İdlib operasyonu ile ilgili değerlendirmelerde bulunan yazar Hamide Yiğit, Türkiye’nin Ortadoğu’ya dönük bir hayalden ibaret olan ‘Yeni Osmanlı’ politikasının gelinen noktada çöktüğünü söyledi. Yiğit, ‘Türkiye Ortadoğu’da rüzgar ekti, fırtına biçti’ dedi
Suriye rejiminin operasyon hazırlığında olduğu İdlib, gündemin merkezinde. El Kaide uzantılı El Nusra Cephesi’nin yeni adıyla Heyet Tahrir El-Şam’ın (HTŞ) ve Türkiye destekli ÖSO ile bağlantılı kimi unsurların kontrolündeki kente yönelik hazırlıkları yapılan operasyon öncesi dün Rusya, İran ve Türkiye’nin katılımıyla toplanan Tahran Zirvesi’nde, Türkiye’yi memnun edecek bir sonuç çıkmadı. Suriye’deki gelişmeleri yakından takip eden yazar Hamide Yiğit, İdlib konusunda MA’dan Bilal Seçkin’e değerlendirmelerde bulundu. İdlib’in 8 yılına giren Suriye savaşının finali olduğu görüşünde olan Yiğit, İdlib’in, Suriye’nin birçok cephesinden tahliye edilen selefi grupların taşındığı bir bölge olduğunu hatırlattı ve bu durumun ciddi riskler taşıdığını vurguladı. Gelinen noktada operasyonun kaçınılmaz olduğunu söyleyen Yiğit, “Şu an gerçekleştirilen mevzi saldırıları, operasyonu geniş çaplı başlayacağının ilk kararlı adımlarıdır. Henüz tam anlamıyla İdlib operasyonu başlamadı. Suriye ve Rusya, bu saldırılarla Türkiye’ye, ABD’ye ve ABD’nin batılı müttefiklerine bir kararlılık mesajı veriyor. Adım adım bu operasyon başlatılmış görünüyor. Yine Türkiye’nin bu konuda net karar vermesini sağlamak ve üçlü zirvede Türkiye’ye kararlılıklarını göstermek istiyorlar” dedi.
‘Artık Türkiye’nin meselesi’
Türkiye’nin ise operasyon sürecini uzatmak istediğini de dile getiren Yiğit, bu ise şöyle açıkladı: “Çünkü İdlib savaşı tümüyle Türkiye’nin meselesidir. Suriye tarafından da bu savaşa öyle bakılıyor. Türkiye de bunu biliyor. Bunun en büyük sebebi İdlib’in Türkiye’nin garantör olduğu cihatçıların mekanı olmasıdır. Türkiye ile açılan kapı üzerinden orası yığıldı ve diğer bölgelerden tahliye edilmeyi kabul eden bütün cihatçıların tercih ettiği yerdir. Türkiye açılan güvenlik kapısı gözüyle bakılıyor. O yüzden mesele Şam Hükümeti tarafından da Suriye’den çok Türkiye’nin meselesi olarak görülüyor.” ABD’nin İdlib denkleminde olmadığını, ancak çeşitli tehditlerle müdahil olmak istediğini vurgulayan Yiğit, Türkiye’nin ise bu denklemden kurtulmak istediğini fakat kurtulamadığını ifade etti. Bu yüzden “tüm belanın” Türkiye üzerinde kaldığını kaydeden Yiğit, “Türkiye bu yüzden ABD ve AB ülkelerini sürece dahil etmek istiyor. Türkiye, Avrupa ülkelerini, hem cihatçı transferiyle hem de göç dalgalarıyla tehdit ederek sürece dahil etme peşinde” dedi.
Kürtlerin pozisyonu
Operasyon hazırlıkları sürecinde Kürtler ile Şam hükümeti arasında yapılan görüşme üzerinde de duran Yiğit, Kürt güçlerinin de “cihatçı potansiyellerin Afrin ve Cerablus’a kaymasını önlemek için bir tedbir almaya çalıştığını” söyledi. Yiğit, “Zaten Afrin Oprasyonu’ndan sonra kent nüfusu değiştirildi, Doğu Guta’dan ve çevre yerlerden tahliyelerin hepsi oraya yerleştirildi vs. Kürt güçleri İdlib Operasyonu ile bunun önüne geçmek için ‘Afrin operasyonu’nu başlatabiliriz’ açıklamasında bulundu. Diğer yandan eğer İdlib, Doğu Guta, Kuneytra, Dera süreçleri gibi sonuçlanırsa kesinlikle açılacak tek kapı, Kürtlerle birlikte Suriye’deki dinamiklerin çözüm masasına oturması meselesi olacaktır. Bundan sonra masada siyasi çözüm ve sadece Suriye’nin gerçek sahipleri bu müzakere masasında olacak” dedi.”
‘Yeni Osmanlı’ hayal
AKP iktidarının Suriye konusunda geride kalan süreçteki sorumluluğu üzerinde de duran Yiğit, şu değerlendirmede bulundu: “İdlib sürecinde bugün geldiğimiz noktaya iki sene önceden ‘Türkiye ciddi bir çıkmazın içerisine girecek’ diyorduk. O zamanlar söylediklerimizi bugün havuz medyasının bütün kalemleri itiraf niteliğinde ‘yanıldık, büyük bir bela başımıza geliyor’ demeye başladılar. Hükümetin de itirafları bir bir dökülmeye başladı. Biz o zaman söylediklerimizden şu an yargılanıyoruz fakat hükümetin kendisi bugünlerde politikalarının yanlışlığını itiraf ediyor. Türkiye’nin Suriye politikası eninde sonunda iflas edecekti çünkü Suriye, Büyük Ortadoğu Projesi’nin iflas ettiği alandır. Türkiye’nin Ortadoğu’ya dönük ‘Yeni Osmanlı’ politikasının tamamen bir hayalden ibaret olacağı belliydi. Türkiye Ortadoğu’da rüzgar ekti, fırtına biçti. Türkiye’nin, Türkiye halklarının başına bu belayı açan AKP hükümetini kendisidir.
İSTANBUL