi ve sonrası yaşanan değişimleri değerlendirdi.
‘Kadın kurumları kapatıldı’
DBP’li belediyelere kayyum atanmasıyla birlikte belediyelere bağlı çok sayıda birimin kapatıldığını, yerine ranta dayalı uygulamaların getirildiğini aktaran Baytaş, “”Kayyum atanmadan önce bizim esas aldığımız; demokratik, ekolojik ve kadın özgürlükçü belediye anlayışı vardı. Örneğin; kadın meclisleriyle sorunlara birlikte çözüm olma anlayışı vardı. Belediye çatısı altında çalışan bütün kadınların birbiriyle ilgili fikirleri vardı. Çünkü bu insanlar kente dahildi ve kentin içinde yaşıyorlardı.Kadınlar kamusal alanda ilk kez bir kentin onlara ait olduğunu hissetti.Kayyumdan sonra, kurumlar kapatılarak kadınlar yaşamdan izole edilmeye başlandı” dedi.
‘Kadınlara ‘oturun’ denildi’
Temsiliyetinin gasp edilmesiyle kadına karşı bir tavır takınıldığına vurgu yapan Baytaş, “Kadının hakkını gasp etmek,tüm toplumun hakkını gasp etmekle eş değerdir.Kadının kendisitoplumsaldır ve bir ülkenin gelişiminin ilk ayağıdır. AKP kayyumu gelir gelmez ilk işi kadın ve kültür çalışmalarını yok etmek oldu. Birçok yerde sığınma evlerinde çalışma yürüten kadınlara kayyum tarafından ‘siz oturun yerinizde bir şey yapmayın, zaten maaşınızı alıyorsunuz’ denildi.Kadının derdi sadece maaş ve gereksiz bir işmiş gibi yaklaşılan bir bakış açısı kadınlara dayatılıyor.Kadınlar elbette ki bunu kabul etmeyecekler. Mesele, kadının kendi emeğiyle ortaya koyduğu bütün birikimleri ortadan kaldırmaktır” diye konuştu.
‘Kurumlar Kuran kursu oldu’
Eşbaşkanlık sisteminin toplumsal yaşamı ifade ettiğini aktaran Ülkü Baytaş, sözlerine şöyle devam etti: “Eşbaşkanlık dünyada belki de tek örneğini yaşadığımız ama hızla gelişen ve toplumun içinde yaygın olarak kabul gören bir çalışma biçimiydi. Asıl gasp etmek istedikleri bu toplumsal gelişimdi.Kayyumlardan sonra kente bulunan kadın kurumları, kadın müdürlüklerinin çoğu Kuran kursu veya benzeri yerlere çevrildi.Kadına,Kürt kültürüne ait ne varsa yabancı ve yerel halkla ilgisi olmayan garip isimler verilerek değiştirildi. Bu değişimle birlikte AKP zihniyetinin yaşam biçimi ve tarzınınKuran kurslarıyla özdeşleştirilerek kendini örgütlemeye çalıştığını görüyoruz. Bu kursların çoğunda aslında Allah’ı anlatmaktan çok, bir asimilasyon ve devşirme yapılıyor; çocuk ve gençler yoz bir hayatın içine çekiliyor.”