ATK’nin Kürt siyasetçi Aysel Tuğluk hakkında verdiği kararın siyasi olduğunu belirten kadın hukukçular, ‘ATK Adalet Bakanlığına bağlı siyasi bir kurum. Hekimlik değerlerinden uzak değerlendirmelerle hasta tutukluların ölümüne yol açtığını maalesef görüyor ve yaşıyoruz’ dedi
Kocaeli Kandıra F Tipi Kapalı Cezaevi’nde tutulan ve demans tanısı konulan siyasetçi Aysel Tuğluk, Adli Tıp Kurumu (ATK) tarafından verilen “cezaevinde kalabilir” raporu nedeniyle tahliye edilmiyor. Tuğluk’un tahliye edilmesini talep eden kadın avukatlar, Mezopotamya Ajansı’ndan (MA) Esra Solin Dal ve Doğan Kaynak’a konuştu. Avukat Yelda Koçak, mahkemenin verdiği görevi ve talebi, ATK’nin yerine getirmediğini belirterek, “Mahkeme, ‘Aysel Tuğluk, savunmasını yapabilecek bir durumda mı? Şu anda sağlık durumu nasıldır? Gelip burada savunma yapabilir mi?’ sorusunu soruyor. ATK ise fiillerin işlendiği ve 5 yıl önce işlenen olaylarla ilgili, o dönem ki cezai ehliyetini tartışmış” dedi.
Onurlu bir tedavi sürecine geçilmeli
ATK raporunun etik bir rapor olmadığını belirten Koçak, mahkemeden ATK raporunun yeniden değerlendirilmesini istedi. Koçak, “Mahkemeye aydınlatıcı bir cevap verilmemiştir. Bu rapor içerisinde de Aysel Tuğluk’un sağlık durumunun kötü olduğuna dair belirtiler yer almaktadır. Bu nedenle bütün hasta tutsaklar gibi, Tuğluk’un da, onurlu bir tedavi süreci yaşayabilmesi için tahliye edilmesi gerektiğini ve infazının ertelenmesi gerektiğini düşünüyoruz” diye belirtti.
Tuğluk’un serbest kalmasını istiyoruz
Avukat Destina Yıldız, ATK’nin verdiği kararların, hukuka aykırı ve bilimsellikten uzak raporlar olduğunu söyledi. Tedaviyi devam ettiren ve teşhisi koyan sağlık kurullarının verdiği raporlarda Tuğluk’un cezaevinde kalamayacağının belirtildiğini hatırlatan Yıldız, ATK’nin “kalabilir” raporunun çelişkili bir durum olduğunu vurguladı. Yıldız, tutukluların bu koşullarda cezaevlerinde ölüme mahkum edildiğinin altını çizerek, şunları söyledi: “Kadın cinayetlerinde de olduğu gibi cezaevlerinde de kadınlara kaşarı politik bir tutum sergileniyor. Bu da kararların siyasi saiklerle verdiğini gösteriyor. Çünkü ATK dosya üzerinden doğrudan bir inceleme yapmıyor. Hastanın teşhisinde ve tedavisinde, doğrudan bir gözlemi yok. Tamamen önüne gelen bir dosyayla karar veriyor. Bu şekilde zaten sağlıklı bir şekilde karar vermesi mümkün değil. Tuğluk’un serbest kalmasını istiyoruz. Cezaevinde kalamayacak durumda. Tedavisinin yapıldığı sağlık raporları da dikkate alınarak tahliye edilmesini istiyoruz.”
Taleplerimizi dile getirmeye devam edeceğiz
Tuğluk’un demans hastalığının cezaevinde tedavisinin mümkün olmadığını belirten Avukat Özge Serdar, “ATK var olma amacının dışına çıkmış durumda. Son zamanlarda özellikle siyasi hasta tutuklulara yönelik ATK’nin verdiği kararlar siyasi kararlardır. Hiçbir karara güvenecek bir durumumuz da yok. Bu yüzden bizde fiili olarak, meşru haklarımızın peşine düşeceğiz. Sokaklarda, baro önünde, adliyelerde, alanlarda her yerde haklı taleplerimizi dile getirmeye devam edeceğiz. Aysel Tuğluk’unda bir an önce, serbest bırakılması ve tedavi olması gerekiyor. Onun için mücadele etmeye devam edeceğiz” diye konuştu.
ATK Adalet Bakanlığına bağlı siyasi bir kurum
Avukat Meral Hanbayat, Tuğluk’un da diğer hasta tutuklular gibi zor bir süreç yaşadığını belirtti. Tuğluk’un legal siyasi çalışmalarının illegalize edildiğinin altını çizen Hanbayat, Tuğluk’un bu şekilde cezalandırıldığını ifade etti. ATK’nin verdiği raporu değerlendiren Hanbayat, ATK’nin taraflı olduğunu ve kararlarının siyasi olduğunu belirtti. Hanbayat, “Aralık ayından bu yana 9 tutuklu hayatını kaybetti. Bunların çoğu ağır hasta tutukluydu. Üniversite ve devlet hastanelerinin verdiği rapor, infaz ertelemesi için yeterli olmuyor. İnfaz kanunundaki temel düzenlemenin ATK’nin infaz erteleme konusunda ki raporları onaylaması ya da infaz ertelemesi için görüş bildirmesi lazım. Maalesef ATK Adalet Bakanlığına bağlı siyasi bir kurum. Hekimlik değerlerinden uzak değerlendirmelerle hasta tutukluların ölümüne yol açtığını maalesef görüyor ve yaşıyoruz. Bu durum Tuğluk şahsında çarpıcı bir şekilde ortaya çıktı.”
ATK ölümlere seyirci kalıyor
Hambayt, şunları söyledi: “ATK’nin bu siyasi tavrıyla karşı karşıya kaldık. Ağır tecrit koşulları tutukluların hayatını zorlaştırıyor. Tedaviye erişim haklarını engelliyor. ATK, ölümü an be an yaklaşan tutuklulara da sağlık raporlarına rağmen olumsuz kararlar vererek ölümüne seyirci kalıyor. Tuğluk, bütün hayatı boyunca, hem avukatlık hem de milletvekilliği döneminde hasta tutukluların sesi oldu.”
HABER MERKEZİ