Türkiye’nin BAE ile tarım alanında imzaladığı anlaşma dikkat çekiyor. BAE’li bakan Almheiri’nin TVF ile yaptığı görüşmede söz ettiği fırsatlardan biri olan petrokimya dışında, TİGEM’in veya varlıklarının BAE’ye satılma veya kiralama olasılığını ortaya çıkarıyor
Yusuf Gürsucu / İstanbul
AKP’li Cumhurbaşkanı R.T. Erdoğan ile Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) Abu Dabi Veliaht Prensi Şeyh Muhammed bin Zayid Al Nahyan başkanlığında Ankara’da 24 Kasım 2021 günü heyetler arası yapılan görüşmenin ardından, 14 Şubat 2022’de BAE’de bir araya geldi. Görüşmede savunma sanayisi, sağlık, iklim değişikliği, sanayi, teknoloji, kültür, tarım, ticaret, ekonomi, kara ve deniz taşımacılığı, gençlik, afet yönetimi, meteoroloji, iletişim ve arşiv alanında 13 anlaşmaya imza atıldı. Tarımsal İşbirliği Üzerine Mutabakat Zaptı’nın detayları yavaş yavaş ortaya çıkarken, anlaşmayı Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli ile BAE İklim Değişikliği ve Çevre Bakanı Mariam Almheiri imzalamıştı.
BAE’nin kolladığı fırsatlar
Türkiye ile Birleşik Arap Emirlikleri arasında tarım alanında imzalanan 13 maddelik anlaşmada iki önemli detay öne çıkıyor. BAE’nin ‘Türkiye’de bazı fırsatlarla ilgileniyoruz’ açıklamaları için TVF’nin Adana’da 10 milyar yatırımla petrokimya tesisi kurma kararının uygulanabilme olasılığı ortadan kalkarken, bu yatırım BAE’nin ilgi alanı içinde. Bir diğeri ise Sudan’da TİGEM’in kiraladığı 780 bin dekar arazide hiçbir çalışmanın yapılmamış olması ve TİGEM’in iktidarın özelleştirilecek işletmeler içinde bulunması BAE’nin kolladığı bir diğer fırsat.
Yapılan tarım anlaşması
BAE ile yapılan anlaşmada gıda güvenliği, üretimi ve ticaretine, tarıma dayalı ihtisas organize sanayi bölgelerinin (OSB) geliştirilmesine yönelik başlıklar öne çıkarken, anlaşmanın hedeflerine ulaşması için ortak bir tarım yürütme komitesi oluşturulacak. Tarım ve Orman Bakanlığı’na göre Türkiye’nin BAE ile tarım alanında imzaladığı anlaşma tarım, kırsal kalkınma ve modern tarım sistemlerinin uygulanması konularında iki ülke arasında işbirliğinin yanı sıra bilgi ve tecrübe paylaşımını da içeriyor.
Ortak teşebbüsler
Anlaşma, zirai mücadele ve bitki koruma, organik tarım, teknoloji temelli tarımsal üretim, gıda güvenilirliği, gıda üretimi ve gıda ürünlerinin ticareti, hayvancılık, hayvan sağlığı ve hayvan sevkiyatları, gıda güvenliğine yönelik tarımsal araştırmalar, iki ülkenin özel sektörleri arasında ortak teşebbüslerin teşvik edilmesi ve tarıma dayalı ihtisas OSB’lere ilişkin projelerin geliştirilmesi konularını kapsıyor. Ortak bir tarım yürütme komitesinin kurulmasına da yer verilen söz konusu mutabakat zaptı çerçevesinde belirlenen hedefler komite tarafından takip edilecek.
BAE’de gıdanın yüzde 93’ü ithal
BAE, gıda ihtiyacının yüzde 93’ünü ithal eden bir ülke. BAE ile tarımsal bir anlaşma yapılıyorsa oyun sahasının Türkiye coğrafyası olacağını belirtmek gerekiyor. Sırbistan’da devlete ait tarım şirketi Poljoprivredna Korporacija Beograd’ın (PKB), BAE merkezli Al Dahra Agricultural Company’nin aldığını da hatırlatalım. Dönemin BAE Gıda ve Su Güvenliği Bakanı olan Mariam Almheiri, Bloomberg News’e verdiği bir röportajda, “Yerel üretimimizi önümüzdeki 10 yılda gerçekçi bir şekilde yüzde 30-40 artırmayı hedefliyoruz” derken yüzde 93 gıda ihtiyacını yurt dışından karşılayan bir ülke için yüzde 30’luk bir artışın anlam içermesi mümkün olmadığı aşikar.
Akarsuyu olmayan ülke
Birleşik Arap Emirlikleri’nde tarım yapılabilecek arazi ise çok az ve ülkede akarsu bulunmamaktadır. Deniz suyu tuzdan arındırılarak tatlı su elde edilir ve tarımsal sulamada kullanılır. Sulama ile sebze, meyve, tahıl yetiştirilirken, ayrıca küçükbaş hayvancılık ve deve yetiştiriciliği yapılmaktadır. Umman ve Basra kıyılarında ise balıkçılık yapılmaktadır. Gıda ve tarımda dışa bağımlı olan BAE, petrol ve doğalgaz yatakları nedeniyle oldukça zengin bir ülke olması uluslararası oyunlarda oyun kurucu olma olanağına ulaşmasını sağlıyor. Parasal zenginliğinin çok büyük kısmı ABD bankalarında olan BAE ile ABD sıkı bir ilişki içinde oldukları ise bilinmektedir.
BAE’nin tarım operasyonları
Dubai’de gerçekleşen ‘Agra Me 2016’ tarım fuarına Türkiye’den birçok şirket katılım sağlamıştı. Türkiye’de yandaş medya, 2016 yılında “Tarımda Yatırım Fırsatlarıyla Türk Şirketleri Dubai’den Dünyaya Açılıyor” başlığı ile yapılan haberlerde, BAE kökenli firmalar ve sermaye fonlarının dünyanın farklı bölgelerinde tarım arazisi alarak yatırım yaptıkları, tarım ve gıda şirketlerine yatırım yaparak gıda güvenliğini garanti altına almayı hedeflediklerini ve 75 milyonluk (2016’da) nüfusa sahip Türkiye’ye yatırım yapması gerektiğini övgü dolu sözlerle vurgulamışlardı. Ancak bu aşk 2017’de ‘Müslüman Kardeşler’ meselesinde iki ülkenin arasında oluşan 180 derecelik farklılıkla düşmanlaşmışlardı.
BAE küresel şirketleri satın alıyor
BAE, birçok ülkede tarım arazileri alıyor ya da uzun yıllar boyunca kiralıyor. Büyük tarım şirketlerini de bünyesine katıp, gıda tekelleriyle ortaklıklar kurarak ülkelerin gıda egemenliğini ele geçiriyor. BAE, küresel tarım ve ticaret şirketi olan Louis Dreyfus’un yüzde 45 hissesini alarak kendi ülkeleri dışında hem tarım üretimlerinin hem de ticarette genişlemenin adımlarını büyüterek atıyor. Dünyada yaklaşık 203 milyon hektar tarım alanı uluslararası şirketlerce satın alındığı veya kiralandığı ise biliniyor. Bu ülkelerin başında ise İngiltere, ABD, Çin, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), İsrail ve Hindistan yer alıyor.
Sudan’ın arazileri şirketlerin elinde
Endonezya, Filipinler, Kongo ve Sudan ise topraklarını yabancılara en fazla kiraya veren ülkeler arasında. Sudan’ın toplamda 5 milyon hektarı aşan tarım arazisi yabancıların elinde. Diğer yandan Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) verilerinde, tarımda küresel işbirliği yanında sınır ötesi yatırımlar yapan ülkelerin kendi gıda arzı güvenliğini garantiye almak ve gıda ticaretine hâkim olmak için kendi topraklarıyla yetinmediği belirtiliyor.
TİGEM’in ana statüsü iptal edildi
TİGEM’in ana statüsünde değişikliğe gidildi ve 9 Nisan 2000 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan Tarım Ana Statüsü yürürlükten kaldırıldı. TİGEM, yeni düzenlemeyle yurt içi ve dışındaki kişi ve kuruluşlarla işbirliği yaparak her türlü mal ve hizmeti temin edecek, bunları pazara hazırlayarak iç ve dış pazarlarda değerlendirecek. Üretim, işleme ve pazarlama faaliyetlerinde bulunarak, tesislerini kurmak üzere gerçek ve tüzel kişilerden yer kiralayacak veya kiraya verecek. TİGEM, yurt içi ve dışından firmalarla patent, lisans, teknik beceri ve benzeri konularda anlaşmalar yapacak, bilgi ve teknolojileri geçerli olan mevzuata göre satacak, satın alacak.
TİGEM kiraladı işletemedi
Türkiye, Sudan’da 780 bin 500 hektarlık tarım arazisini Tarım Gıda ve Hayvancılık Bakanlığı Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğü (TİGEM) eliyle kiralarken, henüz üretime yönelik bir adım atılabilmiş değil. Büyük bir ekonomik çıkmaz içinde kıvranan Türkiye, Sudan’da kiraladığı toprakları işletmesi ya da Türkiye’den şirketleri oraya taşıması en azından şimdilik mümkün görülmüyor. Kiralamanın TİGEM eliyle yapılmış olması ise BAE ile yapılan anlaşmalar içinde TİGEM’in BAE’ye satılma olasılığını ortaya çıkarıyor.
Ceylanpınar da satılabilir
TİGEM, Sudan’daki ekilebilir 780 bin hektar araziyi 99 yıllığına kiralarken kiralama gerekçesi özel sektörü Sudan’a taşımak olarak ifade edilmişti. Gelişmeler ve BAE ile yapılan anlaşmalar, Sudan’da TİGEM’in kiraladığı alanlar ve Türkiye’de başta Ceylanpınar Tarım İşletmeleri arazileri olmak üzere BAE’ye satılma olasılığına işaret ediyor. Ayrıca, BAE kamu yatırımlarını yöneten varlık fonu ADQ’nun CEO’su olan Muhammed Hasan el Süveydi’nin “Birkaç fırsatı değerlendirmek için” Türkiye Varlık Fonu’yla (TVF) görüştüklerini hatırlatmamızda fayda var.
AKP’nin ekonomi anlayışı satmak
AKP’nin iktidara geldiği zaman Maliye Bakanı olan Kemal Unakıtan’ın “Babalar gibi satarız” sözleri AKP iktidarının ekonomi anlayışının özetidir. İktidara geldikleri yıl olan 2002’den başlayarak kamusal her şey sermaye çevrelerine satılmaya başlanırken, yabancıya satış olanakları da yasalarla sağlanmıştı. Yabancı uyruklu kişilerin ya da şirketlerin Türkiye’de taşınmaz mülkiyeti edinimi konusunda yasal mevzuat içinde en kapsamlı düzenleme Tapu Kanunu’nda yer almaktadır. Tapu Kanunu’nun 35. maddesine son hâlini veren kapsamlı değişiklik, 6302 sayılı Kanun’la gerçekleştirilmiştir. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından hazırlanarak 20.1.2012 tarihinde Meclis Başkanlığı’na sunulan kanun 03.05.2012 tarihinde Meclis Genel Kurulu’nda görüşülerek kabul edilmiştir.